Cinsel İşlev Bozuklukları Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Cinsel İşlev Bozuklukları Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak, Cinsel İşlev Bozuklukları Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? alanındaki ilgili içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz.

Cinsel işlev bozuklukları; olumsuz deneyimler, travmalar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, istenmeyen gebelikler gibi olayları kapsamaktadır.
Cinsel işlev bozuklukları sorunları bazen de başka psikiyatrik bozuklukları da ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumda mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurmak gereklidir.

Cinsel işlev bozuklukları tedavisinde öncelikle nedenin bulunması ve sonrasında tedavinin planlanması gerekmektedir. Bu durumda izlenecek yolu belirlemek daha sağlıklı olacaktır.

Cinsel işlev bozuklukları tedavisinde kişinin hayatını olumsuz etkileyen psikolojik nedenlerin azaltılması ve kişinin normal cinsel hayatına geri kazandırılması hedeflenmektedir.

Cinsel işlev bozukluğu olan kişinin bu noktada tedavi desteği alması ileride yaşanacak diğer psikolojik problemlerinde önüne geçecektir. Sağlıklı bir ilişkide cinsellik önemlidir.

Cinsel İşlev Bozukluğu Nedir?

Cinsellik birden çok boyutu ve aşaması olan bir kavramdır. Bu aşamaların en az bir tanesinde meydana gelen bozulmalara cinsel işlev bozukluğu denmektedir. Cinselliğin aşamaları; cinsel isteğin artması, penisin sertleşmesi ve vajinanın ıslanmasıyla cinsel uyarılma gerçekleşmesi ve orgazm olmadır. Bu aşamaların hepsinde teker teker farklı ve birbirinden bağımlı ya da bağımsız cinsel bozukluklar meydana gelebilir. 

 

Cinsel İşlev Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Erkeklerde

  • Peniste yeterli sertliğin olmaması
  • Peniste yeterli sertlik olması ancak yeterli haz alınmaması
  • Erken boşalma olması ve bu yüzden penis sertliğinin azalması
  • Kontrol edilemeyecek şekilde boşalma yaşanması
  • Cinsel tatminin yetmemesi
  • Cinsel birliktelik öncesi, esnasında ve bitiminde yaşanan gerginlik

Kadınlarda

  • Cinsel ilişkinin ağrılı geçmesi
  • Vajina ve penis birleşmesinin çok zor olması ya da hiç gerçekleşememesi
  • Tampon kullanırken ağrı ve acı meydana gelmesi
  • Jinekolojik muayene esnasında vajinada ağrı oluşması
  • Cinsel birliktelik esnasında kaslarda kasılma olması

Cinsel İşlev Bozuklukları Neden Olur?

Sağlıklı cinsel yaşantı, mutluluk, iyi uyku, beden ve ruh sağlığına destek olmaktadır.

Cinsel işlev bozuklukları ve cinsel yaşantıdaki olumsuz deneyimler, psikiyatrik sorunları da beraberinde getirmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre cinsel sağlık; cinsellik ve cinsel ilişkilere olumlu ve saygıdeğer bir yaklaşım getirmenin yanı sıra zorlama, ayrımcılık ve şiddetten uzak olarak keyifli ve güvenli cinsel deneyime sahip olmanızı gerektirir.

Cinsel işlev bozukluklarının sorunlarının aşılması, cinsel sağlığın sağlanması ve sürdürülmesi için, tüm kişilerin cinsel hakları korunmalı ve yerine getirilmelidir.

Kişinin cinselliği erken çocukluk döneminden itibaren tanımaya, deneyimlemeye başlamaktadır. Cinsel kimliğimizin ilk çizgileri 3-6 yaş arasında oluşur; ergenlik döneminde iyice belirginleşir. Bu dönemlerde kişinin duyduğu, öğrendiği, yaşadığı cinsellikle ilgili her ayrıntı ilerideki cinsel yaşantısının kalitesi için temel belirleyicilerdir. Cinsel işlev bozukluklarının sorunlarının yaşamaması için kişilerin bu dönemi her bakımdan sağlıklı geçirmeleri gerekmektedir.

