Neler Yapar?
Np Feneryolu Tıp Merkezi’nde hizmet veren Çocuk ve Ergen Gelişimi & Otizm Merkezi (ÇEGOMER), Nörogelişimsel bozukluklar altında yer alan; Otizm Spektrum Bozukluğu, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Özgül Öğrenme Bozukluğu, İletişim Bozuklukları, Zihinsel Yetersizlik, Motor ve Tik Bozukluklarına yönelik günlük yaşam, akademik ve sosyal becerileri destekleyici rehabilitasyon programlarının oluşturulduğu ve gelişim takibinin yapılarak uygulamaya geçirildiği merkezdir.
Sağlık ve eğitim ayağını bir arada tutan merkezin programları; erken çocukluk programı, okul öncesi ve okul programı, ev takip programlarını oluşturmaktadır. Erken çocukluk programı, çocuk ergen psikiyatristi, özel eğitim öğretmeni, spor hareket eğitim uzmanı, klinik psikolog, dil konuşma terapisti ve uzman ergoterapist kadrosuyla erken çocukluk eğitimi, iletişim ve etkileşim becerileri oyun becerileri, öğrenmeye hazırlık becerileri, ebeveyn ilişkisi, beslenme, uyku, tuvalet gibi günlük yaşam becerileri ve duyusal kazanımın sağlanmasını amaçlamaktadır.
Çocuğun ihtiyacına göre tam ya da yarım gün olarak planlanabilen program; okul öncesi ve okul programları, akademik öncesi ve akademik becerilere katılım, günlük yaşam becerilerini yönetebilme, kendine bakım, oyun, üretici ve serbest zaman aktivitelerine katılım, sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin kazanımını amaçlamaktadır.
Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen veya kişinin hayatı boyunca bütün yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen sözel ve davranışsal bozukluk çeşididir. Ruhsal bir bozukluk olarak adlandırılan otizm’ de erken teşhis ve rehabilitasyon çok önemlidir. İlk 3 yaş döneminde yinelenen davranış belirtileriyle kendini gösterir. Otizmin tamamen atlatılması için herhangi bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Rahatsızlığın kişinin kaliteli bir hayat sürdürmesini ve toplum içinde sosyalleşmesini engelleyen etkilerini minimum seviyeye indirmek mümkündür. Farklı ilaç tedavileri ve rehabilitasyon yöntemlerinin uygulanması bu noktada büyük fayda sağlamaktadır.
Otizm; erken çocukluk çağlarında belirtilerin gözlendiği önemli bir nöro-gelişimsel bozukluk olarak adlandırılır. Atipik otizm ise bazı yönleriyle otizme benzer ancak yaygın gelişimsel bozukluklar spektrumundaki bozukluklardan birinin altında konumlandırılmayan bozukluk olarak adlandırılır. Şiddeti otizm’ den daha azdır. Bazı durumlarda otizmden oldukça uzak gözlemlenebilir. Otizm erkek çocuklarda kızlara oranla 3-4 kat daha sık görülmektedir. Otizme dair belirtiler bazı çocuklarda gelişim basamaklarının erken dönemlerinde başlarken, bazı çocuklarda öncelikle normal seyreden gelişimde gerileme veya aksaklıklar olur. Otizm şüphesi çocuğun konuşmasının gecikmesi veya etrafa ilgisiz, tepkisiz olması ile ortaya çıkar. Aile, çocuğun akranları konuştuğu halde hiç kelime çıkarmamasından ya da daha önce “anne, baba” gibi tekli kelimeleri söyleyebilirken son aylarda bu kelimeleri unutması nedeniyle bir uzmana başvurur.
Otizm Belirtileri Nelerdir?
