Genç ve yetişkinlere bireysel olarak uygulanan projektif bir testtir. Testin materyalleri 10 adet psikodiagnostik karttan oluşmaktadır. Planş adı verilen bu kartların üzerinde mürekkep lekelerinden oluşan figürler bulunmaktadır. Bu 10 kart Hermann Rorschach’nın yüzlerce kart içerisinden son olarak tayin ettiği 10 karttır. Testör, katılımcı tarafından verilen cevapları not eder, daha sonra özel olarak hazırlanmış puanlama ve raporlama metodu ile verilen cevapları yorumlar.
Rorschach testti 7-70 yaş herkese verilebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken çocuklarla ve ergenlerle yapılan testlerde yorumların erişkin yorumlarından ve değerlendirmelerinden farklı olmasıdır.
Rorschach testi, testöre bireyin karakteri ve kabiliyetleri hakkında bilgi vermekle birlikte aynı zamanda affektif (duygusal) alandaki bozukluklarını ve bu bozuklukların türünü de gösterir.
Rorschach testi, bu işte yetiştirilmiş tecrübeli bir psikolog tarafından uygulanmalıdır.
Bu test aracılığıyla, test edilen bireyin kişiliğinin alt yapısı, dünyaya katılma ve organize etmede süregiden yollar, duygulanım, ben ve öteki deneyimi ve aynı zamanda bu yapının altında yatan kişilik dinamikleri hakkında çıkarım yapılabilmektedir.
Rorschach testini geliştiren İşviçreli psikiyatr Hermann Rorschach 1884-1992 yılları arasında yaşamıştır. Psikiyatri çalışmalarının Eugen Bleuer’in Zürih’teki kliniğinde geliştiren Jung’dan çok etkilenen ve psikanalize derin ilgi duyan H.Rorschach 1910 yılında birçok psikanalitik çalışma ve makale yayınlar. 1911 de ise mürekkep lekeleri ile ilgilenmeye başlar. 1921’de Psikodiagnostik isimli başyapıtını yayınlar. Ölümünden sonra birçok araştırıcı onun sistemini farklılaştırmaya veya geliştirmeye çalışmıştır.
Rorschach testinin değişik yorumlamaları bulunmaktadır. Bunlardan biri Amerikan okulu diğeri Fransız okuludur.
Amerikan ekolünde John Exner’in oluşturduğu Comprehensive System (Bütünleştici) amprik bir temele dayanmaktadır. Hedef problem çözme olup, cevap süreci algısal-bilişsel terimlerle açıklanır. Standardize edilmiş bir yönerge ile verilen test herhangi bir kişilik teorisine oturtulmaz. Test sonuçları tanımlayıcı, faydacı, tasvire dayalı olup, kişilik teorilerinin sağladığı derinlikten yoksundur. Ancak Amerikada’da Rorschach üzerine psikanalitik yönelimli çalışmalar mevcuttur.
Fransız okulunda Rorschach ile ilgili çalışmalar 1933-1945 yıllarında başlar. Rorschach’ı analitik teori ile bütünleştirme çalışmalarındaki isimlerden biri R.Schafer’dir. Schafer aktarım, karşı aktarım, testör ile hasta arasındaki ilişki, testin konusal yaklaşımları ve savunma düzenekleri ile ilgili araştırmalar yapar. Sonrasında 1960-70’lerde Didier Anzieu, Nina Rausch de Traubenberg ve Vica Shentoub’un psikanaliz ve psikanalitik psikopatoloji üzerinden model ile Rorschach çalışmalarını geliştirmişlerdir. Önemli olan testin sadece içeriği değil, nasıl söylendiği ilkesine dayanan okulda, söylemin devamlılığı ve yorum çok büyük yer tutar. Aynı rüya gibi gizli ve görünürdeki içerik beraber ele alınarak ruhsal yapılanma anlaşılmaya çalışılır.
Psikanaliz uzun yıllardır veri toplamada öznel modeli seçmiştir. Birey hakkındaki en önemli bilgiler terapist ile ilişki yani aktarım kapsamında değerlendirilmektedir. Her bir vakada yaşanan bu ikili ilişki tekil ve biriciktir. Pozitivist açıklama biçiminde ise kodlanamayan malzemenin önemi yoktur. Ampirik yaklaşımda kişilik yapısı tanımlanmaya çalışılırken, analitik modelde dinamikler açıklanmaya çalışılır.
Türkiye’de Rorschach testi ile psikolojinin tanışması psikolog Yani Anastasiadis ile olmuştur. Anastasiadis için, kendi deyimiyle ‘ Rorschach, insan ruhunun röntgenidir’.