  • Testosteron düzeyinin düşük olması
  • Antideprasan ve hipertansiyon benzeri ilaçların kullanılması
  • Ateroskleroz yani damar sertleşmesi ve diğer dolaşım bozukluklarının yaşanması
  • Diyabet veya herhangi bir cerrahi sebeple gerçekleşmiş sinir hasarı veya inme
  • Sigara kullanılması
  • Aşırı düzeyde alkol ve bağımlılık yapan maddelerin kullanılması
  • Bazı ilaçların yan etkileri
  • Hamilelik ve doğum sonrası emzirme dönemi
  • Cinsel performans hakkında endişelenmek
  • İlişki ve evlilik ile ilgili sorunlar
  • Depresyona girme ve suçlu hissetme
  • Önceden yaşanmış cinsel ilişkilerden kalan travmalar
  • İş yerinde oluşan stres
  • Yaşlılık
  • Fazla abartılı performans beklentisine sahip olma
  • Eksik cinsel eğitimi
  • Cinsellik konusundaki tabular
  • Cinsellik ve birçok konuda baskıcı bir ortamda büyümüş olma
  • Kişisel özellikler
  • Kişinin kendine güvenmemesi
  • Aile ilişkilerinin sorun olması

Erkeklerde Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?

Erkeklerde cinsel işlev bozukluğu sıklıkla görülür ancak özellikle yaşanılan toplumla alakalı olarak birçok sebepten dolayı bahsedilmeyip üstü kapatılmaktadır. Bununla sonucunda da profesyonel bir destek yerine kişinin kendi bulduğu etkisiz veya geçici çözüm yollarıyla durum daha da ilerleyebilmektedir.

Erken Boşalma (İktidarsızlık)

Penis ve vajinanın birleşme yaşamasından önce ya da hemen sonrasında, normalden daha az bir cinsel uyarı ile erkeğin istemeden boşalmasına erken boşalma denir. Erken boşalma erkeklerde sıklıkla görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Bu sorun sürekli yaşanmıyorsa endişelenecek bir şey yoktur. Erken boşalmanın herkes için geçerli net bir tanısı yoktur ancak sıralanan özellikler görülüyorsa erken boşalma tanısı konulabilir:

  • Çoğu ilişkide penisin vajinanın içine girmesinin hemen ardından boşalmanın gerçekleşmesi
  • Penis vajinanın içine girmeden boşalmanın gerçekleşmesi
  • Stres ve kaygı sebepli olarak cinsel ilişkiden uzaklaşmak

Erken boşalma çoğu erkek için utanç verici bir durum olarak görülür ve konuşmaktan kaçarlar ancak erken boşalma hem sıkça rastlanan hem de tedavisi olan bir durumdur. Erken boşalma ilk başta hafif olup daha sonra artarak devam edebilir. Erken boşalma görmezden gelinirse ve dikkate alınmazsa bu hem çift arasında iletişim sorunlarına yol açar hem de başka cinsel işlev bozuklarının yaşanmasına sebep olur. Erken boşalmanın dört adet çeşidi vardır.

  1. Yaşam boyu devam eden erken boşalma: Bu erken boşalma türü, ilk cinsel birliktelikte yaşanır ve diğer tüm cinsel birlikteliklerde yaşanmaya devam eder. Genel olarak en az görülen boşalma çeşidi budur.
  2. Kazanılmış erken boşalma: Fizyolojik veya psikolojik değişimler yaşanmasıyla ortaya çıkan bu boşalma çeşidine erkekler arasında daha çok rastlanır.
  3. Değişken erken boşalma: Bazen erken bazen de normal boşalmanın gerçekleştirdiği bu erken boşalma çeşidi en çok görülen türdür.
  4. Duyusal (subjektif) erken boşalma: Bu boşalma çeşidinde aslında fiziksel olarak cidden bir erken boşalma gerçekleşmez ancak bazı kültürel ve psikolojik sebepler ile kişi erken boşalma yaşadığını sanabilir.

Erkekler erken boşalma sorununu kendileri çözmeye çalışırken başka cinsel sorunların oluşmasına yol açabilirler. Ayrıca partneri ile aldıkları cinsel haz ile iletişimin azalmasına sebep olabilirler. Örneğin ön sevişme aşamasını kısaltmak bunlardan birisidir ve etkisiz bir çözüm yoludur. Bir başka etkisiz çözüm yolu da dudaklarını ısırmak veya penisi sıkmak gibi kendi canlarını yakacak hareketler gerçekleştirmektir. Bu hareketler süreyi uzatsa bile kaliteyi düşürmüş olacaktır. Erkeğin tek başına yapabileceği en doğru hareket ön sevişmeyi uzatıp partnerinin cinsel tatminini sağlamaktır.

