Sağlık Rehberi Sağlık Rehberi

Şizofreni Belirtileri

Şizofreni, gerçek ile hayal arasındaki sınırların belirsizleştiği bir psikiyatrik bozukluktur. Bu bozukluğa sahip bireyler genellikle gerçeklikle ilgili tutarsız düşünce, algı ve davranışlar sergilerler. Şizofreninin belirtileri genellikle genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkar, ancak yaşamın herhangi bir döneminde başlayabilir.

Şizofreni belirtileri genellikle bireyin işlevselliğini ciddi şekilde etkiler ve profesyonel bir değerlendirmeye ve tedaviye ihtiyaç duyar. Tedavi genellikle antipsikotik ilaçlar, terapi ve destek hizmetlerini içerir. Erken teşhis ve müdahale, şizofreni belirtilerinin daha etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilir. Belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve zaman içinde değişebilir. Belirtiler arasında şunlar bulunabilir:

Düşünce Bozuklukları:

  • Düşünce Bozuklukları: Tutarsız veya anlamsız düşünceler, düşüncelerin birbirine bağlanamaması, mantıksız inançlar veya gerçek olmayan düşünce sistemleri.
  • Delüzyonlar: Gerçek dışı inançlar veya düşünceler, genellikle paranoyak veya büyüleyici nitelikte.

Algı Bozuklukları:

  • Hallüsinasyonlar: Gerçekte var olmayan şeyleri hissetme, duyma, görme veya koklama algıları. Özellikle işitsel hallüsinasyonlar (sesler duyma) sık görülür.
  • Duyusal Bozukluklar: Algıda sapmalar veya gerçek dışı algılama.

Duygu ve Düşünce İfade Bozuklukları:

  • Duygusal İfade Bozuklukları: Duygusal tepkilerin sınırlı veya uygunsuz olması, duygusal ifadelerin eksik olması veya duygusal yanıtın anlamsız olması.
  • Katatonik Hareket Bozuklukları: Uzun süreli hareketsizlik, ani ve tuhaf hareketler veya tekrarlı ve anlamsız hareketler.

Motivasyon ve İlgi Kaybı:

  • İlgi kaybı, motivasyon eksikliği: Günlük aktivitelere katılmada zorluk ve genel enerji eksikliği.

Sosyal İzolasyon ve İletişim Zorluğu:

  • Sosyal etkileşimlerde azalma insanlarla iletişimde zorluklar veya sosyal izolasyon.

İşlevsellikte Bozulma:

  • İş, okul veya günlük yaşam aktivitelerine katılımın azalması veya işlevsiz hale gelmesi.

Şizofreni Nedir?

Şizofreni, karmaşık bir psikiyatrik bozukluktur ve bireyin düşünce, duygu ve davranışlarında ciddi bir bozulma ile karakterizedir. Genellikle genç yetişkinlik döneminde başlar, ancak yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Şizofreni belirtileri genellikle pozitif ve negatif semptomlar olarak iki ana kategoriye ayrılır. Pozitif semptomlar, gerçek olmayan düşünceler ve algılar, örneğin hallüsinasyonlar ve delüzyonlar içerirken, negatif semptomlar, duygu ifadelerinde eksiklik, motivasyon kaybı ve sosyal izolasyon gibi normal davranışlardan yoksunluk içerir. Şizofreni, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir ve antipsikotik ilaçlar, terapi ve sosyal destek gibi çoklu bir tedavi yaklaşımını gerektirir. Erken teşhis ve tedavi, hastanın yaşam kalitesini artırabilir ve belirtileri daha etkili bir şekilde kontrol altına alabilir.

Şizofreni Ne Demek

Şizofreni ne demek, kişinin ruh halinde, duygularında ve düşüncelerinde değişimler ve bunların davranışlara yansıması olarak tanımlanabilir. Şizofreni hastaları başkaları tarafından yönlendirildiklerini düşünürler. Kafalarının içindeki kendine ait olmayan sesler tarafından yönetildikleri, duygularının ve düşüncelerinin denetlendiğini düşünür ve hissederler. Bu durumlara sanrı denilmektedir.

