Psikolojik travma yaşamsal risk taşıyan ya da fiziksel bütünlüğü tehdit eden deprem, doğal afetler gibi yaşam olaylarının, bireyler üzerindeki negatif etkilerine bağlı olarak gelişim gösteren, türlü psikolojik ve fiziksel şikayetlerin eşlik ettiği bir olgudur. Travmatik olaya direkt olmasa da şahit olarak ya da medya aracılığı ile öğrenerek “travmatize” olma durumu ikincil travma şeklinde tanımlanır.
Kişinin yaşamında deprem, doğal afetler gibi travmatik olayların söz konusu olması, sadece yaşama direkt maruz kalan kişiyi değil, kişinin çevresindeki kişileri de etkileyebilmektedir. Travmatik olaya doğrudan maruz kalmayan, olaya şahit olan ya da medya aracılığıyla olayı izleyen kişilerin ‘’travmatize’’ olması olarak tanımlanır.
Travmalar o öyle yayılır ki, travmaya birinci dereceden maruz olan birey ile hiç bağlantısı bulunmayan farklı bireyleri dahi medya ya da sürdürdüğü meslek aracılığı ile etkisi altına alabilir. Bireyler, direkt travmatik olayı tecrübe etseler bile olay ile ilgili ayrıntıları dinleyip ya da görüntüleri izleyerek çeşitli seviyelerde olumsuz etki altında kalabilirler.
İkincil Travmatik Stres Belirtileri Nelerdir?
Travma, etki ettiği kişinin yaşamında yayılarak ilerleme sürdüren bir yapıdadır. Bundan dolayı travma, travmaya birinci dereceden maruz kalan bireyi etkisi altına alıp daha sonra, bireyin yakın çevresini de etkilemeyi sürdürür ve bu şekilde yayılarak ilerler. İkincil travmatik stres belirtileri şu şekildedir;
- Sürekli isteksiz olma hali
- Yoğun olarak üzüntü, kaygı hissetme
- Bedende kasılma ve ağrılar hissetme
- Bireyin geçmiş taravmaları istemsizce anımsaması
- Travmaya birinci dereceden maruz kalan bireyi ya da travmatik olayı hatırlatacak durum, duygu ve düşüncelerden kaçınma
- Artmış uyarılma belirtileri gündelik yaşamı sürdürmekte zorlanma
Kimler İkincil Travmatik Stres Riskini Daha Çok Taşır?
Bu travma durumunda kişinin ilk olarak yaşamış olduğu durumu kabul etmesi gerekir. Travmayı kabul etmek, çözüme ulaşmanın ilk adımlarından biridir. Diğer adımsa güven duyulan bir kişiye bu durumun anlatılmasıdır. Güven duyulan birine durumu anlatmak stresi paylaşmaya ve bunun ile mücadele etmeye katkı sağlar. Bunun ile birlikte ikincil travmatik stres riskini daha fazla taşıyanlar şu şekildedir;
- Çok hassas bir yapıya sahip olan kişiler
- Geçmiş travmatik yaşantıları olan bireyler
- Erken dönem gereksinimlerinin karşılanmadığı veya yoğun karşılandığı bir ailede yetişen kişiler
- Travmatik olayı tekrarlayan bir biçimde ayrıntılı şekilde araştıranlar
- Travma mağduruna yoğun sempati duyanlar
- Travma mağduruyla kendisini özdeşleştirenler
İkincil Travmatik Stres İle Nasıl Başa Çıkılır?
Travmalar, elbette gereken tedavilerin ve terapilerin gerçekleştirilmesinin ardından geçmektedir. Bunun için travma yaşayan kişinin uzman bir psikolog, psikiyatri ya da alanında uzman olan kişiden destek alması gerekir. Bundan dolayı ikincil travmatik stresin erken zamanda teşhisi konulması çok önemlidir. Kronik hale dönüşebilen ikincil travmatik stres semptomları kişide görülüyor ve risk grubunda yer alıyorsa, vakit kaybetmeden travma konusunda yetkin ve deneyimli ruh sağlığı uzmanına başvurulmalıdır. Travmatik streste genellikle başvurulan psikoterapi teknikleri şunlardır;
- EMDR Terapisi
- Bilişsel Davranışçı Terapi
- Şema Terapisi