Otizmli doğan bir bebek sağlıklı bir bebekten farksızdır. Tabi ki bu ilk aylar için geçerlidir. Belirli bir dönemden sonra ortaya çıkar. Doğumdan sonra bebekte bir süre herhangi bir normal olmayan durumla karşılaşılmaz. Fakat bebek büyümeye başladıkça otizm belirtileri de meydana çıkar. Otizm belirtileri, üç alanda incelenerek gözlemlenir. Yinelenen davranışlar, iletişim ve sosyal etkileşim ile saptanan otizm belirtileridir. Otistik çocuklar aşağıda sıraladığımız semptomların çoğunu gösterirler;
- Otizm belirtilerinde sosyal etkileşim ve iletişimde yetersizlik gözlemlenir.
- Hiç göz kontağı kurmayabilir.
- Genellikle jest ve mimik kullanmazlar.
- İsmi söylendiğinde veya seslenildiğinde tepki vermezler.
- Kişilerin, aile bireylerinin ilgisine karşı duyarsızlık gözlenebilir.
- Yaşıtları ile ilişkiler kuramayabilir ve bunda zorlanabilir.
- Dil gelişiminde ve konuşma becerisinde gecikme gözlenebilir.
- Oyunlara ve aktivitelere karşı ilgisiz olabilir.
- İletişim kurmada ve devam ettirmede problem yaşayabilir.
- Oyuncaklara karşı duyarsız ve ilgisiz davranabilir.
- Rutin yaptığı şeylerde aşırı ısrarcı davranıp tepki gösterebilir.
- Değişliklere ve yapılanlara karşı aşırı tepki gösterebilir.
- Etrafındaki nesnelere farklı amaçlar ve nitelikler yükleyebilir.
- Kendi etrafında dönme, sallanma gibi tekrarlayıcı hareketler yapar.
- Konuşurken konuşma ses tonunu ayarlamakta zorlanır.
- Aşırı haraketli olabilir ya da tamamen hareketsizdir.
- Beş duyu organıyla hissedebileceği, ses, ışık, acı ve koku gibi durumlara maruz kaldığında aşırı hassasiyet gösterebilir.
- Bazı durumlara karşı tahammülsüzlük gösterebilir veya davranabilir.
- Bazı sıra dışı konulara gereğinden fazla ilgi duyabilir.
Çocuğun alacağı özel eğitim evresinde sorumluluk paylaşılmalı ve çiftlerden birinin üzerine sorumluluk yıkılmamalıdır. Aile üyeleri birbirini desteklemelidir. Çocuğun dil gelişimi, sosyal uyumu, aile içindeki farkındalığı ve çevre ile uyumu için tüm ailenin birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Bu rahatsızlığı taşıyan çocukların büyük bir kısmında zeka geriliği bulunur. Ayrıca bu bozukluğa sahip çocukların bir kısmında epilepsi gibi nörolojik hastalıklar da saptanabilir. Bu yüzden ailelerin dikkat etmesi gereken durumları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Bebeklerin 6-9 ay arası konuşma öncesi dönemin olmayışı ya da akranlara göre çıkardığı seslerin az olması
- Bakım verenin sesine ve yüzüne ilginin az olması
- Göz temasının ve karşılıklı gülümsemenin olmaması
- İsmine bakmama
- Kucağa alınma ve başka insanlarla oynama beklentisinin olmaması
- Bazı objelere veya parçalarına aşırı ve atipik ilgi (objeleri tuhaf biçimde göze yakın tutarak inceleme)
- Otizmi olan çocukların %20-47’sinde normal gelişimin ardından 1 yaşından sonra gerileme başlar.
Otizm Ne Demek?
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) veya bilinmekte olan ismi ile yaygın gelişimsel bozukluk çocukluk dönemi nörogelişimsel problemlerden bir tanesidir. Semptomları genel olarak erken çocukluk çağında kendini gösterir. Bazı çocukların gelişim sürecinde aksaklıklar yaşanırken, bazı çocuklar da ise ilk etapta olağan gelişim göstererek bir zaman sonra gerileme gösterebilir.
