Öz şefkat, kişinin kendisiyle iyi bir arkadaş ve dost olması becerisi olarak tanımlanabilir. Kişinin kendi özüne karşı anlayışlı, nezaketli ve destekleyici olması da denebilir. Bir zorlanmanın, acının, sıkıntının olduğu yerde kişiye son derece destek olabilecek bir içsel tutumdur. Adeta kişinin kendi ilk yardım çantasının yanında taşıma gibidir. Kişinin kendini yargılamadan, eleştirmeden, suçlamadan, duyguların farkına varması ve onları kabul ederek yaşaması ve bunları kendine merhametle yaklaşarak eyleme geçmesine denir.
Bu durum kişinin kendisine acıması değildir. Kişinin yaşanılan zorlukları kabul etmesi ve bunlarla yaşamayı öğrenmesi ileride yaşanacak krizlerin de önüne geçilmesini sağlar. Kişinin kendisi ile bu dostluğu kurması zaman alabilir ancak farkındalığın artması ve bilinçli olunması durumunda kişi kendine karşı her zaman destekleyici, anlayışlı ve nazik bir davranış içinde bulunur.
Öz Şefkat Ne Değildir?
Kişinin özüne şefkatli davranması kendine acıması demek değildir. Yaşanılan olumsuz olaylar ve kişide yol açtığı duyguları kabullenmesiyle kişinin kendine merhametle yaklaşması, duyguların anlaşılmasını ve kişinin duygulara esir olmamasını sağlar.
Diğer deneyim ve tecrübelerde olduğu gibi duygular da gelip geçicidir. Ancak geçip gitmesi için kişinin bunları fark etmesi ve duygulara temas etmesi, dokunması gerekir.
Duyguların yaşanması için kendine izin vermek, o an neye gereksinim duyduğunu sormak, yanında bir tanıdığı kişinin varlığında nasıl destek olacağı ile aynı şekilde kendine destek olmak, düştüğü yerden daha güçlü kalkmasını bilmeyi ve bunları eyleme geçirmesini sağlar.
Bu durum hataların görmezden gelinmesi değildir. Kendini eleştirmek, suçlamak veya yargılamak daha iyi olacağı yanılgısını ortaya çıkarıyor ancak bu doğru değildir.
Olumsuzluklar karşısında diğer kişiler tarafından destek gördüğümüzde bu durum bizi nasıl istekli hale getiriyorsa, hataların yapıldığı durumlarda da kişi kendini suçlamamalı ve destekleyici bir tutumla daha iyisini yapmaya çalışmalıdır.
Ayrıca bu durum bencillik olarak da görülmemelidir. Diğer insanlarla aynı olduğumuzu ve zaman zaman hata ve yanlışlar yapabileceğimizi ve bunların doğal bir davranış olduğunu bilmek çok önemlidir.
Kendimizi eleştirdiğimiz ve bu durumla birlikte kötü hissedilen anlarda, dikkatimizi etrafımıza ne kadar verebiliyoruz veya ne kadar aktif olabiliyoruz? Bu gibi durumlarda kişi kendine şefkatli yaklaşmalı ve durumu kabullenmelidir.
Araştırmalara göre kendine karşı daha duyarlı, yapıcı ve şefkatli insanların eşlerine karşı daha ilgili, anlayışlı ve destek verici olduğu gözlemleniyor.
Öz Şefkati Geliştirmek İçin İpuçları
Öz şefkati geliştirmek için ipuçları bulunmaktadır. İnsanların hata yapabileceğini kabullenmek ve kişinin kendisinin hatalarını da kabullenmesi, herkesin mükemmel olamayacağını ve kişilerin sevgi görmeye değer olduğu bilincinde olunması, yapılan hatalar sonrasında kendimizi affedebilmek bu durum için fayda sağlamaktadır.
Yapılan hataları veya sahip olamadığımız şeyleri kendi kendimize dert etmemek, becerilere ya da elimizde bulunan yani sahip olunan her şey için teşekkür edebilmek, iç sesimizi daha nazik ve sevecen bir hale döndürür. Kişi bu durum için minnet ettiği durumları yazarak bir günlük tutabilir.
Çok fazla cömert olma durumu kişinin kendisi için geçerli olmadığında ihtiyaçların göz ardı edilmesine neden olabiliyor. Kişinin durumuna bağlı olarak sorumluluklarını hesaplayıp ölçülü hareket etmesi öz-şefkatli bir yaklaşım olarak görülmektedir. Bu durum kişinin iyi oluşuna zarar vermenin de önüne geçmektedir.
