Sigara kullanımı, aktif ya da pasif içicilik yoluyla dünya genelinde her yıl yaklaşık 7 milyon kişinin yaşamını kaybetmesine neden olan ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Türkiye’de ise sigara içen kişi sayısının 20 milyona yaklaştığı bilinmektedir. Zararları yaygın biçimde bilinmesine rağmen sigara bağımlılığı, bırakılması zor ancak doğru destekle yönetilebilen bir durum olarak değerlendirilmektedir.
İçindekiler
Sigara tüketiminin azaltılmasına dikkat çekmek amacıyla her yıl 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak anılmaktadır. Bu özel gün, sigara bağımlılığı hakkında farkındalık yaratmak ve bırakma motivasyonunu desteklemek açısından önemli bir fırsat sunar.
Sigara Bağımlılığı Bir Alışkanlık Değil, Bir Bağımlılıktır
Sigara, tıpkı alkol, madde kullanımı ya da davranışsal bağımlılıklar gibi beyin temelli bir bağımlılık olarak ele alınır. Nikotin, beyindeki ödül mekanizmalarını etkileyerek haz duygusuyla ilişkilendirilen dopamin salgılanmasını artırır. Bu durum, sigaranın yalnızca bir alışkanlık değil, tekrar edebilen kronik bir bağımlılık süreci oluşturmasına neden olur.
Bu nedenle sigarayı bırakma sürecinde en önemli unsur, kişinin bırakmaya yönelik isteği ve motivasyonudur. Motivasyon düzeyi arttıkça bırakma sürecinin yönetilebilirliği de artabilir. Bununla birlikte bağımlılığın şiddeti, sürecin zorluk derecesini etkileyebilir. Bazı bireylerde profesyonel destek almak bırakma başarısını artırabilir.
Light Sigara ve Azaltarak Bırakma Yanılgısı
Toplumda yaygın olan bir inanış, “light” sigaraların ya da sigarayı azaltmanın bırakma sürecini kolaylaştırdığı yönündedir. Ancak mevcut bilimsel veriler, düşük nikotinli sigaralar veya azaltarak içmenin kalıcı bırakma açısından etkili bir yöntem olmadığını göstermektedir. Kısa vadede kullanım azalsa da, çoğu zaman eski tüketim düzeyine geri dönülebilmektedir.
Bu nedenle sigara bırakma sürecinde, kişiye uygun yöntemlerin belirlenmesi ve sürecin bilinçli şekilde yönetilmesi önem taşır.
Bıraktıktan Sonra Süreç Nasıl İlerler?
Sigarayı bırakmak, genellikle başlamaktan daha kolay; bırakmayı sürdürmek ise daha fazla çaba gerektiren bir süreçtir. Bırakma sonrasında özellikle ilk haftalar ve aylar boyunca tekrar içme isteği yaşanabilir. Bu isteğin zaman zaman artıp azalması olağan kabul edilir.
Bu dönemde sigarayı hatırlatan ortamlardan uzak durmak, dikkat dağıtıcı yeni uğraşlar edinmek ve boş zamanları yapılandırmak süreci destekleyebilir. Fiziksel aktivite, hobiler ve sosyal destek, sigaraya geri dönüş riskini azaltmada yardımcı olabilir.
Çapraz Bağımlılık Riskine Dikkat
Sigara bırakıldıktan sonra dopamin düzeylerindeki geçici düşüş nedeniyle bazı bireyler yeme, alışveriş veya farklı davranışlara daha fazla yönelebilir. Bu durum kısa vadede yönetilebilir düzeyde kaldığında kabul edilebilir görülse de, çapraz bağımlılık riski açısından dikkatli olunması önerilir.
Araştırmalar, alkol ve madde kullanımına başlayan birçok bireyin ilk olarak sigara ile tanıştığını göstermektedir. Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde sigara kullanımı, ilerleyen yaşlarda diğer bağımlılıklar açısından risk oluşturabilir.
Sigarayı Bırakmak Mümkün mü?
Sigarayı bırakma girişimlerinde birkaç kez başarısız olmak, bir sonraki denemenin de başarısız olacağı anlamına gelmez. Aksine, her deneme bireye kendi bağımlılığını tanıma ve uygun savunma stratejilerini geliştirme fırsatı sunar. Kendi başına bırakmakta zorlanan bireyler için tıbbi ve psikolojik destek seçenekleri mevcuttur.
Sigara bırakma polikliniklerinde yürütülen süreçlerde; hekim muayenesi sonrası kişinin ihtiyacına göre nikotin yerine koyma tedavileri, uygun ilaç destekleri veya psikoterapi yöntemleri uygulanır. Özellikle ilk 1 hafta, 1 ay ve 3 aylık dönemler, tekrar başlama riskinin en yüksek olduğu kritik eşiklerdir. Bu süreçlerin bir uzman eşliğinde yönetilmesi başarı şansını maksimize eder.



























