Travma sonrası stres bozukluğu psikoeğitimi, tanı konulduktan sonra birey ve ailesi için hastalık ve tedavisi hakkında bilgi verilmesidir.
Travma sonrası stres bozukluğu psikoeğitiminin amacı hastaya bu bozukluğun ne olduğu, belirtileri, tedavisi, bu bozuklukla nasıl başa çıkılabileceği hakkında detaylı bilgi verilmesi ve bu süreçlerin nasıl ilerleyeceğinin bilgisinin hasta dışında aileye de aktarılmasıdır.
Travma sonrası stres bozukluğunun diğer ruhsal bozukluklar gibi herkeste olabileceği ve tedavisinin mümkün oluşuyla birlikte hastaya bu durumu kabullendirmek ve olumlu sonuçlar almak travma sonrası stres bozukluğu psikoeğitiminin amacıdır.
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi önce travma sonrası stres bozukluğu psikoeğitimi ile başlar sonrasında ilaç ve psikoterapi ile devam eder.
Psikoeğitim hasta bireylere verilen eğitimin dışında aynı zamanda sağlıklı bireylerinde bilinçlenmesi adına verilen bu eğitimle bireylere hastalıklar hakkında bilgi verilir ve bu hastalıklara ilişkin belirtilerin gözlemlendiğinde erken tanısının mümkün olması sağlanabilir, bu hem hastalığı ya da bozukluğu kabullenme hem tedavi aşamalarında hasta bireye büyük oranda bilgi sağlayabilir. Travma sonrası stres bozukluğu psikoeğitimi tedaviye başlamak istemeyen hastalarda, tedaviye başlanıp bir süre sonra tedavinin kesildiği hastalarda ya da travma sonrası stres bozukluğunun tedavisine hastanın yanıt vermediği durumlarda da tercih edilir. Bu travma sonrası stres bozukluğunun tedavi edilmesinde büyük oranda yardımcı olabilir.
Travma sonrası oluşan stres bozukluğunun tanısı konulduktan sonra travma sonrası stres bozukluğu psikoeğitimi verilir ve sonrasında hasta ilaç ve psikoterapi yöntemleriyle tedavi edilir. Psikoterapide kullanılan yöntemler ise bilişsel-davranışçı terapiler ve EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) terapisi sıkça tercih edilir.
Travma sonrası stres bozukluğu bireyi olumsuz etkilediği gibi aile bireylerini ve yakın çevreyi de olumsuz etkileyebilir. Travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulmuş hastanın ailesine burada çok büyük görev düşmektedir. Tedavide hastanın hızlı iyileşme kaydedebilmesi için aile bireylerinin hastaya yaklaşımı hastalığı tedavi edici olmalı ve suçlayıcı yönde olmamalıdır. Aile eğer bunun tersi bir tutum sergiliyorsa burada da devreye psikoeğitim girer. Ve bu durum psikoeğitimle çözülmüş olur.