Şizofreni Türleri

Şizofreni, farklı belirtiler, seyirler ve etkilenen alanlar bakımından çeşitli türleri içeren bir spektrum bozukluğudur. Şizofreni türleri, hastalığın belirli özelliklere göre sınıflandırılmasına dayanabilir. Ancak, resmi tanı kılavuzları genellikle şu temel türleri içerir:

Paranoid Şizofreni: Bu türde, bireyler genellikle şiddetli paranoyak düşüncelere sahiptir. Diğer insanların sürekli olarak kendilerini izlediğine, takip ettiğine veya zarar vermeye çalıştığına dair inançlar yaygındır.

Hebefrenik Şizofreni: Bu türde, bireyler genellikle düzensiz ve saçma davranışlar sergilerler. İletişimde zorluk yaşarlar, konuşmaları anlamsız olabilir ve genelde duygusal ifadeleri sınırlıdır.

Katatonik Şizofreni: Bu türde, bireyler genellikle hareketlerinde aşırı duraksamalar veya aşırı uyarılma gösterirler. Aniden hareketsiz kalma, tuhaf vücut pozisyonları veya tekrarlayıcı ve anlamsız hareketler bu türün belirtileri arasında yer alabilir.

Sistemize Şizofreni (Şizotipal Bozukluk): Bu türde, bireyler genellikle tuhaf inançlara, garip düşüncelere ve tuhaf konuşma tarzlarına sahiptir. Gerçeklikten belirgin bir şekilde kopuk olabilirler.

Undiferansiye Şizofreni: Bu tür, diğer belirgin şizofreni türleriyle tam olarak uyuşmayan bir dizi belirtiyi ifade eder. Belirtiler genellikle karmaşık ve belirgin bir desen göstermez. Resmi tanı kılavuzları (DSM-5 ve ICD-10 gibi) şizofreniyi belirli türlere ayırmaz, ancak yukarıda belirtilen türler, klinik uygulamada kullanılan yaygın sınıflandırmalardan bazılarıdır. Her bireyin şizofreni deneyimi farklı olduğu için, bu tür sınıflandırmalar bazen bireylerin belirtilerini daha iyi anlamak ve yönetmek için kullanılır.

Şizofren Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Şizofreni'nin tam nedeni net olarak bilinmemekle birlikte, genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimi olduğuna inanılmaktadır. İşte şizofreni hastalığının olası nedenleri:

Genetik Faktörler: Genetik yatkınlık, şizofreni riskini artırabilir. Ailesinde şizofreni öyküsü olan bireylerde bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.

Biyolojik Faktörler: Beyin kimyasındaki dengesizlikler, özellikle dopamin düzeylerindeki artış, şizofreni ile ilişkilidir. Beyin yapılarındaki anormallikler de rol oynayabilir.

Çevresel Faktörler: Gebelik ve doğum komplikasyonları, anne karnındaki enfeksiyonlar, beslenme eksiklikleri gibi çevresel faktörler şizofreni riskini etkileyebilir.

Stres ve Travma: Çocukluk dönemindeki travmatik olaylar, aile içi stres, duygusal istismar veya ihmal gibi stres faktörleri şizofreni gelişimine katkıda bulunabilir.

Beyin Yapısı ve Fonksiyonları: Beyin taramaları, şizofreni hastalarında bazı bölgelerde anormallikleri gösterebilir. Beyin fonksiyonlarının düzensizliği de etkili olabilir.

Madde Kullanımı: Uyuşturucu ve alkol kötüye kullanımı, özellikle genç yaşlarda, şizofreni riskini artırabilir veya belirtileri tetikleyebilir.

Genetik-Merkezli Çevresel Etkileşimler: Bazı genlerin, belirli çevresel faktörlerle etkileşime girmesi, şizofreni riskini artırabilir. Genetik yatkınlığa sahip bireylerde çevresel etkenlerin rolü önemli olabilir.

Bağışıklık Sistemi İlişkisi: İnflamatuar süreçler ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerin şizofreni gelişiminde etkisi olabilir. Bazı enfeksiyonlar veya bağışıklık sistemine yönelik anormallikler bu hastalığı etkileyebilir.

Şizofreni, bu faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Her bireyde farklı nedenler etkili olabilir ve hastalığın gelişiminde birden çok faktör rol oynayabilir.