Farkında ve bilinçli olmak, ana odaklanma ile birlikte bireyin kendisini daha iyi anlamasına ve eleştirel yaklaşımlar yerine duygulara dokunmaya ve bu duyguları kabullenmeye fayda sağlar.
Günlük yaşantıda kendisini zorlu durumlarda ve duygularda eleştiren ve yargılayan kişilerin yazacağı bir merhamet günlüğü ile yaşanılan ve hissedilen durumlardan bahsetmesi önemlidir. Bu şekilde duyguların farkına varılır, daha anlaşılır olur ve gelecek için doğru harekete geçilmesini sağlar.
Öz Şefkatin Bileşenleri Nelerdir?
Öz şefkatin bileşenleri 3 farklı konuda ele alınmaktadır. Bunlar; öz nezaket, ortak insanlık duyguları (hissiyatı) ve farkında olmaktır. Öz nezaket; üzüntülü olan bir arkadaşımıza veya dostumuza yaklaşırken kötü, acımasız ya da merhametsiz yaklaşmayacağımız gibi ona sevgiyle ve nezaketle yaklaşırız.
Kişi kendine de aynı hassasiyetle yaklaşmalıdır. Kötü durumlarda veya başa gelen bir şanssızlıkta “Neden benim başıma geliyor?” diye sorulması, kendini yalnız hissetmesi, bütün acıları kendisinin yaşadığını düşünen ve diğer kişilerin her zaman mutlu olduğu düşüncesine girilebilir.
Bu durumda kişinin yardımına ortak insanlık duygusu yani hissiyatı koşuyor. Yaşam içindeki tüm tecrübelerin herkes için aynı olduğu, yaşanılan olumsuzlukların kişiye has olmadığı anlaşılıyor ve kişi bütünün bir parçası olduğu görüyor. Bu şekilde yalnız olmadığının farkına varabilir ve ortak olayları bir paydada buluşturabilir.
Son bileşen olarak bilinçli ve farkında olmak deneyim ve tecrübelerin kişide uyandırdığı duyguları fark etmesidir. Ana odaklanan kişi duygularını fark edebilir ve kendine şefkatle yaklaşma bakımından önemlidir. Bilinçli farkındalık kişinin duygulara ve düşüncelere kendini kaptırması veya özdeşleşmesi yerine olan biten her şeyi dışarıdan bir gözlemci gibi izlemesine olanak sağlar.
Öz Şefkat, Öz Saygı ve Öz Güven
Öz şefkat, öz saygı ve öz güven gibi duygularla benzerlik gösterir. Ancak bazı farklı noktalar bulunmaktadır. Konu ile ilgili bazı araştırmacılar, benlikle ilgili durumların arasındaki değişikliği belirlemek adına farklı araştırmalar yapmaktadır. Bu duruma bağlı olarak şefkat durumu saygıyla benzer olarak görünse de pek çok yönden ayrılabilirler.
Öz saygı, öz değer duygusu algılanan kıymet ya da kişinin kendini ne kadar sevdiği anlamını taşır. Öz saygının tersine şefkat ise kişinin kendisini değerlendirmesine dayanmaz. Kişi kendisine şefkat duyar, çünkü tüm insanlık şefkati ve düşünceli olunmayı hak eder. Bu durum bazı özellikleri taşıdıkları için değildir.
Öz güvenle bağlantılı olarak da öz-şefkatin taşıdığı temel bir unsur eksiktir. Öz güven beceriler hakkında daha mutlu ve iyi hissetmeyi sağlarken diğer yeteneklerin de ön plana çıkarılmasına yol açabilir. Öz-şefkatte ise kusurlar ve sınırlar kabul edilerek, kişini kendine karşı daha objektif, nesnel ve realist bir yaklaşımla bakmasını sağlar.
Öz Şefkat ve Narsisizm
Kendisi ile fazla barışık ve şefkatli olunması narsist konusu ile karıştırılsa da bu iki kavram birbirlerinden çok farklıdır. Öz-şefkat, toplumsal karşılaştırma durumu söz konusu olmadan kişinin kendini sevmesi ve iyi yaklaşımıdır. Günlük yaşantılardaki başarıları ve becerileri ile övünmektir. Kendi ihtiyaçlarına onay vermek ve bazı zamanlarda belirsizlik hissinin ve şüphe duygusunun normal olduğunu kabullenmektir.
