Beyin korteksinin manyetik uyarılmasının (transkraniyal manyetik uyarı – TMS) elektriksel uyarılmaya yakın bir etki sağladığı fark edildiğinde, ilk TMS cihazı geliştirildi (1985) ve araştırma amaçlı kullanımı başladı (Anthony Barker ve ark.). TMS’nin sol dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) bölgesine uygulanması ile depresyona bağlı olarak yavaşlamış olan kortikal kan akışı, glikoz ve oksijen tüketiminin normale döndüğü, antidepresan etkisi yarattığı görülmüştür. Mükerrer araştırmalardan sonra TMS 2008 yılında Depresyon tedavisinde kullanılabileceğine dair FDA onayı almıştır.
2007 yılında da Roth ve ark. daha derin beyin yapılarına etki edecek olan Hesed bobinini (H-bobin) geliştirerek kullanmaya başladılar. 2002 yılında NIH tarafından patentlenen bu bobin şekil olarak motosiklet kaskına benzer. Uygulama öncesi çeşitli ölçümler/ayarlamalar yapıldıktan sonra başa giydirilerek kullanılır. H-bobin kullanılarak yapılan uygulama "Derin TMS" olarak adlandırılmıştır. Beyin sağlığı alanında çığır açan yenilikçi çalışmalarla Derin TMS insanlığa büyük umut vaat etmektedir.
Yıllar içinde Hesed bobini farklı beyin yapılarını uyaracak şekilde geliştirilmiş ve günümüzde H-1, H-4, H-7 olmak üzere 3 farklı model olarak kullanılmaktadır.
Derin TMS uygulaması çeşitli psikiyatrik-kognitif semptomları hafifletme konusundaki etkinliğinin kanıtlanmasına paralel olarak, Avrupa CE işaretini almıştır. Bunlar MDB, OKB, sigarayı bırakma, Alzheimer Hastalığı (AD), otizm, bipolar bozukluk, kronik ağrı, multipl skleroz (MS), Parkinson Hastalığı, inme sonrası rehabilitasyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve negatif semptomları içerir.
TMS cihazının ardından, Derin TMS H-1 modeli antidepresan tedavisinden yeterli iyileşme sağlayamayan Majör Depresif Bozukluk (MDD) tedavisi için 2013 yılında FDA tarafından onaylanmıştır.
Derin TMS H-7 başlığı da 2018 yılında Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) tedavisinde kullanılabileceği FDA tarafından onaylanmıştır.
2020 yılında Derin TMS uygulaması yetişkinlerde sigarayı bırakmaya yardımcı olduğu onaylanan ilk sistem oldu.
Son olarak, teknolojinin endikasyonları, depresif dönemlerin tedavisini ve eşlik eden kaygı belirtilerinin azaltılmasını içerecek şekilde genişletildi ve 2021'de kaygılı depresyonu tedavi etme konusunda FDA onayı aldı.
Derin TMS ve Majör Depresyon
Majör Depresif Bozukluk (MDD) ve Anksiyeteli Depresyon - H1 Bobini:
Majör depresyon, bireyin yaşamını ciddi şekilde zorlayan bir beyin hastalığıdır. İlaç ve psiko-sosyal müdahalelerin yanı sıra, Derin TMS, özellikle tedaviye dirençli, ilaçlara alerjik, ilaç yan etkilerinden şikayetçi, karaciğer-böbrek problemleri olan, hamile ve lohusa hastalar için uygulanan bir yöntemdir.
Anksiyete bozukluğu, hissedilen anksiyetenin ihtiyacın karşılanması amacıyla yapılacak çabaya engel olacak kadar şiddetli olduğu durumu ifade eder. Örneğin; sınav sırasında başarı gösterme ihtiyacı içindeki bir kişinin aşırı anksiyete nedeniyle sorulara cevap verememesi durumu gibi.