Bir erkeğe erken boşalma teşhisini koyabilmek için öncelikle aktif bir cinsel hayatının olması beklenmektedir. Doktorla uzun görüşmeler ve fiziksel muayenenin yapılması gereklidir. Hasta tıbbi özgeçmişini detaylı şekilde vermelidir, cinsel yaşamını anlatmalıdır.

Erken boşalmanın tedavisi için en çok kullanılanı Selektif Seratonin Reuptake İnhibitörü (SSRI) ismi verilen ilaçların kullanımıdır. Kullanımından yaklaşık 10 gün sonra etkisi görülmeye başlayan bu ilaçlar yorgunluk, mide bulantısı, esneme ve benzeri yan etkiler ortaya çıkarttığı için hastada tedaviye karşı isteksizlik meydana gelir. Benzer ilaçlardan dapoksetin etken maddesine sahip yeni bir ilaç, ilişkiden birkaç saat önce kullanılır ve başarı gösterir. Sürekli kullanım gerektirmeyen bu ilaç hastalar tarafından daha çok tercih edilmektedir. Üreme organlarını tutan pelvik kaslarını çalıştıran kegel egzersizleri de erken boşalmayı tedavi ederken kullanılan bir yöntemdir. Aynı zamanda ilişki öncesinde penise sürülen ve lokal anestezik etkiler içeren krem, jel ve spreyler peniste duyu kaybı oluşumuna yol açarlar ve böylelikle boşalmanın gecikmesine sebep olurlar. Bu yöntem lokal etkili olduğu için haplar gibi yan etki göstermezler. Ancak bazı krem ve jeller ne kadar sürüldüklerine bağlı olarak her iki partnerde de orgazm hissini azaltabilir hatta bitirebilir ve bazılarının kötü kokusu ilişki esnasında rahatsız bir ortama sebep olabilir. Prezervatifler aynı krem ve jellerin yaptığı şekilde duyu hissinde azalma meydana getirdiği için erken boşalma tedavisinde kullanılırlar. Bir diğer yöntem de seks terapisi yapılmasıdır. En son yöntem ameliyattır ve bu yöntemin bir geri dönüşü bulunmamaktadır. Penisin fazla duyarlı olduğu kabul edilerek penisteki sinirlerin kesimi gerçekleşir ve bu sayede penisin fazla duyarlılığının azalması beklenir. Tüm bunların sonucunda erken boşalma için en doğru ve sorunsuz tedavinin bir uzman ile görüşülüp kişiye özel hazırlanmış bir tedavi planının uygulanması olduğu söylenebilir.

Erken Ereksiyon

Erken ereksiyon orgazmın beklenenden daha önce meydana gelmesi sorunudur. Bu sorun hem üreme konusunda soruna yol açabildiği gibi çiftlerin cinsel hazzının da azalmasına yol açar. Bu ve diğer cinsel sorunlar dile getirilmediği için net bir şey denemese de erken boşalma gibi erken ereksiyon da erkekler arasında sıkça görülür. Eğer erken ereksiyon tedavi edilmezse beraberinde sertleşme sorunlarını da getirir. Erken ereksiyonun sebebi tam anlamıyla bilinmemektedir. Yine de şu şekilde sıralanabilir;

  • Serotonin eksikliği
  • Psikolojik sorunlar
  • Yaş

Erken ereksiyon tedavisi bir seansta bile oldukça başarılı olabilir. Tedavide en önemli olan şey çiftlerin birbirini desteklemesi ve çift terapisi almalarıdır. İlaç ve terapi tedavilerine ara verildiğinde veya bırakıldığında bu sorun tekrardan meydana gelebilir. Erken ereksiyon gibi cinsel bozuklukların ana sebebi çoğunlukla psikolojiktir, bu yüzden alanında uzman etkili bir doktor ile birlikte gerçekleştirilecek tedavi bu sorunun kolayca aşılmasında büyük rol oynayacaktır.

