Derin Transkraniyal Manyetik Uyarım (Derin TMS), beyin aktivitesini modüle etmek için manyetik alanlar kullanarak beyin hücrelerine doğrudan uyarılar gönderen non-invaziv bir tedavi yöntemidir. Geleneksel TMS'ten farkı, manyetik alanların beynin daha derin bölgelerine ulaşabilmesidir. Derin TMS, depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve bağımlılık gibi psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Bu yöntem, hastalara cerrahi müdahale gerektirmeden güvenli bir tedavi sunar ve genellikle ilaç tedavilerine yanıt vermeyen hastalarda etkili olduğu gösterilmiştir. Tedavi sırasında hasta bir başlık giyer ve manyetik impulslar belirli beyin bölgelerine yönlendirilir.
Bu tedavi, ağrısız olup genellikle birkaç hafta süren seanslarla uygulanır. Derin TMS, beyindeki nörotransmitter düzeylerini dengeleyerek hastaların semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.
Derin TMS, özellikle ilaç tedavilerine dirençli hastalarda umut verici sonuçlar sunmaktadır. Seanslar genellikle 20-30 dakika sürer ve tedavi süreci boyunca hastalar normal günlük aktivitelerine devam edebilirler. Bu yöntemin yan etkileri minimaldir ve çoğunlukla baş ağrısı ya da tedavi alanında hafif rahatsızlık hissi ile sınırlıdır. Derin TMS’in avantajlarından biri, beyin cerrahisi gerektirmemesi ve hastalara hızlı bir şekilde iyileşme süreci sunmasıdır. Ayrıca, uzun süreli psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olup, beyindeki sinir ağlarının yeniden yapılandırılmasını teşvik eder. Özellikle depresyon ve OKB tedavisinde FDA onayı almış olan bu yöntem, kişiye özgü beyin bölgelerinin hedeflenmesi sayesinde daha kişiselleştirilmiş ve etkili bir tedavi sağlar.
Derin Tmu Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?
Derin Transkraniyal Manyetik Uyarım (Derin TMS) birçok psikiyatrik ve nörolojik rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır. Özellikle majör depresyon tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olup, ilaçlara yanıt vermeyen hastalar için güçlü bir alternatif sunar. Uygulanan hastalıklar şu şekildedir;
- Majör Depresyon,
- Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB),
- Anksiyete Bozuklukları,
- Posttravmatik Stres Bozukluğu (PTSB)
- Bipolar Bozukluk,
- Nörolojik Bozukluklar,
- Alkol Bağımlılığı,
- Sigara Bağımlılığı,
- Kokain Bağımlılığı,
- Uyuşturucu Bağımlılığı,
- Multipl Skleroz (MS) -Halsizliği Giderme,
- Nöropatik Ağrı,
- Otizm - İletişim Becerilerini Artırma,
- Parkinson Hastalığı,
- Alzheimer Hastalığı.
Şizofreni-negatif belirtiler, gibi dirençli nöro/psikiyatrik bozukluklar için de CE onayı mevcut ve klinik araştırmaların sonuçları olumlu olup, tedavide kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.
Derin Tms ve Klasik Tms Arasındaki Farklar
Derin TMS (Transkraniyal Manyetik Uyarım) ve Klasik TMS arasındaki farklar aşağıdaki başlıklar altında özetlenebilir:
Manyetik Alan Derinliği: Derin TMS, klasik TMS'e göre beynin daha derin bölgelerine ulaşabilir. Klasik TMS sadece yüzeysel kortikal alanları etkilerken, derin TMS beynin alt katmanlarındaki yapıları da uyarabilir.
Tedavi Kapsamı: Derin TMS, majör depresyonun yanı sıra obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), bağımlılık, anksiyete bozuklukları ve daha karmaşık nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilirken, klasik TMS genellikle sadece depresyon tedavisinde daha yaygın olarak kullanılır.
Cihaz Yapısı: Derin TMS, H-coil adı verilen özel bir bobin kullanarak manyetik alanı daha derinlere iletebilir. Klasik TMS ise genellikle düz, yüzeysel uyarım sağlayan bir bobinle çalışır.
Etkinlik Alanı: Derin TMS, daha geniş bir beyin alanını etkileyebilir ve farklı beyin yapıları üzerinde daha güçlü bir etkiye sahiptir. Klasik TMS ise daha sınırlı bir alana odaklanır.
Yan Etkiler: Her iki yöntem de non-invazivdir ve cerrahi gerektirmez, ancak derin TMS’in daha geniş bir alanı hedeflemesi nedeniyle tedaviye bağlı yan etkilerin farklılık gösterebilmesi mümkündür. Ancak genellikle her iki yöntemde de yan etkiler minimaldir.
Bu farklar, hastanın durumuna ve hedeflenen beyin bölgesine göre tedavi seçiminin yapılmasına olanak tanır.
Derin TMU (Deep TMS) Bağımlılık Tedavisinde Neden Önemlidir?
Derin TMU (Deep TMS), bağımlılık tedavisinde özellikle nörobiyolojik süreçleri hedeflemesi nedeniyle büyük bir öneme sahiptir. Bağımlılık, beyin yapılarında ödül, haz ve motivasyon sistemlerinde meydana gelen kalıcı değişikliklerle karakterize edilir. Özellikle beyindeki dopamin salınımını düzenleyen bölgeler, bağımlılık davranışlarının temelini oluşturur. Derin TMS, beynin bu derin yapıları doğrudan uyararak dopamin gibi nörotransmitterlerin salınımını düzenler ve bu sayede bağımlılıkla ilişkili davranışların azalmasına yardımcı olur.
Bağımlılık tedavisinde kullanılan geleneksel yöntemler, ilaç tedavisi ve psikoterapi üzerine kuruludur, ancak bu yaklaşımlar her zaman tüm hastalar için etkili
olmayabilir. İşte burada Derin TMS, özellikle tedaviye dirençli bağımlılık vakalarında alternatif bir seçenek olarak devreye girer. Bu tedavi, beynin dürtü kontrolü ve kendini denetleme mekanizmalarını güçlendirerek, bağımlılık maddelerine karşı olan istek ve arzuları azaltır. Aynı zamanda, derin beyin yapılarında zamanla oluşan ödül döngülerini yeniden yapılandırarak, kişinin bağımlılık yapıcı maddelerden uzak durmasını destekler.
Bağımlılıkla mücadelede Derin TMS'in bir diğer avantajı da non-invaziv ve ağrısız bir yöntem olmasıdır. Cerrahi müdahale gerektirmemesi, yan etkilerinin minimal olması ve hastaların günlük yaşamlarına kesintisiz devam edebilmesi, bu yöntemi çekici bir tedavi seçeneği haline getirir. Ayrıca, tedavi süreci boyunca beyin plastisitesini artırarak, yeni sağlıklı alışkanlıkların kazanılmasını ve bağımlılığın üstesinden gelinmesini kolaylaştırır.