Çocuklar arasında yaşanan akran zorbalığı, maruz kalan çocukta ağır travmalara yol açabiliyor.
İçe kapanma ve özgüven kaybı yaşayan çocuğun akademik başarısında gerileme yaşanabiliyor. Arkadaşları tarafından dışlanan, dövülen ya da lakaplar takılan çocuk bu durumu “ispiyoncu” damgası da yememek için saklıyor. Uzmanlara göre, akran zorbalığında aile, öğretmenler ve okul birlikte hareket etmeli ve zor durumdaki çocuğa yardımeli uzatılmalı.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, çocuklar arasında yaşanan akran zorbalığında bireysel mücadelenin yetersiz kalabileceğine dikkat çekti.
Olumsuz kendilik algısı oluşuyor
Akran zorbalığı ile ilgili bilgi veren Gökçe Cömert, okullarda maalesef çok sık rastlanan durumla ilgili aile, öğretmen ve okul yönetimlerine önemli görevler düştüğünü söyledi. Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, şunları kaydetti:
“Bu sorun sadece bizlerin bireysel olarak çözebileceğimiz bir mesele değil. Böyle bir durum yaşandığında okul yönetimi, öğretmen ve ailenin birlikte konuyu çözümlüyor olması lazım. Akranları tarafından dışlanan, dövülen ya da lakaplar takılan çocuk, içine kapanmaya başlıyor ve dışlandığı için de kendisiyle ilgili olumsuz bir kendilik algısı oluşuyor. Çocuklar, kendileriyle ilgili becerilerini fark ettikleri, kendiliklerini oluşturdukları bir yaş döneminde dışarıdan böyle bir dışlanma ve tepki aldıklarında ne oluyor?
Çocuğun sinyalleri alınmalı ve alarma geçilmeli
Olumsuz bir şekilde ben zaten başarısızım, ben zaten beceriksizim diyerek içine kapanma ve özgüven yeterlilikleri de düşmeye başlıyor. Ne oluyor? Okulda akademik sorunlar yaşanabilir, akademik başarıda düşme yaşanabilir. Mutsuzluk, içe kapanma olabilir. Normalde keyif aldığı aktiviteleri yapmakla ilgili sıkıntıları olabilir. Aile ortamında çok fazla öfkelenebilir ve çatışmalar yaşayabilir. Çünkü yaşadıklarıyla ilgili olarak dışarıya yansıtma ihtimali olabilir. Böyle durumlarda biraz daha gözlem yapmalı, çocuğun sinyallerini anlamalı ve alarm durumuna geçmeli, çocuğumuzla mutlaka iletişime geçmemiz lazım. Çünkü bu çocukların maalesef yapabilecekleri herşey ellerinden alınmış ve bütün çözüm yolları kapatılmış durumdadır.”
Çocuk köşeye sıkışmış gibi hissediyor
Akran zorbalığına maruz kalan çocuğun kendini çok çaresiz hissettiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, “Eğer yaşadıkları bu durumu ailelerine söylerlerse tehdit edilme ihtimalleri var, tehdit edildikleri için ya da ana kuzusu gibi lakaplar takılma ihtimali var. Aileye söyleme ya da yardım arama ihtimalini mobbing uygulayan kişiler, arkadaşları ellerinden alıyorlar. Çocuk okuldan destek isterlerse de ispiyoncu oluyorlar. Kendi başlarına bu sorunu çözmeye çalışıyorlar ama sorunu çözmeleri çok güç. Akran zorbalığına uğrayan çocuklar kendileri başa çıkmakta çok zorluk yaşıyorlar. Bunun sonu kimi durumlarda intihara kadar gidebiliyor. Bu nedenle çok ciddi olarak ele alınması gereken bir konu” uyarısında bulundu.
Klinik Psikolog Gökçe Cömert, “Bizim birincil amacımız mobbinge uğrayan çocukların topluma kazandırılmaları ya da kendilerini daha uygun ifade edebilecekleri ortamlara alınmaları ve onları korumaya yönelik çalışmaların yapılmasıdır. Çocuklar bu konuyu dillendirmiyorlar, ailelerin onlarla iletişiminin kuvvetli olması lazım” uyarısında bulundu.