Şizofren Hastalığı Kimlerde Görülür?

Şizofreni, genellikle genç yetişkinlik döneminde (20'li yaşlar) başlar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Kimi risk faktörleri, şizofreni gelişimine katkıda bulunabilir. Ancak, bu risk faktörlerine sahip olan bir kişi şizofreniye kesin olarak yakalanacak diye bir kural yoktur. Şizofreni genellikle genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Şizofreni risk faktörleri şunları içerebilir:

Aile Öyküsü: Ailesinde şizofreni öyküsü bulunan bireylerde şizofreni riski artabilir.

Genetik Yatkınlık: Genetik faktörler, şizofreni riskini etkiler. Ailesel geçiş gösteren genetik faktörlerin yanı sıra, belirli genetik varyantların varlığı da riski artırabilir.

Erkek Cinsiyet: Şizofreni, erkeklerde genellikle kadınlara kıyasla daha erken yaşlarda başlar ve genelde erkeklerde daha sık görülür.

Stres ve Travma: Çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, aile içi stres, duygusal istismar veya ihmal, şizofreni riskini artırabilir.

Beyin Yapısı ve Fonksiyonları: Bazı durumlarda, belirli beyin anormallikleri veya fonksiyon bozuklukları, şizofreni riskini etkileyebilir.

Madde Kullanımı: Uyuşturucu ve alkol kötüye kullanımı, özellikle genç yaşlarda, şizofreni riskini artırabilir veya belirtileri tetikleyebilir.

Bağışıklık Sistemi İlişkisi: İnflamatuar süreçler ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerin şizofreni gelişiminde etkisi olabilir.

Gebelik ve Doğum Komplikasyonları: Anne karnındaki enfeksiyonlar, beslenme eksiklikleri, gebelik ve doğum komplikasyonları gibi faktörler şizofreni riskini etkileyebilir.

Herkes bu risk faktörlerinden bir veya birkaçına sahip olabilir, ancak bu faktörlerin varlığı şizofreni gelişimini garanti etmez. Çoğu durumda, birden çok faktörün bir araya gelmesi ve etkileşimi sonucu şizofreni ortaya çıkar.

Şizofreni Nasıl Tedavi Edilir?

Şizofreni tedavisi genellikle çoklu bir yaklaşımı içerir ve bireyin belirtilerini kontrol altına almayı, işlevselliği artırmayı ve topluma uyumunu sağlamayı hedefler. Şizofreni tedavisinde kullanılan yöntemler şunlardır:

Antipsikotik İlaçlar: Antipsikotik ilaçlar, şizofreninin temel tedavi yöntemidir. Bu ilaçlar, özellikle dopamin adı verilen bir beyin kimyasalının etkisini azaltarak belirtileri kontrol altına almaya yardımcı olur. İlaç seçimi ve dozaj, bireysel ihtiyaçlara ve yan etkilere bağlı olarak belirlenir.

Psikoterapi (Terapi): Bireyler, bilişsel davranış terapisi (BDT) veya destekleyici terapi gibi farklı terapi türlerinden fayda görebilir. Bu terapiler, bireyin düşünce kalıplarını anlamasına, duygusal zorlukları yönetmesine ve sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.

Rehabilitasyon ve Destekleyici Hizmetler: İş, eğitim ve günlük yaşam becerileri konusunda destekleyici hizmetler, bireyin topluma uyumunu ve işlevselliğini artırmayı hedefler.

Aile Terapisi: Şizofreni tedavisinde aile terapisi, aile üyelerini hastalığı anlamaya ve bireye destek olmaya yönlendirir. Aile terapisi, iletişim becerilerini artırmaya ve aile içi ilişkileri güçlendirmeye odaklanır.

İlaç Uyumunu Destekleme: İlaç tedavisinin etkili olabilmesi için düzenli ve uygun dozlarda ilaç kullanımı önemlidir. Bu nedenle, tedavi sürecinde ilaç uyumunu sağlamak ve düzenli takip yapmak önemlidir.

