Günlük mutsuzluklar depresyon değildir

Günlük mutsuzluklar depresyon değildir

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak, Günlük mutsuzluklar depresyon değildir alanındaki ilgili içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz.

İçerik Özeti

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz'ın açıklamalarına göre, günlük mutsuzluklar depresyonla karıştırılmamalıdır. Depresyon tanısı için ilgi kaybı, umutsuzluk, karamsarlık gibi belirtilerin iki hafta sürmesi gerekir. Depresyon, 2025'te kalp hastalıklarıyla birlikte en fazla yaşam kaybına yol açacak hastalıklar arasında yer alacak ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyecektir. Tedavide uzman desteği, sosyal aktiviteler, egzersiz ve duyguların paylaşılması önemlidir. Depresyon tanısı alanların üçte biri kısa sürede iyileşirken, üçte ikisi ise daha uzun süreli tedavi gerektirir. Zor yaşam dönemleri, genetik faktörler ve hormon değişiklikleri gibi etkenler depresyon gelişimine katkıda bulunabilir. Dünya genelinde en yaygın ruhsal hastalık olan depresyon, özellikle kadınlarda sık görülür. Moral bozukluğu ile depresyon farklıdır; moral bozukluğu manevi destekle atlatılırken, depresyon uzman kontrolünde ilaç tedavisi gerektirir. Yanlış bilgilerle hareket etmek, hastalığın nüksetmesine neden olabilir.

Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, günlük mutsuzlukların depresyon sanıldığını belirterek, "Depresyon olması için ilgi kaybı, umutsuzluk, karamsarlık, uykuda azalma, iştahta azalma veya artma, kendine güvenin azalması gibi belirtilerin iki hafta sürmesi gerekiyor." dedi.

Bir kongre için Antalya'ya gelen Dilbaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depresyonun 2025'te kalp hastalıklarıyla birlikte en fazla yeti kaybına sebep olan rahatsızlıklar arasında olacağını söyledi.

Depresyonun kişinin yaşam kalitesini etkilediğini vurgulayan Dilbaz, bu sorunla mücadelede uzman yardımı almak, sosyal hayattan kopmamak, egzersiz yapmak ve sıkıntıları başkalarıyla paylaşmak gerektiğini dile getirdi.

Depresyon tanısı konulan hastaların üçte birinin uzman hekim eşliğinde kısa zamanda normale dönebildiğini anlatan Dilbaz, üçte ikilik kesimin ise en az 3 veya 4 farklı tedaviye maruz kaldığını aktardı.

Dilbaz, zorlu yaşam dönemleri, yas, stres, medikal koşullar, hormon seviyesindeki değişimler ve kalıtımsal faktörlerin etkileşiminin depresyonun gelişimine neden olduğuna değinerek, şöyle konuştu:

"Günlük hayatta karşılaştığımız ufak bir sıkıntı veya kalıtımsal faktörler de depresyona sebep olabiliyor. Bu faktörlerin kombinasyonu beynin fizyolojisini değiştirip, içsel ve dışsal olaylara adapte olmayı zorlaştırarak depresyon semptomlarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Dünya geneline bakıldığında en sık görülen ruhsal hastalık depresyondur. Özellikle her 5 kadından biri yaşamının bir döneminde depresyonla karşılaşıyor."

"Moral bozukluğu başka, depresyon başka bir şey"

Depresyonun ciddi bir ruhsal hastalık olduğuna dikkati çeken Dilbaz, şunları kaydetti:

"Günlük mutsuzluklar depresyon sanılıyor. Depresyon olması için ilgi kaybı, umutsuzluk, karamsarlık, uykuda azalma, iştahta azalma veya artma, kendine güvenin azalması gibi belirtilerin iki hafta sürmesi gerekiyor. Moral bozukluğu başka, depresyon başka bir şeydir. Moral bozukluğunun tedavisinde ilaca gerek yoktur. Ama orta düzey ve üzerindeki depresyon tanısında kesinlikle uygun dozda ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Bazı bilimsel gerçeklikten uzak yayınlarda 'ilaca gerek yok' tarzında ifadeler kullanılıyor. Moral bozukluğu durumları manevi destekle çözüme kavuşurken, depresif bozukluklar uzman eşliğinde ilaçla tedavi edilmelidir. Kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemelidir. Öbür türlü depresyonunuz geçiyormuş gibi görünür ama zamanla nükseder."

Paylaş
OluşturanNP İstanbul Hastanesi Yayın Kurulu
Güncellenme Tarihi15 Ocak 2025
Oluşturulma Tarihi30 Ekim 2019
Sizi Arayalım
Phone