Otizm 1970’li yıllarda nadir görülen bir bozukluk olarak tanımlanmasına rağmen 2000’li yıllarda sıklığının oldukça arttığı görülmektedir. Amerika Hastalıkları Kontrol Merkezinin verilerine göre 2006’da 1/150 oranında görülürken 2014’te 1/64 gibi daha yüksek oranlardan bahsedilmektedir. Otizm sıklığındaki artışın nedenleri araştırıldığında tanı konusundaki farkındalığın artması, hafif belirtiler taşıyan olguların atlanmaması ve bu hastalık grubu içinde değerlendirilmeleri ve daha geç yaşta anne-baba olma sıklığının artması sayılabilir. Ancak bunlarla birlikte sıklıktaki artışın diğer başka bilinmeyen nedenleri de olabileceği düşünülmektedir.
Otizm Neden Olur?
Otizm nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu rahatsızlıkta çok sayıda genin hastalıktan sorumlu olduğu düşünülmekte ve hastalığın tedavisinde genlerdeki bozukluğa etki eden ilaçlar geliştirilmeye çalışılmaktadır. İlerleyen yıllarda otizmi olan çocukların bir kısmında bu tedavilerin olumlu sonuçlar yaratacağı öngörülmektedir.
İkiz çocuk vakaları üzerinde gerçekleştirilen çalışmalardan sonra bu rahatsızlığın tamamı ile genetik etkenlere bağlı bulunmadığı ve aynı zamanda tamamı ile çevresel etkenler ile de bağlantılı olmadığı gözlemlenmiştir. Gerçekleştirilen bütün çalışmaların ardından bu hastalığın mayoz bölünme esnasında gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu durum, her bir kişinin doğarken otizm riski taşıdığı anlamı taşımaktadır. Her bir birey doğum esnasında bu rahatsızlığa yol açan genleri taşımaktadır.
Otizm Spektrum Bozukluğu Tanısı Nasıl Konulur?
Otizm spektrum bozukluğu tanısı, kan-idrar tahlili ya da beyin görüntüleme yöntemi ile konulamaz, yani tanı koymada kullanılabilecek vücut sıvısında ve dokularda normal ya da anormal bir süreç yoktur. Tanı klinik gözlem ve davranışsal özelliklere göre konur. Otizm genellikle 2 yaş civarında belirtiler gözlenmeye başlar ve tanı konabilir. Ancak iyi bir klinik gözlem ile 1 yaşındaki çocukta bile belirtiler saptanabilir. Otizmi bebek anne karnındayken saptamak mümkün değildir. Bu yüzden aileler çocuklarına otizm tanısı konulduğunda otizm nasıl tedavi edilir sorusunu sıklıkla gündeme getirmektedirler.
Otizm Spektrum Bozukluğu Testi Nasıl Yapılır?
Otizm spektrum bozukluğu; Klasik otizm, Asperger sendromu ya da Rett sendromu gibi problemlerin var olduğu durumu gösteren bir dizi nörogelişimsel bozukluğu kapsamaktadır. Ebeveyn ve çocuk doktorunun etkileşimi ile uygulanmaktadır.
Otizm tarama testi; 4 yaş ve üzeri çocuklara yapılan bir testtir ve iletişim yetenekleri ve sosyal yapıyı içermekte olan 40 sorudan oluşan bir test içeriğidir.
2 yaş için tarama testi içeriğinde ise; taklit etme, dikkati kontrol etme, oyun ve motor becerileri gözlemlenmektedir.
Otizm Spektrum Bozukluğu Nasıl Önlenir?
Otizm spektrum bozukluğunu engellemenin bilinmekte olan bir yolu bulunmamaktadır fakat günlük yaşamı daha iyi ayarlayabilen edebilmek için uygulanmaktadır türlü alternatifler bulunmaktadır. Erken teşhis ve zamanında ve yerinde müdahale en etili yöntemlerden biridir. Otizmin erken teşhis edilebilmesi, çocukların hareketleri, becerileri ve dil gelişimine katkı sağlayabilir.
