Anoreksiya Nedir?

Anoreksiya Nedir?

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak, Anoreksiya Nedir? alanındaki ilgili içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz.

İçerik Özeti

Anoreksiya nervoza, genellikle genç kadınlarda görülen, yemeğin aşırı kısıtlanması, vücut ağırlığının aşırı düşürülmesi ve vücut imajıyla ilgili saplantılı düşünceler ve davranışlarla karakterize edilen karmaşık bir psikiyatrik yeme bozukluğudur. Bu bozukluğun nedenleri arasında kişinin kendisini kilolu hissetmesi, çevresel baskılar ve mevcut psikolojik sorunlar yer almaktadır. Anoreksiyanın belirtileri arasında aşırı zayıflığa rağmen diyet yapma ihtiyacı, yemek yeme güçlüğü, kronik halsizlik, vücut ağırlığında belirgin azalma, adet düzensizlikleri, ruhsal bozukluklar ve fiziksel belirtiler (saç dökülmesi, cilt solgunluğu gibi) yer alır. Tedavi, fiziksel sağlığın restore edilmesi, sağlıklı yeme alışkanlıklarının kazandırılması ve duygusal sorunların ele alınmasını içeren çok disiplinli bir yaklaşım gerektirir. Erken teşhis ve düzenli tedavi, hem bedensel hem de ruhsal iyileşme için kritik öneme sahiptir. Tedavi süreci, bir psikiyatrist ile işbirliği içinde yürütülen, tıbbi müdahaleler, psikolojik destek ve yaşam tarzı değişikliklerini (dengeli beslenme, düzenli spor vb.) kapsar.

Anoreksiya Nervoza, kişinin kilo alma korkusuyla normal yemek yeme davranışlarını reddetmesi ve aşırı zayıflığa yol açan ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu rahatsızlık, bireyin beden algısında bozulma yaşamasına neden olur; kişi aynaya baktığında vücudunu olduğundan kilolu görür ve bu nedenle yemek yemekten kaçınır ya da kalori alımını ciddi şekilde sınırlar. Bu durum, zamanla hem fiziksel sağlığı hem de ruhsal durumu derinden etkiler. Vücut ihtiyaç duyduğu enerjiyi alamadığı için organ fonksiyonlarında yavaşlama, kas kaybı, hormonal bozukluklar ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi sorunlar ortaya çıkar.
Genellikle ergenlik döneminde başlayan Anoreksiya Nervoza, özellikle genç kızlar arasında yaygındır, ancak erkeklerde ve farklı yaş gruplarında da görülebilir. Hastalık, yalnızca fiziksel belirtilerle sınırlı kalmaz; aynı zamanda yoğun anksiyete, depresyon, özgüven eksikliği ve sosyal izolasyon gibi psikolojik sorunlara da yol açar. Kişi çoğu zaman hastalığını kabul etmez ve kilo alma korkusunu aşırı kontrol etme çabasıyla yeme davranışlarını daha da sınırlar. Anoreksiya Nervoza, tedavi edilmediği takdirde kalp ritmi bozuklukları, böbrek yetmezliği, kemik erimesi gibi ciddi komplikasyonlara ve hatta hayati risklere neden olabilir. Bu nedenle erken tanı, doğru tedavi ve güçlü bir sosyal destek, hastalığın atlatılmasında büyük rol oynar.

İçindekiler

Anoreksiya Nervoza, bireyin beden algısında bozulma yaşamasıyla birlikte ortaya çıkan ve sağlıklı kiloda olmasına rağmen kendini kilolu hissetmesiyle karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bu rahatsızlık, bireyin ideal vücut ölçülerine ulaşma takıntısı nedeniyle, yaşamını tehdit edecek düzeyde yeme davranışlarını kısıtlaması ile sonuçlanır. Anoreksiya hastaları genellikle çok düşük kalorili diyetler uygular, sık sık tartılır ve gün boyunca yedikleri her lokmayı kontrol eder. Bu durum fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da ciddi yıpranmalara yol açar.
Anoreksiya Nervoza, genellikle çevresel baskılar, kişilik özellikleri ve sosyal medyada idealize edilen beden imajının etkisiyle tetiklenir. Özellikle ergenlik dönemindeki bireylerde sıkça görülür ve çoğu zaman kişi hastalığını kabul etmez. Bu nedenle anoreksiya nervoza fark edilmesi zor, fakat tedavisi mümkün olan bir yeme bozukluğudur. Erken tanı ve uygun tedavi süreci ile hastalar hem fiziksel sağlıklarına kavuşabilir hem de sağlıklı bir beden algısı geliştirebilir.