Erken Sertleşme

Erektil disfonksiyon da denebilen erken sertleşme, penisin vajinaya girmeden önce erkenden sertleşmesi ve bu sertliğini koruyamayıp aynı zamanda kaybetmesi olarak tanımlanabilir. Bu durum sık tekrar etmiyorsa erken sertleşme teşhisi konulmaz. Diğer cinsel işlev bozukluklarında olduğu gibi erken sertleşme konusunda da; erkekler sorunları paylaşma konusunda sorun yaşar ve sorunlarına kendileri çözüm üretmeye çalışırlar. Erken sertleşme; hastalık, ilaç yan etkileri, yaralanma ve psikolojik sorunlar sonucunda ortaya çıkabilir. Bunları şu şekilde listelenebilir:

  • Peyronie hastalığı
  • Kanser
  • Ameliyat
  • Omurilik ve pelvik yaralanması
  • Hormonel bozukluk
  • Depresyon
  • Alkol ve sigara bağımlılığı
  • Cinsel performans hakkında kaygı
  • Kullanılmakta olan ilaçlar

Erken sertleşme sorunu sürekli yaşanıyorsa doktora başvurmak gereklidir. Kişi doktora başvurduğu zaman öncelikle cinsel yaşamı ile birlikte hayatı hakkında ayrıntılı bilgi alınır. Erken sertleşmenin ne kadar gerçekleştiği ve ne zaman başladığı ile ilgili soruların cevabı aranır. Daha sonra kişiye bazı testler uygulanır ve en sonunda kişiye en çok uyacak olan tedavi yöntemi seçilir.

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir

Kadınlarda cinsel işlev bozuklukları genel olarak uyarılma bozukluğu şeklinde gözükürken cinsel isteğin azalması, tamamen bitmesi ve cinsellikten iğrenme biçiminde de görülebilir.

Vajinismus

Vajinismus, kadınların vajinasındaki kasların istemeden kasılmasıyla ortaya çıkan cinsel işlev bozukluğuna verilen isimdir. Kadın cinsel ilişkiye girmek istemesine rağmen vajina kadının istemi dışında kendini kasar ve penisin vajinadan içeri girmesini engeller. Bu hastalığın vajinanın boyutu ile bir alakası yoktur, bu sadece ilişki sırasında vajinanın istemsizce kasılması ile oluşur. Vajinismus hastalığı olan kadınlar çoğunlukla bacaklarını sıkıca kapatırlar ve ilişkiye izin vermezler ya da ilişki sırasında çok fazla düzeyde ağrı çekerler.

Vajinismus hastalığı, kadınların cinsel hayatının denk geldiği dönemine göre ikiye ayrılır. 

 

  • Primer Vajinismus: Vajinismus, ilk cinsel birliktelik sırasında meydana geliyorsa primer vajinismus ismini alır. Bu vajinismus türünde kadınlar sadece penise karşı değil vajinaya girebilecek her şeye karşı kasılma sorunu yaşarlar. Vajinal bir tedavi göremezler ve vajinaya fitil ya da ilaç türü bir şey koyulmasına izin veremezler. Primer vajinismusun temelinde genellikle ilk gece korkusu vardır.
  • Sekonder Vajinismus: Edinilmiş vajinismus da denen sekonder vajinismus; normal bir cinsel hayat süren kadınlarda ağrılı şekilde yapılan jinekolojik tedavi, düşük, kürtaj ya da zorlu geçen bir doğum sonrası yaşanan travmalar sonucunda oluşan vajinismus türüne denir. Bu tür vajinismusun teme primer vajinismusta olduğu gibi korku vardır. Yaşın ilerlemesiyle östrojen seviyesi düşer ve bu sebeple vajina içinde oluşan nemlilik azalır, elastiklik de git gide kaybolur. Bu yüzden cinsel birliktelik sırasında fazlaca ağrı meydana gelir. Bu ağrı hissi zamanla vajinismus oluşmasına da sebep olabilir. 