Otizm Spektrum Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Otizm spektrum bozukluğu tedavisi, tanı konulduktan sonra aile otizm ile ilgili bilgilendirilir ve çocuğa en kısa zamanda doğru eğitim programı uygulanır. En önemli eğitim, uygulamalı davranış analizidir. Bilimsel olarak otizmde etkinliği gösterilmiş bireysel eğitimin yanında uygun yaşta konuşma eğitimi ve duyu bütünleme terapisi önerilen yöntemler arasındadır. Ailenin eğitim programına katılması ve çocuğu eğitim dışındaki zamanlarda da sosyal-duygusal alanda desteklemeleri önemlidir.
Otizm’in temel belirtilerine etkili bir ilaç tedavisi henüz bulunmamıştır. Ancak otizmi olan çocukların bir kısmında eşlik eden dikkat eksikliği, davranış sorunları, uyku problemleri, öfke kontrolünde problemler nedeniyle ilaç tedavisi gerekli olabilir.
Otizm tedavisi yıllar boyunca devam etmesi gereken bir bozukluktur, bu nedenle ailenin bu konuda bilgilenmesi son derece önemlidir. Az sayıda olguda kısa süreli ve erken başlanan eğitimle tanının tamamen yok olduğu saptanmıştır. Büyük kısmında uzun yıllar eğitimin devamı gereklidir. Çocuğun zekasının normal olması, belirtilerin hafif olması ve 6 yaştan önce konuşma becerisinin gelişmesi iyi prognostik belirleyicilerdir. Bilimsel çalışmalarda diyet tedavisi, hiperbarik oksijen tedavisi, ağır metalden arındırma ve neurofeedback gibi yöntemlerin etkinliğinin olmadığı saptanmıştır. Erken tanı ve tedavinin Otizm belirtilerini azaltmak, Otizmli bireyler ve aileleri için yaşam kalitesini yükseltmek için oldukça önemlidir. Otizm için tıbbi test yoktur. Çocuğun aynı yaştaki diğer çocuklarla karşılaştırıldığında nasıl konuştuğunu ve hareket ettiğini gözlemleyerek teşhis edilir. Bu bağlamda Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU) tedavi yönteminin ise etkinliği araştırılmaktadır. Bu araştırmanın sonucu otizm nasıl tedavi edilir sorusuna bir ışık tutacaktır. Otizm tedavisinde uygulanan birçok terapi yöntemi bulunmaktadır. Bu terapi yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Duyu bütünleme tedavisi: Duyusal problemler bireyin çevre ile uyumunu azaltmakta yerinde davranışları sergilemesine engel olmaktadır. Bireyin hayata olan adaptasyonunu azaltmakta, günlük yaşam becerileri göstermesinde engel olmakta, akademik öğrenim sağlamasını güçleştirmekte ve öz bakımını yapmakta problemler yaşatmaktadır. Son dönemde yeni çalışmalar otizm nasıl tedavi edilir sorusuna yanıt vermektedir. Duyu bütünleme tedavisinin bütünleyici yaklaşımı ile birlikte bireyin davranışlarında düzelme kaydedilmekte ve öz benliğinin oluşumunu, kontrolünü sağlamaya yardımcı olabilmektedir. Belirtilen problemlerinin minimum seviyeye inmesi konusunda tedavi desteği sağlamaktadır.
İşitsel bütünleştirme terapisi (AİT Auditoıy Integration Training): İşitsel bütünleştirme terapisi çocuğun hangi frekanslara karşı aşırı hassas olduğu belirlenir. Daha sonra ise terapi seanslarında bu frekanslardan temizlenmiş olan müzikler çocuğa kulaklıklardan dinletilir. Bu yöntemin farklı seslere karşı aşırı hassasiyeti ve davranış sorunlarını azalttığı yönünde araştırmalar da bulunmaktadır.
