Çocuğun okula uyumu, çocukların ilk olarak kula uyumu kreş zamanından itibaren başlamaktadır.
İnsanın yaşamında her yeni deneyim yeni bir duyguyu da beraberinde getirir çocuğun okula uyumu da böyledir. Çocuk sahibi olanlar ise her yeni gün ile beraber yeni deneyimlere ve duygulara hazır olmalıdırlar. Çünkü çocuk demek yenilik ve değişim demektir. Çocuğun her dönemi yeni başlangıçları getirir. En önemli olanlarından biri de çocuğun ilk kez ev ve aile dışında bir ortam ile karşılaşma dönemidir. Bazı aileler anaokuluna çocuklarını gönderirken, bazı aileler ise ilkokul birinci sınıfta bu süreci yaşamaktadırlar.
Çocuğun okula uyumunda çocuğun ev ve aile dışına çıkacağı bu yeni dönem ebeveynler için önemli olsa da, çocuk için bazen kaygı ve beraberinde birçok duyguyu barındırabilir. Bu açıdan, ebeveynler çocuklarına anaokulunu ve ilkokulu tanıtırken dikkatli olmalıdırlar.
Çocuğun okula uyumundan önce eğer ev içerisinde kurallar, eğitimler ve oyunlar zaten önceden başlatılmış ise ebeveynler buradan yola çıkarak anaokulunu veya ilkokulu çocuklarına tanıtabilirler. Eğer başlatılmamış ise çocuğa aktarılması biraz daha zor olabilir. Bu noktada ebeveynlerin “Yaramaz bir çocuk olduğun için seni bir anaokuluna/ilkokula götüreceğiz, orada öğretmenler hata yaparsan sana ceza verecekler, akıllı olman için oraya gönderiyoruz.” gibi açıklamalardan uzak durmaları gerekmektedir. Onun yerine çocuğun var olan potansiyelinin ortaya çıkarılacağı, kendi gibi çocuklar ile oyun oynayabileceği, akşam tekrardan ailesinin yanına gelebileceği, yeni şeyler öğrenebileceği bir ortam olarak aktarılmalıdır.
Çocuğun okula uyumunda çocuk için okul, aile dışına atılan ilk adım olması sebebi ile çoğu çocuk için sevinç ve heyecanın yanı sıra kaygı duygusuna da sebebiyet verebilir. Anneden ayrılmaya yönelik bir miktar kaygı doğal kabul edilebilir. Burada önemli olan okula alışma sürecinde annenin çocuğun kaygısını yatıştıracak tutumlar sergilemesidir. Anne çocuğa kaygı dolu tutumlar ile yaklaşmamalı, kendi kaygısını kontrol altında tutmalıdır. Çocuğun okula giderken en sık yaşadığı kaygı orada bırakılacağı, annesi tarafından unutulabileceği ya da annesinin başına bir şey geleceğidir. Bu kaygılar yüzünden okula anne ile beraber kademeli geçiş yapılabilir. Örneğin ilk gün anne sınıfın dışında tüm gün beklerken ilerleyen günlerde annenin kalış süresi azaltılır ve okuldan uzaklaştırılır. Bazen çocuklar evlerinden bir oyuncak, annenin elbisesine ait bir parça getirebilirler. Bu gibi durumlarda çocuğu anlamalı ve mevcut geçiş nesnesinden de kademeli ayrılık planlanmalıdır. Tüm bu geçişler sınıf öğretmeni ile işbirliği içinde olmalıdır. Önemli bir nokta olan bu kaygı, eğer bir aydan uzun sürüyor, çocuğun ve ailenin hayatını etkilemeye başlıyor ise “ayrılma anksiyetesi” ihtimali akıllara getirilmeli ve bir uzmandan yardım alınmalıdır.
Çocuğun okula uyumunda çocuklar, yeni bir duruma uyum sağlamakta zorlanıyorsa sık sık “Bugün gitmesem de yarın gitsem” cümlesini kullanırlar. Çocuğun okula uyumunda çocuk ile ilk olarak bu konuda konuşulmalı ve nedenleri öğrenilmelidir. Eğer ciddi bir durum söz konusu değil ise, sadece bir deneme cümlesiyse, annenin ve babanın okula gitme konusunda tutarlı ve kararlı olmaları gerekmektedir. Ayrıca anne ve baba arasında fikir ayrılığı olmaması, bu konuda çocuğa tek bir mesaj verilmesi de oldukça önemlidir. Bazı durumlarda ise çocuk “Eğer gidersem istediğim şeyleri alacaksınız” diye ailesine baskı yapabilir. Bu gibi durumlarda ödüller tekrar gözden geçirilmeli, bu cümleyi kullandığı için değil ancak uyum sağlama sürecinin ödüllendirilmesi gündeme alınabilir. Ödüller büyük olmamalı, her zaman pahalı ve somut hediyeler olması gerekmemektedir. Sevilen bir yere gidilmesi, okulda yapılan faaliyetlere olumlu geri bildirimler verilmesi de ödül olabilir.