Bu durum narsisizm de tam tersi bir işleyiştedir. Narsist yapıya sahip bireyler daha iyi hissedebilmek için başkaları ile sürekli bir karşılaştırma içindedirler. Bu durum takıntı haline gelir ve daima başkalarının onayına ihtiyaç duyarlar. Narsisizm kavramında kişiler başkalarından daha iyi olduğunu ispat etmek içi çaba gösterir. Diğer insanların bakış açısını değiştirmek ve kendi istediği gibi görmelerini sağlamaya çabalamaktır. Kendine karşı şefkat sahibi kişiler özüne odaklanırken, narsist kişiler başka insanlara odaklanır.
Öz Şefkat Meditasyonu ile Kendinle Barış
Meditasyonun yapılabilmesi için rahat bir yer seçilmeli ve gözler kapatılarak yönlendirmeler takip edilmelidir. Öz şefkat meditasyonu düzenli olarak yapıldığında kişinin kendisini daha iyi hissetmesini ve özellikle öfke, stres gibi duygularla baş edilmesini sağlar.
Rahat bir pozisyon bulunmalıdır. Gözler kapatılmalı ve burunda yavaşça derin bir nefes alınmalı. Daha yavaş olacak bir şekilde nefes verilmeli ve kişi bu aşamada gevşemeye geçmelidir. Gerginliklerin vücuttan dışarı çıktığını ve atıldığını düşünerek nefes alıp vermeye devam edin.
Dikkatinizi nefesinize ve bedeninize verin. Tüm duyularınızı hissetmeye çalışın. Vücudunuzda oluşan sıcaklıklara, soğukluğa, karıncalanmalara odaklanın. Meditasyon sırasında farklı düşüncelere takılmayın ve düşüncelerin akıp gitmesine nazikçe izin verin.
Bir hayal kurun, bir kişi, eş, bebek veya bir hayvan olabilir. Onu gördüğünüz sırada duyduğunuz şefkati hissedin. Sesini ve kokusunu hissetmeye çalışın. Tüm detayları ile görmeye çalışın. Hayalinizdeki şeye dokunduğunuzu veya onun karşınızda olduğu duyguları hissedin. Bu durumda yüzünüzde bir gülümseme ve sıcaklık olmasına izin verin. Bu sıcaklığı, şefkati ve sevgi duygusunu tüm benliğinizle hissedin.
Yargılamayı unutun, nefreti unutun, saf ve koşul aramadan sevin ve şefkatin varlığına kulak verin. Duyguların vücudunuzdaki yansımasına bakın. Göğüs bölgesinde bir dalgalanma olabilir, yüzünüzde veya başka bir bölgenizde sıcaklık olabilir. Hayat edilen nesneyi bulanıklaştırın ve kenara doğru bırakın. Ancak hissettiğiniz duygular sizinle kalsın. Hissettiğiniz sıcaklığı ve merhameti kendinize hissetmeniz nasıl olurdu?
Şimdi iki elinizle kalbinize dokunun ve nefes alıp vermeye devam edin, alınan nefesin yumuşaklığını, sıcaklığını ve kendinize olan anlayışınızı ve şefkatinizi düşünün. Nefes aldıkça sıcaklık, anlayış ve şefkat duygunu tüm vücudunuza yayılıyor ve kalıcı olarak her yerinize yerleşiyor.
Hayalinizde bir çocuk canlandırın, çocukluğunuz ve şu anda olduğunuz haliniz yan yana oturtun, çocukluğunuza şefkatle bakarak başınız okşayın veya ona sarılın. En çok duymak istediğiniz şefkatli sözleri hayalinizde ona söyleyin. Seni çok seviyorum, sana çok güveniyorum, her zaman senin yanındayım. Her zaman güvende olduğunu bilmelisin, seni olduğun gibi, yaptığın hatalarda ve iyi yanlarınla seviyor ve kabul ediyorum. Sen değerlisin ve sevilmeyi hak ediyorsun. İstediğin her şeyi başarabilirsin.
Meditasyonun düzenli olarak yapılması halinde kişinin kendine olan şefkati ve merhameti artacaktır. Kendinize karşı yaptığınız acımasız, merhametsiz ve eleştirel yaklaşımlarınızın zaman içinde azalacağını göreceksiniz.