Anoreksiya Nervoza Neden Olur?

Anoreksiya Nervoza, genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkan psikolojik kökenli bir yeme bozukluğudur. Bu rahatsızlığın temelinde çoğu zaman toplumun dayattığı zayıflık algısı, beden imajıyla ilgili memnuniyetsizlik ve mükemmeliyetçilik yatmaktadır. Özellikle sosyal medya, moda endüstrisi ve reklamlar aracılığıyla yayılan "ideal beden" anlayışı, genç bireyler üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Kişi bu algıya uyum sağlamak için sağlıksız yollarla kilo vermeye çalışır.
Bunun yanı sıra, düşük benlik saygısı, anksiyete, depresyon, aile içi iletişim sorunları, çocukluk travmaları ve kontrol ihtiyacı gibi psikolojik etkenler de anoreksiya nervozanın gelişmesinde önemli rol oynar. Ayrıca, bazı bireylerde genetik yatkınlık da bu hastalığın oluşumunu tetikleyebilir. Tüm bu nedenler bir araya geldiğinde, birey yemek yemeyi bir kontrol mekanizması olarak görmeye başlar ve zamanla bu davranış kronik hale gelerek ciddi sağlık problemlerine yol açar.
Bu durum yalnızca bireyin fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerini, akademik veya iş performansını ve genel yaşam kalitesini de olumsuz etkiler. Anoreksiya Nervoza geliştiren kişiler, zamanla ailelerinden ve arkadaş çevrelerinden uzaklaşabilir, sosyal ortamlarda yemek yemekten kaçınabilir ve giderek içe kapanabilir. Bu sosyal izolasyon, mevcut psikolojik sorunları daha da derinleştirir ve hastalığın ilerlemesine zemin hazırlar.
Tedavi süreci ise genellikle uzun soluklu ve çok yönlüdür. Psikolojik terapi, beslenme desteği ve gerekirse tıbbi müdahale içeren bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Anoreksiyanın tamamen geçmesi mümkündür; ancak bu, kişinin hem zihinsel hem de fiziksel olarak iyileşmesini hedefleyen profesyonel bir süreci gerektirir. Özellikle erken tanı, hastalığın kalıcı hasar bırakmadan kontrol altına alınmasında büyük önem taşır. Toplumda beden algısına yönelik farkındalık oluşturulması, bireylerin benlik saygısını güçlendirecek sağlıklı sosyal ortamların teşvik edilmesi, bu yeme bozukluğunun önlenmesinde kritik rol oynar.

