Mutluluğa Engel Olan Düşünce Hatası: Concorde Yanılgısı

Mutluluğa Engel Olan Düşünce Hatası: Concorde Yanılgısı

Concorde yanılgısı, kaybeden kişi olmamak için daha çok kaybetmek halidir. Bir şeye emek verildiği zaman sonrasında, o durum kişiye zarar veriyor olsa bile o durumu bırakamama halidir. Zararı kurtarma mantığı yüzünden daha fazla zarara girme durumu olarak da değerlendirilebilir. Bu emek maddi, duygusal ya da zamansal olabilmektedir. Fakat kişi sürekli gerçekçi hareket edemez ve farkında olmadan concorde yanılgısı ile yanılabilir.

Condorde isminin meydana gelişi 1950’li yıllara dayanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere ve Fransa birlikte, sesten daha fazla hızlı olan “süpersonik” uçakların yapımını kararlaştırır. Aslında concorde ismi uçağı üretmekte olan İngiltere ve Fransa’nın yapmış olduğu iş birliğini de simgeler. 
Concorde adlı bir uçağın başarılı olmayan uçuş denemelerine rağmen, bu uçağa emek veren bir grup insanın ümidini yitirmeyerek maddi yatırım yapmaya devam etmesi ile meydana gelir. Bu yatırımı yapan kişiler aslında akıllı insanlar ancak geçmişte yaşanılan yanlışları görmezden gelerek yatırımlarını tam manası ile çöpe atmaları sayesinde canlıların saplantılı eğilimlere açık bulunduğu tespit edilmiştir.

Concorde Yanılgısı Nasıl Keşfedilmiştir?

Concorde yanılgısı, evrim teorisinin bir parçası olan zoologlar tarafından oluşturulan bir teoridir. Hayvanlar eş tercih ederken, tıpkı insanlarda olduğu gibi çaba sarf eder. Evlenmeden evvel hayvanlar karşılarına engel çıkması halinde, nesillerini sürdürmeleri iç güdülerine rağmen, bu sorumluluğun alınmaması yönünde karar vermektedirler. Engelleri kabul eden hayvanlar, eşlerinin yuvadan ayrılma tehlikesini göze alarak yaşamalarına devam etmektedirler.
Bir diğer Concorde yanılgısı, ise davranış ekonomisinde “Batık maliyet teorisi” adı ile karşımıza çıkar. Bu duruma örnek olarak büyük futbol kulüpleri, iyi futbol oynamamalarına rağmen sırf fazla oranlara transfer ettikleri için, bu oyuncuları ısrarlı bir şekilde oyunda tutmaları bu duruma örnek gösterilebilir.

İlişkilerde Concorde Yanılgısı

Günlük hayata bakıldığı zaman hemen hemen herkesin hayatında cconcordeoncorde yanılgısından örnekler vardır. Bilhassa duygusal olarak emek verilen ilişkilerden vazgeçmekte genellikle zorluk çekeriz. İnsan o kadar korkar ki, kişiye yararı olmadığı halde arkadaşlıkları, duygusal ilişkileri devam ettirmeye çalışır. Çünkü geçmiş zamanda harcanan çabayı önemsediğimiz için, mantıklı düşünmekte zorluk çekeriz. 
Kişinin böyle davranmasının bir diğer nedeni de karar verirken gelecek zamandan çok geçmişte yaptığı yatırımları düşünmekten kaynaklanmasıdır. Bir anlamda bunun Kişiye zarar veren, yıpratan ilişkileri sona erdiremediği için de genellikle diğer tarafın düzelmesi bekleniyor. Bundan dolayı kişi hem kendini değersizleştirmiş hem de zaman kaybetmiş oluyor. Burada asıl durum kişinin toksik ilişkileri noktalamakta zorlanması bundan dolayı da yenilen taraf olmayı kabul edememesidir. 
Burada farkında olunması gerekli olan nokta; umud etmek ile “bile bile zehir içmeyi” ayırt edebilmenin önemidir. Bundan dolayı concorde yanılgısı için gerçekçiliği olmayan bir beklenti söz konusudur. Bundan dolayı ‘Umut teorisi’ şeklinde de adlandırılsa da gerçekliği bulunmayan bir “umma hareketi”, zaten kötü olan toksik bir ilişkiyi düzeltmeyecek; hatta ilişkinin daha da karmaşık hale gelmesine neden olacaktır. Bilhassa concorde yanılgısı, ‘sonucunun bilindiği halde daha çok kaybetmek’ olarak belirtilebilir. Bu yaklaşımın etkisini, ekonomiden psikolojiye, gündelik yaşamdaki tecrübelerden ikili ilişkilere kadar görebiliriz.

‘Kaybeden Olmamak İçin Daha Çok Kaybetmek’

Gerçekçi bir karar, geçmişte yapılan yatırımlara göre değil, gelecekte olan kazanımlara göre yapılırsa fayda sağlar. Kişi, concorde yanılgısı durumuna düştüğünü fark ettiği zaman ilk yapması gereken gördüğü zararı önemseyip, daha mantıklı tercihler doğrultusunda ilerlemeye devam etmelidir ve yaşadığı kayıplara son vererek ilk adımı atmalıdır.  Enerji emen, sürekli suiistimal eden ve istismar eden bir ilişkiyi sonlandırmak, sırf para verilen ve marka olduğu için dolapta uzun zamandır duran fakat kişiye hiç uymayan kıyafetleri elde tutmak isteğine benzer.
Bilerek kişiyi zor durumda bırakan, acı veren durum ve bireyler için geçmiş zamanda yapılan fedakarlıktan, verilen emekten ziyade gelecekte yaşanacak olan durumların neler kaybettireceğine odaklamak daha sağlıklı olur. Kaybedilecekler bu zamandan belli olan gözle görülür şeyler ise daha sonra “Ben zaten bunun olacağından emindim” demek çok mantıklı bir davranış değildir.

Paylaş
Güncellenme Tarihi05 Mart 2024
Oluşturulma Tarihi08 Aralık 2022
Sizi Arayalım
Phone