Her çocuk akran zorbalığına maruz kalabilir
Bütün çocukların akran zorbalığına maruz kalma ihtimalinin bulunduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, “Akran zorbalığının çocuğun kendi kişiliğiyle ya da herhangi bir davranışıyla ilgisi yok. Yani çocuğun burada yaptığı bir şey yoktur ama çocuk karşı koyacak gücü kendisinde bulamaz.
Kendini ifade etme becerisi kazandırılmalı
Akran zorbalığına maruz kalan çocuğun psikolojik destek almasının gerekli olduğunu ifade eden Gökçe Cömert, kendini ifade etme becerisinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Cömert, şunları söyledi:
“Çocuğun İletişim becerileri, özgüvenini arttırmak için sosyalleşebileceği ortamlara, aktivitelere yönlendirmek anlamlıdır. Ancak bu yönlendirme çocuğa sen yanlış bir davranışta bulunuyorsun, hatalar eksikler yapıyorsun alt mesajı taşıyabilmektedir. Aileler bu konuda temkinli hareket etmelidirler.
Çocuğun dışardan psikolojik bir destek alması anlamlı olur. Çünkü o psikologla iletişime geçerek sorun çözme becerileri geliştirilebilir. Kendisini ve duygularını ifade etme becerileri geliştirilebilir. Bütün bunları bire bir çalışarak yapabilir. Aile içi iletişim artırılabilir.”
Toplum olarak en büyük eksikliklerimizden bir tanesinin duygularımızı ifade etmekteki beceri eksikliğimiz olduğunu kaydeden Gökçe Cömert, “Maalesef toplum olarak çok fazla duygularımızı ifade etmiyoruz. Genellikle karşı tarafın anlamasını bekliyoruz. Kendimiz söylersek de bize değerli gelmiyor. Bu aslında çocukluk döneminde kazandırılması gereken bir beceri. Eğer bir çocuk kendisinin ne hissettiğini, ne düşündüğünü neye ihtiyacı olduğunu açık bir şekilde ifade edebileceği bir aile ortamına sahipse çok şanslı oluyor. Anne ve babası tarafından yönlendirilebiliyorsa teşvik edilebiliyorsa ve anne baba bu konuda rol model oluyorsa daha ne isteyelim” diye konuştu.
“Sana vurana sen de vur” demek son derece yanlış
Olayların geçmişte yaşanmasına rağmen çocuğun ya da gencin hala eski yaşadıklarının etkisindeyse mutlaka psikolojik destek almasının çok anlamlı olduğunu kaydeden Cömert, “Buradaki stratejimiz sana vurana sen de vur kesinlikle olmamalı. Bu durumda çocuğun biz de özgüvenini zedelemiş oluyoruz. Sen bir şey yapamadın demiş oluyoruz diğer taraftan. Çözüm kesinlikle bu değil. Çözüm hep birlikte hareket ediyor olmak ve bunun çok ciddi bir konu olduğunun farkında olmak” uyarısında bulundu.
Akran zorbalığına uğrayan çocukların ya da gençlerin özgüvenlerinin yeniden kazandırılması için de bazı tevsiyelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, “Olumsuz davranışları değil, olumlu davranışları üzerinden yaklaşılmalı. Yani olumlu bir şey yaptığı zaman bunun geri bildirimini veriyor olmanız lazım. Bu, çocuğun özgüvenini artırmaya yardımcı olacaktır. Başarılı olabileceği birçok aktivite denenmeli, bu aktivitelerden başarılı olabildiklerine yöneltilmeli ve motive edilmelidir. Çocuğun birşeyler başarıyor olması lazım” diye konuştu.
Zorbalığı kendine güvensiz kişiler uyguluyor
“Mobbing ya da akran zorbalığı uygulayan kişilerin daha baskın ya da daha güçlü olduğu zannedilir” diyen Uzman Klinik Psikolog Gökçe Cömert, bu yargının da yanlışlığına dikkat çekerek “Aksine kişi kendini güçlü gördüğünde ya da özgüveni yüksekse bu tarz davranışlarda bulunmaz. Ama kişinin özgüveniyle ilgili sıkıntıları varsa yetersizlikle ilgili sıkıntıları varsa bu tarz davranışlar yaparak kendisini güçlü hissetmeye çalışır. O yüzden mobbing uygulayan kişinin yetersizliği ve kendine olan güvensizliği ile ilintilidir” diye konuştu.