Anoreksiya Nedeniyle Ortaya Çıkabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Anoreksiya Nervoza, uzun süreli ve tedavi edilmediğinde ciddi fiziksel ve psikolojik komplikasyonlara yol açabilen bir yeme bozukluğudur. Aşırı kilo kaybı ve yetersiz beslenme sonucunda vücut temel fonksiyonlarını yerine getiremez hale gelir. Bu durum, kalp ritmi bozuklukları, düşük tansiyon, elektrolit dengesizlikleri ve hatta kalp durması gibi hayati tehlikeler doğurabilir. Aynı zamanda adet düzensizlikleri, kısırlık, kemik yoğunluğunda azalma (osteoporoz) ve kas erimesi gibi ciddi sağlık sorunları da görülebilir.
Psikolojik komplikasyonlar da en az fiziksel olanlar kadar önemlidir. Depresyon, anksiyete, sosyal izolasyon ve intihar düşünceleri, anoreksiya nervozanın sık görülen sonuçları arasındadır. Uzun süreli açlık ve besin eksiklikleri beyin fonksiyonlarını da etkileyerek bilişsel bozukluklara neden olabilir. Tüm bu komplikasyonlar, anoreksiyanın yalnızca bir kilo problemi değil, yaşamı tehdit eden çok yönlü bir hastalık olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, erken tanı ve profesyonel destek, komplikasyonların önlenmesinde kritik rol oynar.
Anoreksiya Nervoza’nın ilerleyen evrelerinde bireyin bağışıklık sistemi zayıflar, bu da enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı vücudun direncini azaltır. Cilt kuruluğu, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma gibi dış görünüşteki değişimler de hastalığın ileri belirtileri arasında yer alır. Vücut ısısını koruyamayan bireylerde sürekli üşüme ve morarma gibi semptomlar da görülür. Ayrıca, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında azalma, sindirim sistemi sorunları, mide bulantısı, kabızlık ve gaz problemleri de anoreksiya kaynaklı komplikasyonlara dahildir.
Bununla birlikte, anoreksiyanın kronikleşme riski de oldukça yüksektir. Tedavi edilmeden uzun süre devam eden vakalarda kişi, hem fiziksel hem de zihinsel olarak ciddi gerilemeler yaşar. Bu durum bireyin günlük yaşamını, iş gücünü, eğitim hayatını ve sosyal ilişkilerini sürdüremez hâle getirebilir. Ayrıca tekrarlayan yeme bozukluğu atakları, tedavi sürecini zorlaştırabilir ve yaşam boyu izler bırakabilir. Bu yüzden yalnızca akut belirtileri değil, uzun vadeli etkileri de göz önünde bulundurarak bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir.
Toplumda hâlâ yaygın olan "sadece zayıflamak istiyor" algısı, anoreksiya nervozanın ciddiyetini küçümsemekte ve tedaviye geç başvurmaya neden olabilmektedir. Oysa bu hastalık, ruh sağlığına dair derin çatışmaların dışa vurumu olarak değerlendirilmelidir. Hem bireylerin hem de ailelerin bu konuda bilinçlenmesi, erken müdahale için son derece önemlidir. Özellikle gençler arasında beden algısına yönelik olumlu yaklaşımlar geliştirmek, medyadaki zararlı güzellik standartlarına karşı farkındalık oluşturmak ve psikolojik destek mekanizmalarını güçlendirmek, anoreksiya nervozayla mücadelede kalıcı çözümler sunabilir.

Anoreksiya Nervoza Nasıl Önlenir?

Anoreksiya Nervoza'nın önlenmesi, bireyin psikolojik sağlığının korunması ve sağlıklı beden algısının geliştirilmesiyle mümkündür. Öncelikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bireylere sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılmalı ve vücut imajına yönelik baskılardan uzak tutulmaları sağlanmalıdır. Ailelerin, çocuklarının yeme davranışlarını, özgüven gelişimini ve sosyal çevresini dikkatle gözlemlemesi büyük önem taşır. Medya ve sosyal platformlarda sunulan "ideal beden" algısına karşı eleştirel bakış açısı kazandırmak, anoreksiya riskini azaltmada etkili olabilir.
Ayrıca, duygusal sorunların erken fark edilmesi ve bu konuda profesyonel destek alınması, yeme bozukluklarının oluşmasını önlemede önemli bir adımdır. Okullarda ve toplumda psikolojik dayanıklılık, öz-sevgi ve beden pozitifliği gibi konularda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, anoreksiya nervoza önlenebilir bir hastalıktır ve bunun için aile, eğitimciler ve sağlık uzmanları iş birliği içinde olmalıdır.
Anoreksiya Nervoza'nın önlenmesinde, yalnızca bireysel farkındalık değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk da büyük rol oynar. Özellikle medya kuruluşları, reklam ajansları ve sosyal medya influencer'ları; gerçekçi, çeşitli ve sağlıklı beden temsillerine yer vererek beden algısı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir. Güzellik standartlarının yeniden tanımlanması, bireylerin kendilerini sadece kiloya göre değerlendirmemesi açısından hayati önem taşır. Bu doğrultuda beden olumlama hareketlerinin desteklenmesi ve her beden tipinin sağlıklı olabileceğine dair mesajların yaygınlaştırılması, gençlerde yeme bozuklukları riskini azaltabilir.
Ayrıca, okul müfredatlarına beden sağlığı, duygusal zeka ve öz-farkındalık gibi konuların entegre edilmesi, öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren sağlıklı yaşamı bir değer olarak benimsemelerine yardımcı olur. Öğretmenler ve okul rehberlik servisleri, öğrencilerin beslenme alışkanlıklarındaki değişimleri yakından takip ederek erken müdahale sağlayabilir. İş yerleri, spor salonları ve gençlik merkezleri gibi sosyal alanlarda da bu konuda bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Sonuç olarak, Anoreksiya Nervoza'nın önlenmesi; bireysel çaba kadar, sistemli ve kolektif bir bilinçlenmeyi gerektirir. Bu hastalığın önüne geçmek, sadece fiziksel sağlığı değil, toplumsal ruh sağlığını da korumak anlamına gelir.