Bu sınıflandırma yöntemiyle birlikte vajinismus; durumsal ve spazmodik vajinismus olarak ikiye ayrılabilir. Durumsal vajinismusta, kişi vajinanın içine tampon dışında herhangi bir şeyin girmesine izin vermez. Spazmodik vajinismusta, vajinadaki kaslar fazla düzeyde kasılırlar. Spazmodik vajinismusa sahip olan kişilerde ön sevişme esnasında vajinada mesane kasılmasına benzeyen bir kasılma oluşur. Bu sınıflandırmanın yanında bir de komplet vajinismus adlı bir tür de vardır. Komplet vajinismus en ağır türüdür ve herhangi bir seviyede vajina ve penis veya başka bir cisim birleşmesi gerçekleşemez.

Vajinismus vakalarında da temel olarak toplum baskısı sebebinden dolayı kadınlar susmak zorunda kaldıkları için kadınlar arasında ne kadar sıklıkla görüldüğünü ölçmek zordur. Yaklaşık olarak vajinismus kadınların %20’ye kadarını etkilemektedir.

Vajinismusun sebepleri psikolojik ve fiziksel olarak ikiye ayrılır. Psikolojik sebepler bu ayrımın %90’a yakın bir kısmını kaplar. Çoğu kadında oluşan ilk gece korkusu, kızlık zarına atfedilen fazla önem, namus kavramının yanlış ve sürekli kadınlara baskı kurma amacıyla kullanılması, toplumsal yargılar ve cinsel birliktelikle ilgili abartılı cümleler vajinismusun oluşmasında çok büyük etkendir. Aynı zamanda kadınların yaşadığı ilk cinsel birliktelik esnasında çok acı duyup kanama yaşaması, partnerinin onu zorlaması ve tecavüze uğraması da vajinismusun oluşmasında önemli sebeplerdendir. Bunlarla birlikte özellikle küçük yaşlarda ebeveynlerinin ya da başkalarının cinsel birlikteliğine şahit olmak, doğum görerek korkmak kişide travma oluşturur ve bunun da sonucunda vajinismus ortaya çıkar. Bu psikolojik sebeplerin yanında bazı fiziksel nedenler de vajinismusa sebep olmaktadır:

  • Vajina kısalığı ve vajina içerisinde bulunan perde
  • Kızlık zarının olması gerekenden daha kalın ve daha sert olması, hatta daha da yüksek kenarlara sahip olması gibi yapısal bozukluklar
  • Vajinada meydana gelen enfeksiyonlar
  • Bartholin kisti denen vajinadaki açıklığın etrafında bulunan hassas, yumuşak ve ağrı yapan yumru
  • Fallop tüpleri ve yumurtalıklarda meydana gelen ve pelvik inflamatuar adını alan hastalıklar
  • Kızlık zarının kenarında meydana gelen ve vulvar vestibulitis adı verilen cinsel ağrı rahatsızlığı

Vajinismus tanısının konabilmesi için uzmanlara karşı şeffaf olmak ve tüm şikayetleri olduğu gibi aktarmak çok önemlidir. Hastalığın ilk fark edildiği zaman, ne kadar sık yaşandığı ve nelerin tetikleyebileceği soruları çok önemlidir. Vajinismusun fiziki muayenesi ve tedavisinde hekimlerin olabildiği kadar nazik ve dikkatli olmaları gerekmektedir. Muayene esnasında genital bölgede oluşmuş olabilecek yara ya da enfeksiyonlar da incelenmelidir.

Vajinismus tedavisi olan bir rahatsızlıktır. Öncelikle hasta bu problemini kabul etmeli ve yüzleşmelidir. Kişi tedaviyi kabul etmeli, negatif düşüncelerini kafasından uzaklaştırmalı ve uzman bir jinekologla iş birliği içinde olmalıdır. Tedavinin ilk aşamasında vajina incelenir ve fiziksel bir sıkıntı olup olmadığı anlaşılmaya çalışılır. Eğer kızlık zarı fazla sert ve kalın ise ameliyatla müdahale edilebilir. Tedavinin bir sonraki anında cinsel terapi uzmanı psikolog ve psikiyatristlerin desteği ile hastanın ruh hali ve düşünceleri incelenir. Hastaya alanında yetkili ve başarılı bir ekip tarafından uygulanan psikoterapi ile hastanın tekrardan sorunsuz bir cinsel hayata kavuşmasına olanak sağlanır.

Cinsel İşlev Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir?

Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi için öncelikle uzman doktora karşı tamamen şeffaf olunmalıdır. Hasta, tüm hayatı ile birlikte özellikle cinsel hayatı hakkında detaylı ve açık bilgiler vermelidir. Bu bilgiler ışığında uzman doktor işlev bozukluğunun sebebini tespit edip kişiye ve durumuna uygun tedavi yöntemini seçmelidir. Eğer hastada bulunan cinsel işlev bozukluğu psikolojik bir sebepten dolayıysa uzman doktor hastayı cinsel terapi uzmanlarına yönlendirmelidir. Hastanın terapi uzmanına karşı açık ve rahat olma seviyesi terapinin başarısını etkiler. Çoğunlukla bir seansta bile büyük farklar görülebilir. Yine de seansların uzman kontrolünde olması gerekir ve hasta kafasına göre terapiye ara vermemelidir. Çünkü bu verilen aradan dolayı problem başa dönebilir. Eğer cinsel işlev bozukluğu fiziksel bir nedenden oluşuyorsa, sebebe bağlı olarak hastaya bazı egzersizler ve ilaçlar verilebilir. Bazı durumlar için ameliyat da gerçekleştirilebilir.

Cinsel sağlığın önemli bir kısmı, sağlıklı cinsel işlevselliktir.

Cinsel işlev bozuklukları, cinsel yaşantıyı etkilemektedir. Cinsel yaşantı, cinsel zevk, doyum ve yakınlık hayatın doğal bir parçası olarak kişi, arzu ettiğinde deneyimlenebilmelidir.

Cinsel yaşantı için “doğru” olarak tanımlanacak bir yol olmamakla birlikte; cinsellikle ilgili en önemli önyargılardan biri sadece güdülerle yaşandığıdır.

Yaygın bilinenin aksine cinsellikle ilgili genel geçer bilgiler mevcuttur ve bu bilgileri öğrenmek ve uygulamak cinsel yaşantının kalitesini arttırır. Bununla birlikte herkesin kendi cinselliği ile ilgili keşfedeceği bireysel nitelikler vardır. Bunlar başka kişilerin ve hatta canlıların cinsel-fiziksel ve ruhsal sınırlarına saygı gösterildiği ölçüde deneyimlenebilir; bu noktada cinsel sağlık açısından kabul görmüş ve tanımlanmış bir “normal” yoktur.

Sonuç olarak cinsellik zevk alarak, kendi beden sınırlarımızı iyi tanıyarak ve koruyarak, partnerimizin sınırlarına saygı göstererek, sorumluluk duygusuyla ve istendiğinde yaşanması gereken, sağlıklı yaşamın mutlak bir işlevidir.

Cinsel işlev bozukluklarının temel nedeni çözümlendikten sonra ( biyolojik veya psikolojik ) tedavisi daha kolay olmaktadır. Cinsel işlev bozuklukları tedavi edilebilmektedir.

Sağlıklı cinsellikle ilgili bir diğer yanlış bilgi de mutlaka partnerle yaşanması gerekliliğidir. Bazı kişiler cinselliği tek başlarına (da) deneyimlemek isteyebilirler. Tek başına da olsa düzenli cinsel yaşantı kişinin bedensel ve ruhsal sağlığı ve kendi bedenini tanıması adına faydalıdır. Bilinmelidir ki cinsel yaşantı, cinsel zevk ve cinsel tatmin öncelikle kişinin kendi kendine sorumluluğudur; partnerin cinsel yaşantısından tatmin ve zevk alması ikinci adımdır.

Cinsel işlev bozuklukları kişinin cinsel yaşantısını çok olumsuz etkileyebilmektedir. Cinsel sorunların yaşanmaması için , kişilerin cinsel sağlık hakkında bilgi, eğitim ve tıbbi bakıma erişebilmesi gerekmektedir. Konuyla ilişkili sağlık çalışanları kadın hastalıkları ve doğum, üroloji, psikiyatri uzmanları, aile hekimleri, ebeler olarak sıralanabilir. İstenmeyen gebeliklerin ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlemleri alınmalı; gerektiğinde bakım ve tedavi istenebilmelidir.

 

Paylaş
Güncellenme Tarihi04 Kasım 2024
Oluşturulma Tarihi25 Ekim 2022
Sizi Arayalım
Phone
İlgili Tıbbi Birimler