0216 633 0 633 Gönder

Bağımlılık Nedir ?

Bağımlılığın davranışsal, sosyal, biyolojik ve genetik nedenleri vardır; ancak hiçbir neden bağımlılığı tek başına açıklamaya yeterli değildir. Madde kullanımının bağımlılığa dönüşmesinde birçok etken olmasına rağmen, temelde biyolojik bir süreçtir. Kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlık, çevresel faktörler, maddeye ulaşılabilirlik, aile yapısı, toplumsal çevre ve kültürel özellikler kişinin madde kullanmaya başlaması ve bağımlılığa dönüşmesinde en önemli etkenlerdir.

Bağımlılık; Bir maddenin yaşamı, sağlığı olumsuz etkilemesine ve kullanmaya başladıktan sonra kişinin kendisini durduramamasına neden olmaktadır. Bu duruma bağımlılık denir.

Bağımlılık bir beyin hastalığı olup, mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.

Bağımlılık tedavisinde uzman bir ekip ve multidisipliner bakış açısıyla birlikte kişiye özel bir tedavi planı yapılmalıdır.

Bağımlılık unutulmamalıdır ki bir kişinin kaderi değildir ve tedavi edilebilmektedir.

BAĞIMLILIK, NEDENLERİ NELERDİR?

Bağımlılığın davranışsal, sosyal, biyolojik ve genetik nedenleri vardır; ancak hiçbir neden bağımlılığı tek başına açıklamaya yeterli değildir. Madde kullanımının bağımlılığa dönüşmesinde birçok etken olmasına rağmen, temelde biyolojik bir süreçtir. Kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlık, çevresel faktörler, maddeye ulaşılabilirlik, aile yapısı, toplumsal çevre ve kültürel özellikler kişinin madde kullanmaya başlaması ve bağımlılığa dönüşmesinde en önemli etkenlerdir.

BAĞIMLILIK NASIL GELİŞİR?

Bağımlılığa giden yolda kişiler çeşitli aşamalardan geçerler.

  • Deneme
  • Sosyal kullanım
  • Kötüye kullanım 
  • Bağımlılık (Kullanım bozukluğu)

Kişi, maddeye karşı başlangıçta var olan merakından deneme kullanımı ve devamında gelişen süreçte basit olarak gördüğü madde kullanımını denetleyebileceğini, istediği zaman bırakabileceğini düşünür. Ancak bir süre sonra kullanım kontrolden çıkarak kişi, tasarladığı ve tahmin ettiğinden daha fazla madde kullanmaya başlar.

Maddeyi bırakmak veya kontrollü şekilde kullanmak için sık sık tekrarlanan bir caba içerisine girilse de olumlu sonuç alınamaz. Kullanılan maddenin temini, madde kullanmaya ayrılan süre ve bağımlılıktan kurtulmak ve etkilerinden kurtulmak için uzun bir zaman harcanarak günlük işlerin aksatılması, aileye vakit ayrılmaması ve ailenin ihmal edilmesi sonucu ortaya çıkmakta sürekli bir çatışma ve tartışma halinin varlığı ortaya çıkmaktadır.  
Bağımlılık gelişme riski kullanılan madde cinsine, maddenin saflığına, kullanılan kişinin fiziksel ve ruhsal yapısına göre değişiklikler göstermektedir.
Bağımlılığın başlamasıyla birlikte kısır bir döngüye girilir ve tek çare hastalığın tedavi edilmesidir

BAĞIMLILIĞIN BAŞLAMA YAŞI KAÇTIR?

Bağımlılığın başlangıç yaşı ile İlgili birçok ülkede birçok istatistiksel yöntem kullanılarak yapılan çalışmalar vardır. Türkiye'de 2003 yılında farklı coğrafi bölgelerden seçilen 6 ilde öğrenime devam eden 16 yaş gençler arasında madde kullanım profili ve sıklığını araştırmayı hedefleyen ESPAD çalışması sonuçları, bağımlılık yaşının düştüğüne işaret etmektedir.

BAĞIMLILIĞIN BİYOLOJİK YÖNÜ NEDİR?

İlaç cevabında gözlenen bireysel farklılıkların en önemli nedenlerinden biri polimorfizmlerdir.

Bağımlılığın gelişmesinde beynin ödül merkezi olarak bilinen ventral tegmental alan, beynin muhakeme, karar verme, dürtü denetimi gibi birçok fonksiyonlarından sorumlu frontal korteks, duyguların yönetiminden sorumlu amigdala, öğrenme ile ilişkili Nucleus Accumbens ve Striatum gibi birçok beyin bölgesinin sorumlu olduğu bilinmektedir. Bağımlılığın her bir aşamasında beynin farklı bölgelerinde değişiklikler meydana gelmektedir.Bu nedenle bağımlılığın gelişimi çok karmaşık bir süreçtir.