Anoreksiya Belirtileri

Anoreksiya Nervoza belirtileri, hem fiziksel hem de psikolojik yönleri olan, zamanla yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen semptomlardır. Hastalığın erken belirtilerini fark etmek, tedavi sürecinde büyük avantaj sağlar. En yaygın anoreksiya belirtileri şunlardır:
Fiziksel Belirtiler:

  • Hızlı ve aşırı kilo kaybı
  • Sürekli üşüme, düşük vücut ısısı
  • Bayılma veya baş dönmesi
  • Kas kaybı ve güçsüzlük
  • Adet düzensizliği veya adetin tamamen kesilmesi (amenore)
  • Saç dökülmesi, ciltte kuruluk ve tırnak kırılması
  • Kabızlık ve mide problemleri

Psikolojik ve Davranışsal Belirtiler:

  • Kilo alma korkusu ve takıntılı şekilde tartılma
  • Vücudu olduğundan kilolu görme (bozulmuş beden algısı)
  • Yemek yemekten kaçınma veya çok az yeme
  • Kalori hesabı yapma ve yemek sonrası suçluluk hissi
  • Sosyal ortamlarda yemek yemekten kaçınma
  • Aşırı egzersiz yapma
  • Depresyon, anksiyete ve içe kapanma

Anoreksiya Nervoza'nın belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak bu işaretlerden birkaçı bile varsa mutlaka profesyonel bir destek alınmalıdır. Erken tanı ve doğru yaklaşım, anoreksiyanın ciddi komplikasyonlara dönüşmeden kontrol altına alınmasını sağlar.
Anoreksiya Nervoza belirtileri zamanla daha da şiddetlenebilir ve kişinin hem fiziksel sağlığında hem de ruhsal durumunda kalıcı hasarlara yol açabilir. Özellikle genç bireylerde bu belirtiler, sosyal hayattan kopma, okul başarısında düşüş, arkadaş ilişkilerinde bozulma ve özgüven kaybı gibi sonuçlarla kendini gösterebilir. Ayrıca, hastalığın ilerleyen evrelerinde kişi kendi yaşamını tehlikeye atacak kadar düşük kiloya ulaşabilir, ancak hâlâ kilo alma korkusunu yenemediği için tedaviyi reddedebilir. Bu durum, anoreksiyanın psikolojik boyutunun ne kadar güçlü olduğunu ve sadece “zayıflama isteği” ile açıklanamayacağını ortaya koyar.
Toplumda hâlâ yaygın olan yanlış inanışlar —örneğin sadece zayıf kalmak isteyen kişilerin anoreksiya olabileceği düşüncesi— bu belirtilerin göz ardı edilmesine neden olabilir. Oysa anoreksiya nervoza, her yaştan bireyde ve farklı vücut tiplerine sahip kişilerde görülebilir. Bu nedenle hem bireylerin hem de ailelerin bu belirtiler konusunda bilinçli olması, hastalığın erken tanınması ve etkili müdahale açısından kritik öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki anoreksiya, zamanında fark edildiğinde başarıyla tedavi edilebilen bir yeme bozukluğudur ve bu süreçte duygusal destek, anlayış ve profesyonel rehberlik en az tıbbi müdahale kadar önemlidir.

