Obezite, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile bedende sağlığın bozulacağı seviyede yağ oranının yoğun yükselmesi durumu olarak belirtilir. Obezitenin meydana gelmesinde kalıtımsal ve çevresel etkenler de etkili olabilmektedir. Klinik bir teşhis olan obezite, uzman hekimler tarafından tanı konularak bireylere çeşitli testler uygulanır.
Öncelikle bireyin yemek yeme ve spor düzeni, iştahı kontrol etme, ilaç ya da ek takviye alımı gibi durumlar önemlidir. Ardından boy oranı, kilonun ölçülmesi, kalp ritmini gözlemleme, rutin kan testleri ile fiziki kontroller sağlanır. Beden kitle indeksini hesaplama ve bel bölgesini ölçme de bireyin öyküsüne ilave edilir. Bireyin rahatsızlık öyküsü obezitenin teşhis ve tedavisini etkilemekte olan önemli bir değerdir. Bireyin hastalık hikayesi, rahatsızlıkları ve değerlendirilmekte olan türlü tetkiklerin sonunda alınmakta olan teşhis obezite tedavisini bireye özgü kılmaktadır. Çünkü obezite sadece kilo ile orantılı bir teşhis değildir. Bir bireyin kan testlerinde bir değer ya da bir rahatsızlık bir kişide varsa ötekinde bulunmayabilir veya aynı kiloda olan bir birey tedavisini etkileyecek bir ilaç alırken diğer kişi kullanmayabilir. Bütün bu detaylı incelemeler obezite teşhis ve tedavi süreci bireye özgüdür. Tedavi sürecinin bireye özgü olması tedavinin sonucunun iyi olması adına atılan adımdır. Dünya Sağlık Örgütünün açıkladığı verilere göre obezitenin tanısı çeşitli incelemeler sonucu belirlenebilir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz;
Vücut Kitle İndeksi: Beden kütle oranı yaş ve cinsiyeti belirlenemediği için tarama ve gözlemleme amaçlı kullanılmaktadır Vücut kitle indeksi oranı hesaplarken bireyin kilogram türünden beden ağırlığı metre türünden boyunun uzunluğu karesine bölünüp hesaplanmaktadır. Örneğin; 99 kg ağırlıkta 1,75 m boyda olan bir kişi için beden kütle indeksi 99/(1,75*1,75) hesaplaması yapılıp 32,4 şeklinde ortaya çıkabilir.
Vücut kütle oranına göre Dünya Sağlık Örgütünün belirlemiş olduğu çeşitli sınıflandırmalar mevcuttur. Bu sınıflandırmalarda beden kitle indeksi oranı obezite taramasında değerlendirilebilmektedir. Bu sınıflandırmaya göre 18-24 aralığındaki oran olağandır; değer 30’dan fazla ise birey obez olarak değerlendirilebilir. Bu sayıların üzerinde olan oranlar ise obezitenin sınıflarına göre farklılık göstermektedir.
Çocuklarda Obezite
Çocukların büyümesi ve gelişmesi persentil şeklinde belirtilen orana göre takip edilmektedir. Persentil, büyüme eğrisi olarak da adlandırılmaktadır, Dünya Sağlık Örgütü tarafından çocukların yaşlarına göre uygun boy ve kiloyu belirleyen tablodur. Persentil oranları; 3-10-25-50-75-90-95 şeklinde üzere belirlenmiştir. Çocuklarda obezite, yetişkin kişilerin vücut kitle oranına göre değil büyüme eğrisine bakılıp teşhis edilmektedir. 85 büyüme eğrisi üzerinde olan çocuklar fazla kilolu, büyüme eğrisi üzerinde olan çocuklar ise obez olarak değerlendirilmektedir.
Bel Kalça Oranı: Bel ve kalça oranı obeziteyi değerlendirmede oldukça önemlidir. Yapılan çalışmalara göre bilhassa karın bölgesindeki abdominal yağlanma şeklinde adlandırılan yağlanma türünde iç organlarda yağ kütlesi yükseldiğinden dolayı bir takım rahatsızlıklara neden olabilir. Bunlar; insülin direnci, tip II diyabet, hipertansiyon gibi rahatsızlıklardır.