Normalde sanat, yemek yeme gibi bize zevk veren uyaranlar beynin ödül merkezinde dopaminin artmasına neden olur. Madde kullanımı da ödül merkezinden yüksek miktarda dopamin salgılanmasına neden olur. Salgılanan bu dopamin kişinin haz almasına neden olur.

Normal şartlar altında bireyin birçok amacı vardır ve bunların arasından bazılarını seçmesi gerekiyor. Amaçların ortaya çıkması, bunlara değer biçme ve eylemin seçimi frontal korteks ile ilişkilidir. Bağımlılığın önemli yönlerinden birisi de, bu amaçların seçiminin madde ile ilişkili olanlarla sınırlı kalmasıdır çoğu zaman. Madde alımının tetiklediği dopamin salınımı zaman içerisinde frontal kortkesi etkileyerek yanlış karar alınmasına, seçilen eylemlerin madde kullanımı ile sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda dopamin Nucleus Accumbens ve Striatum gibi beynin öğrenme ile ilgili bölgelerini de etkileyerek öğrenme yetisinin bozulmasına neden olur. Madde bağımlılığı gelişen kişilerin aynı zamanda yeni bilgiyi öğrenme, kaydetme ve hatırlama yetilerinde de bozukluk gelişmektedir. Tekrarlayıcı ve aşırı dopamin salınımı doğal ödüllendirici olarak bilinen ve normal şartlarda kişiye keyif veren yemek yeme ve sanattan-müzikten keyif almasına da engel olmaktadır.

BAĞIMLILIK GENETİK MİDİR?

Yapılan bilimsel araştırmalar bazı kişilerin bağımlılığa yatkın olduğunu göstermektedir. Bu nasıl olur? Herhangi bir nedenden dolayı anormal gene sahip olan bireyler anormal protein üretir, bu da anormal enzim ve anormal reseptör oluşmasına neden olur. Oluşan anormal enzim ve reseptörler beynin zevk ve ödül yolaklarının nörotransmitterlerinde (merkezi sinir sistemi hücreleri arasındaki taşıyıcılar) düzensizliğe neden olur. Bunun neticesinde de madde kullanımı konusunda kontrol kaybı açısından bir zemin oluşur.

Dolayısı ile genetik yatkınlığı olan bireyin madde kullanımı sadece kimyasal düzensizliğe yol açmakla yetinmeyip, bağımlılığa giden süreci ateşler. Fakat günümüz teknolojisi ve imkânları kimin genetik olarak yatkın olup olmadığını kesin söylemeye yeterli değildir. Bu nedenle alkol/madde kullanımı beraberinde birçok riski taşır.

BAĞIMLILIK YAPAN MADDELER NELERDİR?

Sonunda ödül olan her şey bağımlılık yapabilir. Eğer bunu sadece maddeye indirgememiz gerekirse, yeni maddeden ziyade, yeni ulaşılabilir madde dememiz daha doğru olur. Bugüne kadar tanımlanmış maddeleri kabaca sıralamak gerekirse bunlar tütün, alkol, ecstasy, esrar, eroin, kokain, bonzai, içe çekilen maddeler (bali, uhu, benzin, boya sökücüler, eter, halotan v.s.), LSD, GHB, bazı mantar türleri, ketamin, anabolik steroidler, metamfetamindir. Son yıllarda esrarın kimyasal türevleri olan ve rutin toksikoloji tetkikleri ile henüz tespit edilemeyen, maddeler de kullanılmaya başlanmıştır.

Fakat günümüzde gittikçe artan bir bağımlılık türü de internet bağımlılığıdır. Özellikle ergen ve genç yetişkinler arasında oldukça yaygın görülmeye başlanmıştır. Bahis ve kumar eskiden beri var olan bağımlılık çeşitleri iken, buna çevrimiçi bahis oynama da eklenmiştir. Buna ek olarak bilgisayar oyunları, internet bağımlılığı, sanal alışveriş bağımlılığı da tedavi edilmesi gereken bağımlılık türlerini oluşturmaktadır.

Daha detaylı bilgi ve Laboratuvar İstek Formu dökümanları için buraya tıklayarak ilgili broşürümüzü indirebilirsiniz.Bağımlılık yapan maddeler için tıklayınız

BAĞIMLILIĞIN PSİKOLOJİK YÖNÜ NEDİR

Bağımlılığın sebebi ve sürdürülmesini açıklamaya çalışan birçok psikolojik açıklama mevcuttur. Detaylı bilgi için tıklayınız

BAĞIMLI OLAN KİŞİYE NASIL DAVRANMALI?