Müzik terapisi: Müzik terapisi beraber şarkı söyleme, müzik aleti kullanma gibi etkinlikler yardımı ile uzman terapistler tarafından uygulanan terapi yöntemidir.
Müzik terapisi çocuğun, uzman terapistle ve diğer kişilerle duygusal bağ geliştirmesine yardımcı olur. Müzik aleti kullanmak, şarkı söylemek ya da dans etmek çocukta başarı duygusunun oluşmasını sağlayabilir.
Sanat terapisi: Sanat terapisinde; resim, seramik, heykel vb. plastik sanatların kişinin kendini ifade etmesine aracılık eder. Kişinin duygusal olarak mutlu olmasının sağlaması amaçlanır. Bireyin farklı yollarla açığa vuramadığı duygu ve düşüncelerinin sanatsal çalışmalarla açığa çıkmasını sağlamaya çalışır.
Drama terapisi: Drama terapisinin asıl amacı sahne sanatlarında bulunan rol oynama, öykü anlatma vb. faaliyetleri uygulayarak bireylerin duygusal gelişimlerine ve kendilerini anlatmalarına yardımcı olmaktadır. Drama terapisi uygulanırken olmayan hareketler de çeşitli yaratıcı davranışlara dönüştürülür. Terapinin asıl amacı ise kişinin yaratıcı zihnine ulaşmasına katkı sağlamaktır. Farklı oyun yöntemleriyle nesneleri araç olarak kullanarak, insanlarla kurulan ilişkiler geliştirilmeye çalışılır.
Hayvan terapileri: Otizmli çocuklara uygulanan tedavide çocuk ile hayvan arasında etkileşim kurulmaya çalışılır. Bu sayede duyusal açıdan gelişme sağlamak hedeflenir. Çok çeşitli uygulama türleri vardır. Bu terapilerle ilgili olarak devam eden çalışmalarda özellikle otizmli çocukların kaygı ve stres seviyelerinin azaltılmasında yararları olabileceği düşünülmektedir.
Hafif, Orta Düzey ve Ağır Otizm Dereceleri
Hayatın ilk 2 senesinden başlayan gelişim gösteren yaygın gelişimsel bozukluk otizm olarak adlandırılmaktadır. Otizm teşhisi koyulan kişilerin sosyal ilişkileri kavramada zorluk, dil gelişiminde problemler, zihinsel fonksiyonlarda tutarsızlık ve duyusal reaksiyonlara duyarsızlık gibi semptomlar gözlemlenmektedir. Bu gibi semptomların her biri gözlemlenebileceği gibi sadece bazıları da görülebilir. Otizm dereceleri birbiri ile farklılık gösterir çünkü semptomları her bireyde değişik düzeylerde görülebilir. Bundan dolayı her kişiye yapılan otizm eğitimi de aynı değildir. Daha detaylı bilgi için otizm çeşitlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
Asperger Sendromu: Bir takım nörolojik bozukluk olarak adlandırılır. Kişilerle iletişime geçmede zorluk oluşturmasıyla karakterizedir. Bu otizm türü dil ve zihin gelişiminde gerileme yapmamaktadır. Bu hastalığı yaşayan bireylerde dil bilgisi, kelime dağarcığı ve sözel alanda herhangi bir zayıflık oluşturmuyor. Fakat görsel ve algısal alanlarda zayıflık yaşanabilmektedir.
Çocukluk Disinteragratif bozukluğu: Bu bulgunun bulunduğu çocuklarda en az 2 yıl gelişim normal olarak gözlemlenmektedir. Fakat bozukluğun başlaması ile beraber elde edilen birikimler hızlı şekilde kaybedilmektedir. Zihinsel becerilerde oluşan gerilikle birlikte bu otizm türünde zihinsel gerilik de görülmektedir.