Deri kıvrım kalınlığı: Bedendeki belli kısımalrdaki deri kıvrım kalınlığı kaliper şeklinde belirtilen bir alet ile ölçülmektedir. Bu sayede beden yağ kompozisyonu ile ilgili bilgi verilebilir. Deri kıvrım aralığı, erkeklerde 38 mm, kadınlarda ise 52 mm’den fazla olduğu durumlar obezite olarak bilinmektedir, ancak yalnız başına teşhis kriteri şeklinde değerlendirilmesi doğru değildir.
Biyoelektrik impedans ölçümü: Son dönemlerde yaygın şekilde kullanılmakta olan obezite testi biyoelektrik impedans ölçümü olarak bilinir. Bunun yanında el ile uygulanan vücut analizi de vardır. El ve ayaklardan yardım alarak bedene çok az seviyede voltajlarda elektrik verilerek analiz yapılır. Bedendeki yağ oranının değerlendirmesine bakıldığı zaman kadınlarda beden yağ seviyesinin normal aralığı %21-30; erkeklerde ise %12-20’dir. Bu aralıkların üstünde yağ oranının olması obeziteye davetiye çıkarır. Obezitedeki bu teşhis kriterleri yalnız başına teşhis konulması için yeterli değildir. Obezite teşhisi için bahsedilmekte olan bütün obezlik testi sınıflandırmasına bütüncül yaklaşılması gerekir.
Obezite Türleri
Obezite için bazı türlerden bahsedilebilir. Yağ dağılımına ve beden kitle indeksine göre meydana gelen obezite türleri şu şekilde sıralanabilir;
Yağ dağılımına göre obezite: Bedende bulunan fazla yağ oranının bölgesel olarak incelenmesine karakterize olan bir sınıflandırma şeklidir. Karın kısmında fazla yağlanmanın olması elma şekli obezite ya da erkek tipi yağlanma olarak değerlendirilir. Kalça ve basen kısmında yoğun yağlanma durumu ise genel olarak kadınlarda görülen armut tipi obezite ya da kadın tipi yağlanma olarak belirtilir. Karışık tür obezite şeklinde bilinen türünde ise bölgesel bir yükselme görülmemektedir bütün bedende ve iç organlarda yağlanma yaşanır. Bölgesel yağlanma çeşitlerinden olan karın bölgesindeki yağlanma genel olarak iç organların yağlanmasına neden olduğundan çeşitli rahatsızlıklara neden olur.
Beden Kitle İndeksine göre obezite: Beden kitle indeksi sınıflandırmasına göre 30 kg ve yukarısındaki değerler obezite şeklinde belirtilir. Orta obez biçiminde değerlendirilmekte olan bireylerin beden kitle indeksi 30 - 34,9 kg/m2 şeklinde biliniyorken yoğun obezlerde bu oran 35 - 39,9’dur. Bu sınıflandırmada obezite hayat kalitesini olumsuz etkilerken çeşitli rahatsızlıkların da nedeni olabilmektedir. Morbid obez olarak sınıflandırılmakta olan ve çok önemli derecede olan bu obezite çeşidinde beden kitle indeksi 40 ve üzeri şeklindedir. Öteki obezite türleri ile benzerlik gösteren sağlık problemleri bulunsa da hayat kalitesi önemdi ölçüde düşebilir.
Obezite, dünyada prevalansı fazla olan bir rahatsızlık çeşididir. Obezite yalnız başına birçok rahatsızlığa da zemin hazırladığı gibi yaşam standardını da etkilemektedir. Fakat bütün bu durumlara rağmen obezitenin tedavisi mümkündür ve iyileştirilebilir. Hatta obezitenin neden olduğu rahatsızlıklarının etki alanı da obezite tedavisi ile azalabilir veya tamamı ile iyileşebilir.