Alkol ya da madde bağımlılığı kişi için olduğu kadar yakınları içinde oldukça zor bir hastalıktır. Kişinin aile, iş ve sosyal hayatı gibi pek çok alanda sorun yaşamasına sebep olduğu için aileleri olarak nasıl davranmamız konusunda bilgilenmemiz onlarla daha sağlıklı ilişkiler kurmamızı sağlayacaktır.

Bu yazı bağımlılık konusunda bilgi vermek ve bağımlı yakınlarınızla etkili bir iletişim kurmanıza yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Aşağıdaki bilgilerle ilgili her türlü sorularınız hakkında hastanemizdeki psikiyatrist ve psikologlarımızdan yardım alabilirsiniz.

NASIL İLETİŞİM KURMALISINIZ?

•Onu anladığınızı hissettirin…
•Suçluluk hissi yaratacak cümleler kurmak alkol madde kullanım döngüsünü devam ettirir.
•Affedici olun. Yaptığı hatalar olabilir, sadece davranışlarını ve yaptıklarını onaylamadığınızı unutmayın.
•Öğüt verici konuşmalardan kaçının.
•İyi bir dinleyici olun. Alkol- madde kullanım sebeplerini anlamaya ve çözmesine yardımcı olmaya çalışın.

Bağımlılık bir anda gelişen bir durum değildir. Genellikle kişi kullandığı maddeyi birkaç defa dener sonrasında kontrol edebileceğini düşünerek düzenli kullanmaya başlar.

Bağımlılığın ne kadar zaman sonra gelişeceğine dair net bir bilgi bulunmamaktadır. Bu durum kişinin kullandığı maddenin türüne, maddenin saflığına, kullanım sıklığına, miktarına ve kişinin fiziksel ve ruhsal yapısına göre değişmektedir.

Bağımlılık düzelir ama iyileşmez. Kişinin yaşamı boyunca alkol ya da maddeden uzak durması gerekir. Aksitakdirde tekrar kullanım sonrasında bağımlılık sorunu nükseder ve sorunlar yeniden yaşanmaya başlar.

Bağımlı olmanın iradeyle bir ilgisi yoktur. Kimse bağımlı olmak için madde kullanmaya başlamaz, “bir kere denemekle bir şey olmaz.”diyerek başlar. Unutmayın, herkes bağımlı olabilir.

Bağımlılık iyileşebilen bir beyin hastalığıdır. Bağımlı kişiler alkol-madde kullanımını sonlandırmak için destek almalı ve tedavi görmelidir.

TEDAVİ SONRASI NASIL DAVRANMALIYIM?

Bağımlılık bir aile hastalığıdır. Sadece kişinin kendisini değil tüm aileyi etkilemektedir. Bağımlılık tedavisi üçayaklı bir tedavi olması sebebiyle sizlerin de tedavide etkin bir rolü bulunmaktadır. Hem hastanedeki yatış süreci hem de taburculuk sonrası dönemde aileye önemli görevler düşmektedir.

SORUMLULUK VERİN

Bağımlı kişiler genellikle hayatlarında sorumluluk almaktan kaçınırlar. Kişiler alkol veya madde kullanımı sebebiyle ya görevlerini önemsememekte ya da kendileri yerine bu görevleri yapacak birileri bulunmaktadır. Bu noktada aile içi görev tanımlarının ve rollerin belirli olması gerekmektedir. Öncelikle kendi yaşam alanları başta olmak üzere hayatlarının sorumluluklarını kendilerine vermek tedavide önleyici faktörler arasındadır.

Yeni arkadaşlar edinmek. Kişinin alkol- madde kullanan kişilerden ve ortamlarda olması tekrar kullanımı kolaylaştırmaktadır. Bu sebeple hayatının yeniden düzenlemesi, boş zamanının doldurulması önemlidir. Yeni arkadaşlıklar kurmak zaman alıcı olabilir, umutsuzluk ve isteksizlik görüldüğünde kaygıya kapılmamak gerekir.
Yakınları olarak bu dönemde sabırlı olmak ve hayatındaki değişiklikleri yapması konusunda onlara destek olmak önemlidir.

Vanokserin İğne Tedavisi

BAĞIMLILIK TEDAVİSİ

BAĞIMLILIKTA İYİLEŞME SÜRECİ

NEDEN NPAMATEM BAĞIMLILIK MERKEZİ?

BAĞIMLILIK VE AİLE

NPAMATEM EBEVEYN TUTUMLARI

H. Nesrin DİLBAZ
Psikiyatri Uzmanı
Prof.Dr. H. Nesrin DİLBAZ
Yayınlama Tarihi:
20 Temmuz 2018
Güncelleme Tarihi:
07 Ekim 2021