Sigara, pasif içiciler dahil yılda 7 milyon kişinin ölümüne yol açıyor. Zararları ve yol açtığı sağlık sorunları bilinse de Türkiye’de sigara içenlerin sayısı ise 20 milyonu buluyor. Azaltarak ya da düşük nikotin içeren “light” sigaralar içmenin sigarayı bırakmada etkin yöntemler olmadığını vurgulayan uzmanlar, sigarayı bırakmada en büyük kriterin ilaçlar değil, kişinin motivasyonu olduğunu söylüyor. Uzmanlar bırakmanın kolay, sürdürmenin zor ve çaba gerektirdiğini de ekliyor.
Aktif ya da pasif fark etmeksizin genç, yaşlı, çocuk ve özellikle bebekleri ile birlikte gebelerin sağlığını son derece olumsuz etkileyen sigara tüketiminin azaltılmasına dikkat çekmek için her yıl 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak anılıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Aslı Başabak Bhais, sigarayı bırakmanın motivasyonla doğrudan ilişkili olduğunu ifade ederek önemli öneriler paylaştı.
Kalıcı bırakmak motivasyona bağlı
Sigaranın da tıpkı alkol, uyuşturucu, kumar, teknoloji gibi bağımlılık yapabilen bir madde olduğunu söyleyen Bhais, “Bağımlılık yapan maddeleri bırakmak mümkündür. Ancak bağımlılık tekrar edebilen kronik bir beyin hastalığıdır. Bu sebeple gerekli önlemler alınmazsa hastalık tekrar alevlenebilir. Bırakma için ön koşul kişinin istemesidir. Halk arasında “irade” ya da “kafada bitirme” diye tanımlanan duruma biz alanda çalışan profesyoneller olarak kararlılık ya da motivasyon diyoruz. Kişinin bırakmaya dair motivasyonu ne kadar yüksekse bırakma süreci de o kadar kolay oluyor. Bırakma sürecini etkileyen başka bir durum da bağımlılığın şiddeti. Bağımlılık şiddeti arttıkça bırakma süreci de zorlaşıyor. Böyle durumlarda sigarayı bırakırken zorlanan kişilerin bir uzman desteğiyle bu girişimde bulunması başarı şansını da arttırıyor” dedi.
Yeni uğraşlar edinilmeli
Sigarayı bırakmanın kolay ama sürdürmenin zor ve çaba gerektiren bir süreç olduğunu kaydeden Bhais, şunları söyledi:
“Sigarayı bırakan kişi uzun bir süre tekrar içme isteği yaşayabilir. Bu istek bazı zamanlarda daha şiddetli bazı zamanlarda daha hafif olabilir. Kişinin bıraktıktan sonra özellikle ilk dönemlerde yaşamında bazı değişiklikler yapması bırakma sürecini de kolaylaştıracaktır. Örneğin sigarayı hatırlatan, içme isteğinin yoğun olabileceği durumlardan, kişilerden uzak kalması ya da bu durumlardan kaçamıyorsa dikkatini dağıtacak alternatifler bulması, boş zamanlarını dolduracak yeni uğraşlar edinmesi sigara içme isteğiyle baş etmesine yardımcı olacaktır. Bu da sigaraya dönüş riskini azaltacaktır.”
Başka bağımlılıklara kapılma riski var
Sigara kullanımının bireyde dopamin adı verilen haz ve keyif hormonunu salgıladığını belirten Bhais, “Beynimizde ödül merkezi dediğimiz bir alan var. Sigarayı bırakan kişilerde ilk dönemlerde dopamin az salgılandığından dolayı beyin ihtiyacı karşılamak için kişiyi farklı alanlara yönlendiriyor. Bu yüzden kişi bir süre yemek, alışveriş gibi aktiviteleri her zamankinden daha fazla yapıyor. Kişide kalıcı olumsuz etkiler bırakmayacak boyutta ise bu ihtiyacını başka şeylere yönelerek karşılaması, kabul edilebilir bir ilk dönem baş etme yöntemi olarak görülebilir. Bağımlılık hastalığında çapraz tolerans diye tabir ettiğimiz bir durum bu. Kişi bir nesneye karşı bağımlılık geliştirdiyse kolaylıkla başka bir nesneye karşı da bağımlılık geliştirebilir. Bu alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddeler, kumar, teknoloji gibi nesneler olabilir. Yapılan araştırmalar alkol ve uyuşturucu kullanan kişilerin ilk kullandıkları maddenin sigara olduğunu gösteriyor. Özellikle çocuk ve ergenlik döneminde sigara kullanımının diğer maddelere de geçişi açısından ayrıca riskli olduğu söylenebilir” dedi.
Tek kullanım bağımlılık için yeterli
Bhais, tıpkı diğer bağımlılıklar gibi sigara bağımlılığının da tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Yani kişi sigarayı bırakabilir. Bırakma durumunda sigara bağımlılığı hastalığı pasif durumdadır. Beyindeki sigarayı tanıyan hücreler uyku halindedir. Kişinin kullanımı olmasa da içme isteği olabilir, ancak kişi içmeden bu istek anlarını geçirebilir. Tekrar kullanımın olması durumunda hastalık tekrar alevlenir, kullanım bir süre sonra kontrolden çıkar ve kişi bir süre sonra eski kullanım düzenine döner. Yani sigara bağımlılığında tedaviden kastedilen düzelir ama asla tamamen yok olmaz. Kişi bıraktıktan 5 yıl sonra bile denese tekrar eski içme düzenine dönebilir.”
Bırakma girişimlerinden vazgeçmeyin
Bhais, azaltarak ya da düşük nikotin içeren “light” sigaralar içmenin sigarayı bırakmada etkin yöntemler olmadığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişi motivasyonu yüksekken bir süre az kullanmayı başarsa da bir süre sonra tekrar eski alışkanlığına dönebilmektedir. Bırakma için kişinin denemekten vazgeçmiyor olması önemli. 2 defa başarısız olmak 3. sefer de başarısız olacağımızı göstermez. Aksine araştırmalar her bırakma girişiminin kişiye bağımlılığını tanıması ve uygun stratejiyi öğrenmesi açısından önemli olduğunu söyler. Kişi tek başına bırakmakta zorlanıyorsa hastanelerin sigara bırakma polikliniklerine başvurabilir. Burada bırakmaya yardımcı olması için ilaç desteği, nikotin yerine koyma tedavisi ya da psikoterapi desteği alabilir. Kliniklere başvuran danışanların ilk olarak bir hekim tarafından genel muayenesi yapılır ve sigara bağımlılığı açısından değerlendirilir. Kişinin ihtiyacına göre ilaç ya da psikoterapi desteği tedaviye eklenir. Özellikle ilk 1 hafta, 1 ay ve 3 aylık süreçler tekrar başlama riskleri açısından önemli olduğu için bu dönemler birlikte aşılır.”