Toplum Ruh Sağlığı Hizmetleri: Toplum tabanlı ruh sağlığı hizmetleri, bireyin topluma entegrasyonunu ve desteklenmesini amaçlar. Bu hizmetler, şizofreni hastalarının toplumda daha bağımsız bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Şizofreni tedavisi genellikle uzun vadeli bir süreçtir ve bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, belirtilerin daha etkili bir şekilde kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, tedavi sürecinde hastanın ailesi ve sosyal çevresi de desteklenmelidir.

Basit şizofreni vakalarında genel olarak görülen belirtilerdir. Bunlar kişinin öz bakımıyla genel sosyal yaşantısındaki değişikliklerle bağlantılıdır. Basit şizofrenide kişiler genel olarak eskisinden daha farklı davranmaya başlar ve bu ilk olarak aileleri tarafından fark edilir. Bu durumda hastalığın ilerlememesi ve çevresindeki kişilere herhangi bir zarar gelmemesi için kişinin bir uzmana gitmesi gerekmektedir.
Şizofreni genellikle genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Genetik yatkınlığa ek olarak, stres, prenatal enfeksiyonlar, gebelik ve doğum komplikasyonları gibi çeşitli faktörler de rol oynayabilir.
Basit şizofreni belirtilerinde görülen durumlar görülür. Kişi sosyal hayattan uzaklaşır, öz bakımına yeterince özen göstermez, davranış ve tutumlarında değişiklikler görülür.
Şizofreni hastalığında genetik köken etkilidir. Birincil derece yakınlarında yani anne de veya babada varsa kişide görülme olasılığı %12 hem anne hem baba da varsa bu durum %40 oranlarına çıkmaktadır.
Hayır, şizofreni bir kişilik özellikleri topluluğu değildir. Şizofreni, gerçeklikle bağlantısını kaybeden ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. Kişilik bozuklukları ile karıştırılmamalıdır.
Şizofreni hastalarının davranışları eskisine oranla farklılık gösterir. Kişi olmayan bir düşünce sisteminde kendisini bulur ve onunla yaşarken o olaylar oluyormuş gibi kişilere yaklaşır ve o şekilde davranır.
Evet, şizofreni tedavi edilebilir. Antipsikotik ilaçlar, terapi (psikoterapi), destekleyici hizmetler ve rehabilitasyon programları tedavi yöntemleri arasında yer alır. Tedavi, belirtilerin hafifletilmesi, işlevselliğin artırılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesini hedefler.
Şizofreni tanısı, genellikle bir psikiyatrist veya klinik psikolog tarafından klinik değerlendirme, semptomların gözlemlenmesi ve hasta öyküsü temelinde konulur. Diğer tıbbi durumların dışlanması ve belirli tanı kriterlerine uygun semptomların varlığı da göz önüne alınır.
Şizofreni genellikle genç yetişkinlik döneminde (20'li yaşlar) başlar, ancak çocukluk veya yaşlılık dönemlerinde de ortaya çıkabilir.
Evet, şizofreni ile yaşayan birçok kişi normal bir hayat sürebilir. Tedavi, destekleyici hizmetler ve sosyal rehabilitasyon programları, hastaların işlevselliğini artırabilir ve sosyal yaşama katılımını destekleyebilir.
Evet, şizofreniye sahip birçok kişi sağlıklı ilişkiler kurabilir. Tedavi ve terapi, sosyal becerileri geliştirmeye ve ilişkileri güçlendirmeye yardımcı olabilir.
Şizofreni, bireylerin işlevselliğini etkileyebilir ve sosyal izolasyona neden olabilir. Ancak, doğru tedavi ve destekle, birçok kişi normal bir yaşam sürmeyi başarabilir. Şizofreni hakkındaki yanlış anlamalar, toplumda stigma oluşturabilir. Eğitim ve farkındalık, bu stigma ile mücadelede önemlidir.
Güncelleme Tarihi: 05 Aralık 2023
Yayınlama Tarihi: 01 Şubat 2019
Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Hüsnü ERKMEN
Prof.Dr. Psikiyatri Uzmanı

Hüsnü ERKMEN

Erişkin Psikiyatrisi Tıbbi Kadro
Sera ELBAŞOĞLU

Uzman Klinik Psikolog

Gönder
Sizi Arayalım


Google Play Download_on_the_App_Store_Badge_TR_blk_100217
,