H1 Bobini, sol dorsolateral prefrontal korteksi başta olmak üzere, iki taraflı prefrontal korteksi uyarır. Deep TMS'nin depresyon üzerindeki etkinliğini doğrulayan çok sayıda yayınlanmış, çift-kör, randomize kontrollü çalışmaya ek olarak, gerçek uygulama ortamlarında 1000'den fazla hastanın klinik verileri ilgi çekici sonuçlar göstermiştir. 30 seansı tamamlayan hastalardan yaklaşık 5 kişiden 4'ünde klinik yanıt elde edilmiş ve yaklaşık 3 kişiden 2'sinde depresyonda iyileşme sağlandığı görülmüştür.
Derin TMS uygulaması sonrasında gözlemlenen beyin bölgeleri arasında sol anterior singulat korteks, sol insula, sol üst temporal girus ve sağ angular girus bulunmaktadır. Bu bölgelerdeki hacim artışı ile depresyonun azalması arasında bir korelasyon tespit edilmiştir. Derin TMS, standart TMS'den farklı olarak, beyin ödül merkezi (nucleus acumbens) ve ön tegmentum alanına daha derin ve geniş bir etki sağlayarak majör depresyon tedavisinde daha etkili olabilir.
Derin TMS ve Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), yoğun rahatsız edici düşünceler ve tekrarlayan davranışlarla karakterize bir hastalıktır. Nörobiyolojik modellemeye göre OKB, motor alan, kortiko-striato-thalamo-kortikal yolaklar, prefrontal korteks ve orbifrontal korteks ile ilişkilidir.
H7 Bobini
Derin TMS, OKB tedavisinde orta prefrontal korteks ve anterior singulat korteksi hedef alır ve H7 Bobini bu alanları uyaracak şekilde geliştirilmiştir. Bu bölgelerin derin uyarımı, duygusal ve bilişsel süreçlerin bütünleşmesine katkıda bulunur. Hastanın kontrol, dikkat, planlama ve kısa süreli bellek fonksiyonları gelişebilir. Güçlü yanıt oranları gösteren geniş ölçekli çalışmalar ve klinik uygulamalar 29 seansı tamamlayan OKB hastalarında %50 nin üzerinde kalıcı bir yanıt elde edilebildiğini göstermektedir.
Derin TMS ve Sigara Bağımlılığı - H4 Bobini
H4 Bobini iki taraflı insula ve prefrontal korteksi uyarır. Büyük ölçekli, çift kör, çok merkezli, randomize kontrollü bir çalışmada, 18 seansı tamamlayan yaklaşık 3 hastadan 1'i 4 hafta veya daha uzun süre sigaradan uzak kalmayı başarmış, tedavi sonunda sigarayı bırakan 3 hastadan 2'sinin en az üç ay daha sigarayı bırakmayı sürdürdüğü görülmüştür.
Alzheimer, Bipolar Duygudurum Bozukluğu (Manik Depresyon), Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSD), Otizm, Panik Bozukluk, Tourette Sendromu (Tikler), Asperger Sendromu, Şizofreni gibi hastalıkların tedavisinde de Derin TMS'nin başarılı sonuçlar elde edebildiği gözlemlenmiştir.
Derin TMS ve Klasik TMS Arasındaki Farklar
Görüldüğü gibi, Derin TMS uygulamalarında kişinin beyin bölgesini uyarlamak için kullanılan başlıklar, farklı bir yapıya sahiptir. Bu başlıklar "H Başlık" olarak adlandırılmaktadır. H Başlık, tedavi süresince kişinin kafa derisi ile sabit, tutarlı bir temas sağlamak için esnek bir kask şeklinde tasarlanmıştır. Diğer klasik TMS sistemlerinden farklı olarak, H Başlık, kişinin kafasına sabitlenir. Bu, Derin TMS tedavisi sırasında bobinin hareket etme potansiyelini azaltır. Başlık tasarımı, ortaya çıkan avantajları ve farklılıkları aşağıda detaylı bir şekilde göstermektedir.