Disleksi olarak da bilinen özel öğrenme güçlüğü, özel bir öğrenme şekliyle tedavi olabilen ve uygun tedavi şekli bulununca en uzun 8 ay süren bir durum. Öğrenme güçlüğünün ihmal edilmesi, çocuğun akademik başarısını ve motivasyonunu olumsuz etkilebiliyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, disleksi olarak da adlandırılan öğrenme güçlüğünün belirlenmesinde öğretmenlere önemli görevler düştüğünü söyledi.
“Okula yeni başlayan öğrenciler okul olgunluğu bakımından eşit seviyede olmayabilir ama altı ay sonra durumun dengelenmiş olması gerekir” diyen Leyla Arslan, “Çocuğun düzgün konuşabilmesi, sesleri doğru ayırt edebilmesi, okuma yazmayı doğru öğrenebilmesi açısından çok önemlidir. Öğrenme güçlüğü yaşanıp yaşanmamasıyla ilgili ilk ipucu olarak kabul edebiliriz” dedi.
Öğretmenin öğrencilerle serbest bir kısa süreli sohbetinin bu durumu tespit etmek için yeterli olduğunu belirten Arslan, ayrıca rehber öğretmenler vasıtasıyla okulun başladığı ilk aylarda konuşma, işitme, görme ve kalem tutabilme becerilerini ölçen testlerin program gereği yapılması gerektiğini ifade etti.
Doğru tedavi ile 8 ayda sorun aşılabilir
Bu tarama çalışmalarının okulların rehberlik servisi yardımıyla ortak yürütülen faaliyetler olduğunu vurgulayan Arslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Konuşma ve yazmasında programı takip etmekte zorlanan öğrenci, eğer öğrenme güçlüğü çekecekse hemen belli olur ancak 7 yaşına kadar sorun ne ise sorunu giderici çalışmalar sınıf öğretmeni ve aile desteği ile aşılmaya çalışılır. 7 yaşını doldurmuş çocuk alınan önlemlere rağmen 2-6 ay arasında ilerleme kaydedemiyorsa yetersizlik duygusu gelişmemesi için tedavi yoluna gitmek gerekir.”
Öğrenme güçlüğünün, özel bir öğrenme şekliyle tedavi olabilen, uygun tedavi şekli bulununca en uzun 8 ay süren bir durum olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, “Özel öğrenme güçlüğünün ihmal edilmesi çocuğun akademik başarısını ve motivasyonunu olumsuz etkiler” uyarısında bulundu.
Diğer öğrencilere bireysel farklılıklar anlatılmalı
Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, “Öğretmen sınıfındaki özel ilgi gerektiren çocukları tespit ettikten sonra çocuklara farklılıklarla alay edilmemesi gerektiğini anlatmalı ve herkesin bireysel farklılıkları olabileceğini anlatmalı. Çocukların kendi hızlarında ilerlemelerini teşvik etmeli ve rekabeti körüklememelidir” diye konuştu.
Öğretmen ihmal etmemeli
Her öğretmenin seviye kümesinin önemini bildiğini ve sınıfta kaynaştırma eğitimini yapabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ama bazı durumlar vardır ki özel öğrenme güçlüğü ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi durumlarda sadece aile ve öğretmen desteği yetmez. Ciddi zihinsel rehabilitasyon ve medikal destek gerekebilir. Uygun kurumlara sevk edildikten sonra dikkat testleri uygulanır, zeka testleri uygulanır veya üçünü birden ölçen ve çocuğun öğrenme stratejisini bulan “cas”testi uygulanır. Öğrenme profili çıkan çocuk, çeşitli egzersizlerle desteklenir ve akademik güçlük yaşaması engellenir. Öğretmene düşen en önemli görev durumu fazla geciktirmeden ve ihmal etmeden aileye rehberlik yapmaktır.”