Anoreksiya Nervoza Nasıl Teşhis Edilir?

Anoreksiya Nervoza teşhisi, genellikle hem fiziksel belirtilerin hem de bireyin yeme davranışlarının detaylı bir şekilde değerlendirilmesiyle konur. Bu süreçte ilk adım, kişinin beden kitle indeksinin (BKİ) değerlendirilmesi ve son dönemdeki kilo kaybının boyutunun incelenmesidir. Ancak anoreksiyanın sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir rahatsızlık olması nedeniyle, teşhis için psikolojik değerlendirme büyük önem taşır.
Uzman doktorlar ve psikiyatristler, bireyin yeme alışkanlıklarını, vücut algısını, kilo alma korkusunu ve davranış kalıplarını analiz ederek tanıya ulaşır. Aynı zamanda, laboratuvar testleriyle hormonal dengesizlikler, elektrolit seviyeleri, organ fonksiyonları ve beslenme yetersizlikleri incelenir. DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) kriterleri de teşhis sürecinde kullanılır. Anoreksiya Nervoza tanısı genellikle bir psikiyatrist veya yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış bir ekip tarafından konur.
Anoreksiya Nervoza teşhisi konurken, sadece tıbbi testler değil, bireyin günlük yaşamı üzerindeki etkiler de dikkate alınır. Uyku düzeni, sosyal ilişkiler, okul veya iş performansı gibi alanlarda yaşanan değişimler, hastalığın şiddetini belirlemede önemli ipuçları sunar. Ayrıca aile üyeleri veya yakın çevrenin gözlemleri, bireyin hastalıkla ilgili inkâr mekanizmasını aşmasına yardımcı olabilir. Bu nedenle teşhis süreci, bireysel değerlendirme kadar aile görüşmelerini de içerebilir.
Bazı durumlarda, anoreksiya başka psikiyatrik bozukluklarla birlikte seyredebilir. Özellikle obsesif kompulsif bozukluk (OKB), anksiyete bozuklukları, depresyon ve vücut dismorfik bozukluğu gibi rahatsızlıklarla birlikte görülebilir. Bu nedenle multidisipliner bir değerlendirme süreci oldukça önemlidir. Doğru tanı konulması, kişiye özel bir tedavi planının oluşturulmasını sağlar. Erken ve doğru teşhis, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve yaşam kalitesini artırmak açısından hayati bir adımdır. Unutulmamalıdır ki anoreksiya nervoza, zamanında fark edilip müdahale edildiğinde tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Anoreksiya Nervoza Nasıl Tedavi Edilir?