Atipik Otizm: Konuşmada güçlüğün yanı sıra devam eden konuşmalar, sosyal hayatta problem ve gelişimde bozukluklar görülmektedir. Semptomlar erken yaşta ortaya çıkar. Fakat bazı durumlarda tam olarak tanı koymak da mümkün olmamaktadır. İyi bir eğitim alarak oluşan sorunlar da ortadan kaldırılabilir. Tedaviye en uygun olan otizm türü atipik olmaktadır.
Reet Sendromu: Kızlarda meydana gelen genetik bir otistik spektrum bozukluğudur. Doğum sonrasında ilk 5 ayda meydana gelmesinin yanı sıra baş büyümesi yavaşlamaktadır. Fakat takıntılı el hareketleri ile kendini gösterir. Zaman geçtikçe kişisel beceriler gerilemiş olmaktadır. İlaçlar, dikkat eksikliği gibi durumlarla birlikte ortaya çıkan bu hastalık davranışsal eğitim ve özel terapilere olumlu yanıt verebilmektedir.
Erkek ve Kız Çocuklarda Otizm İşaretleri
Bu rahatsızlık erkek çocuklarda kızlar çocuklara oranla daha yaygın görülmektedir. Kız ve erkek çocuklarda otizm işaretleri iki farklı türdedir. İlk olarak toplumsal iletişim ve etkileşim alanındaki otizm işaretlerinden bahsedebiliriz. Burada çocuğun ailesini tanıması, göz kontağı kurması, seslenildiğinde kulak vermesi beklenir. Fakat otizmli olan çocuklar bu durumlara tepkisiz kalır. Bir diğer otizm işaret türü ise tekrarlayıcı hareketler, davranışlar olarak söylenebilir. Bu davranışlar kendi etrafında dönme, sallanma gibi hareketlerdir. Bunlar ile birlikte erkek ve kız çocuklarına otizm tanısı konulabilmesi için erken çocukluk evresinde bazı belirtileri gösteriyor olması gerekir. Bazen, bu işaretler okul çağı başlayana kadar fark edilemeyebilir.
Çocuklar bu otizm işaretlerini taşıyorsa erken tanı için bir uzman tarafından değerlendirilmesi kritik önem taşımaktadır. Çocuğun bir uzman tarafından bakılıp mutlaka tedavisinin başlanılması gerekmektedir. Belirtiler incelenip tanı konulduktan sonra burada asıl görev aileye ve eğitmene düşmektedir. Otizm özel eğitimle desteklenmektedir. Bu aşamada çiftlerin olabildiğince beraber hareket etmesi ve birbirlerine karşı suçlayıcı tavır almamaları ve sakin kalmaya çalışmaları gerekir.
Hipoterapi
Hipoterapi cihazı duyusal veya zihinsel bozukluğu olan çocuk ve ergen hasta gruplarında fonksiyonel açıdan iyileşme ve gelişme sağlamak amacıyla atın hareketlerinden yararlanan bir stratejidir. Atın hareketleri değişken, ritmik, tekrarlayıcı ve çok yönlüdür. Atın hareketleri vestibüler, proprioceptif ve taktil uyaran sağlamaktadır. Kas kuvvetini geliştirerek eklem hareketliliğini desteklemektedir. Denge, koordinasyon ve vücut farkındalığı destekleyici nitelikte çalışmalar yürütülmektedir. Çalışmalar sonucunda hareketler arası koordinasyon, konsantrasyon ve etkileşim sağlanmaktadır. Atın ritmik hareketleri postural kontrol, vücut farkındalığı, motor planlamada kolaylık denge, koordinasyon, zamanlama, duyu bütünlüğü ve dikkat sürdürebilirliğinin geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.
Robotik Hipoterapi Cihazı Uygulama Alanları
- Otizm Spektrum Bozukluğu
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
- Özgül Öğrenme Bozukluğu
- Down Sendromu
- Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları
- Serebral Palsi
- Mental Retardasyon (Zeka Geriliği)
- Öğrenme Sorunları
- Konuşma Bozuklukları
- Gelişim Geriliği
- Duyu motor fonksiyon bozuklukları