Anoreksiya Nervoza tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve genellikle psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve iç hastalıkları uzmanının iş birliğiyle yürütülür. Tedavide öncelikli hedef, hastanın kilo almasını sağlamak ve hayati riskleri ortadan kaldırmaktır. Bunun ardından psikolojik destek, kişinin bozulmuş beden algısını ve yeme davranışlarını düzeltmek için devreye girer.
Tedavi sürecinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)’dir. Bu terapi, bireyin sağlıksız düşünce kalıplarını değiştirmeye ve yemekle ilgili korkularını aşmaya yardımcı olur. Aynı zamanda bireysel psikoterapilere ek olarak aile terapisi, özellikle ergen hastalarda oldukça etkilidir. Beslenme uzmanı eşliğinde hazırlanan kişisel beslenme programlarıyla sağlıklı ve sürdürülebilir bir kilo artışı hedeflenir. Ciddi vakalarda ise hastaneye yatış, tıbbi izlem ve ilaç tedavisi de gerekebilir. Unutulmamalıdır ki anoreksiya tedavisi zaman alabilir, ancak doğru destekle tamamen iyileşme mümkündür.
Tedavi sürecinde sabırlı olmak, hem hasta hem de ailesi için oldukça önemlidir. Anoreksiya Nervoza genellikle kişinin hastalığını kabul etmemesiyle karakterize olduğu için, terapi süreci başlangıçta dirençle karşılanabilir. Bu noktada, uzmanların empatik yaklaşımı ve aile bireylerinin anlayışlı tutumu, iyileşme motivasyonunu artırabilir. Tedavinin etkili olabilmesi için hastanın güven ortamı içinde kendini ifade edebilmesi ve duygusal ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulması gerekir.
Ayrıca, iyileşme süreci boyunca hasta düzenli olarak takip edilmeli ve gelişimi izlenmelidir. Kilo artışı tek başına yeterli bir başarı kriteri değildir; asıl hedef, bireyin sağlıklı bir beden algısı geliştirmesi, yemekle olan ilişkisini düzeltmesi ve psikolojik olarak dengeli bir yaşam sürdürebilmesidir. Tedavi süreci tamamlandıktan sonra da nüks riskine karşı belirli aralıklarla psikolojik danışmanlık alınması önerilir. Uzun vadeli takip, olası tekrarların erken fark edilmesini sağlar ve hastanın yaşam kalitesini korumaya yardımcı olur. Bu nedenle anoreksiya nervoza tedavisinde başarı, sadece fiziksel iyileşme değil; bütüncül, sürdürülebilir bir iyileşme yaklaşımıyla mümkündür.

Anoreksiya Nervoza Nasıl Geçer?

Anoreksiya Nervoza, doğru teşhis ve profesyonel destekle iyileştirilebilen bir yeme bozukluğudur. Ancak bu süreç genellikle uzun ve sabır gerektiren bir tedavi sürecini içerir. Anoreksiyanın geçmesi için en önemli adım, kişinin hastalığını kabul etmesi ve iyileşmeye istekli olmasıdır. Ardından, psikolojik destek, tıbbi takip ve beslenme düzenlemesi içeren çok yönlü bir tedavi süreci başlatılır.
Bu hastalık çoğunlukla psikoterapi, özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile tedavi edilir. Aynı zamanda bireyin sağlıklı bir kilo aralığına ulaşması için bir beslenme uzmanı ile çalışması şarttır. Gerekli durumlarda ilaç tedavisi, aile terapisi ve hastanede yatış gibi destekleyici yöntemler de uygulanabilir.
Anoreksiya Nervoza’nın iyileşme süreci, yalnızca kilo alımıyla sınırlı değildir; kişinin yemekle, vücuduyla ve duygularıyla kurduğu ilişkiyi yeniden yapılandırmayı da kapsar. Bu süreçte bireyin içsel motivasyonunun desteklenmesi, tedaviye bağlılığını artırır. Hastalığın kökeninde yatan düşünce kalıpları değiştirilmeden, yüzeydeki semptomların ortadan kaldırılması yeterli olmayabilir. Bu nedenle, tedavinin derinlemesine ve kişiye özel olması büyük önem taşır.
Ayrıca, iyileşme yolculuğunda karşılaşılan duygusal iniş çıkışlar son derece doğaldır. Kimi zaman kişi ilerlediğini düşünse de eski davranışlara dönme riski olabilir. Bu gibi durumlarda bireyin kendine karşı şefkatli olması, suçluluk duymadan süreci kabullenmesi teşvik edilmelidir. Profesyonel destek sayesinde bu zorlayıcı dönemler daha kolay atlatılır ve birey adım adım sağlıklı yaşam becerileri kazanır. Uzun vadede amaç, yalnızca anoreksiya nervozayı yenmek değil; aynı zamanda sürdürülebilir, dengeli ve tatmin edici bir yaşam tarzı oluşturmaktır.

OluşturanNP İstanbul Hastanesi Yayın Kurulu
Güncellenme Tarihi
Oluşturulma Tarihi
Paylaş
Sizi Arayalım
Phone
İlgili Tıbbi Birimler