Çocuklarda kaygı bozukluğu; Kaygı/Anksiyete bireyin, tehdit durumu olan bir ortamda kendisini yetersiz görmesi, korkudan kaynaklanan huzursuzluk veya iç sıkıntı hali, hoş olmayan bir duygu durumu ve gelebilecek muhtemel tehlikelere karşı gösterilen tepki olarak tanımlanabilir korku, herkesin tehlikeli kabul ettiği bir duruma karşı yaşandığı halde, kaygı kişinin kendisinin ürettiği bir duygudur.
Çocuklarda kaygı bozukluğuna neden olarak gösterilen durum ise çoğu insan için farklı olarak gelebilir. Bazı psikologlar korku ile kaygı arasında kaynak, şiddet ve süre bağlamında fark olduğunu söyler. Korkunun kaynağını biliriz, ancak kaygının kaynağı belirsizdir. Korku kaygıdan daha şiddetli ve daha kısa sürelidir. Fakat kaygı uzun süre devam eder.
Bir nevi hayatta kalma çabasının duygusal ön hazırlık boyutudur. Yaşamı tehdit eden ya da tehdit şeklinde algılanan bir çeşit alarm duygusudur. Bireyler kendilerine acı veren durumları yok sayıp inkâr edip, red edip, İçsel ve dışsal teması kesip savunma mekanizmalarına başvururlar. Bastırılıp bilinç dışına itilen ve çözülmeyen sorunlar, kişinin olağan durumlarda bile tedirgin, endişeli ve kaygılı olmasına yol açar.
Çocuklarda kaygı bozukluğu için tam olarak tek bir sebep sunulamasa da kaygıya sebep olan birçok etkenden bahsedilebilir. Stres, çaresiz hissetme, kendini tehdit altında hissetme gibi birçok etkenini kaygıya sebep olduğunu belirtir. İnsanın çevreyi algılayış tarzına göre kaygı nedenlerinin de değişebileceğini, birisi için güvenilir huzurlu bir ortamın başkası için kaygı sebebi bir ortam olabileceğini söyler. Ancak yine de bütün toplumlar için geçerli olan kaygı sebepleri; iç çelişki, desteğin çekilmesi belirsizlik ve olumsuz bir sonucu beklemek olarak kabaca dört ana başlık altında incelenebilir.
Çocuklarda Kaygı Bozukluğu Belirtileri
Çocuklarda kaygı bozukluğu belirtileri;
- Ruh halinde sinirlilik,
- Huzursuzluk,
- Dikkat dağınıklığı ile beraber odaklanma problemi,
- Tahammülsüzlük ve gerginlik gözlemlenirken
- Fizyolojik olarak; kalp atışında, kanın kimyasal yapısında, Galvanik Deri Tepkisinde, nefes alış-veriş oranında farklılıklar, boyun ve omuz bölgelerindeki kaslarda duyulan kas gerilmeleri, terleme, avuç içlerinin sürekli soğuk ya da sıcak olması, mide-bağırsak hareketlerinde değişim, yutma güçlüğü, bulantı, sürekli baş ağrısı, aktivitelere isteksizlik, kızarma ve kalp çarpıntıları gözlemlenir.
- Kaygının bir hastalık ya da sorun olup olmadığının belirlenmesi için şiddetine, günlük hayatın akışını etkilemeye başlaması ve işlevselliğini bozmasına dikkat edilmelidir.
Çocuklarda kaygı bozukluğu, çocukluk çağında en sık görülen ruhsal bozukluklar içinde birinci sırada gelmektedir ve %8.6 ile %17.7 arası değişen bir yaygınlık oranına sahiptir. Fizyolojik, duygusal, bilişsel ve davranışsal etkilerinden ötürü kaygı bozukluğunun tüm tipleri, çocukların işlevselliğini oldukça olumsuz etkilemekte ve tedavi edilmediği takdirde özellikle aile, arkadaş ve okul alanlarında olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Çocuklarda kaygı bozukluğu, kaygının kökeninin çocukluk yaşantılarından gelir, bu yaşantıların çocuğun anne babası ve öğretmeni ile olan ilişkilerinin yanı sıra akranları ile yaşadığı ilişkilerin de etkili olduğu söylenir. Reddedici ve küçük düşürücü tutumlar çocukların kaygılı bir tutum yaratmasına sebep olur ve ilerleyen zamanlarda da ergenlik döneminde devam eden alaycı tavırlar kaygının yıkıcı boyutlara taşınmasına sebep olur.
Çocuklarda kaygı bozukluğu, çocukluk döneminde kaygı oluşma sürecinde anne babanın tutumu kadar öğretmenin de tutumu önemlidir. Çocuğun gücünü aşan gelişim görevlerini yerine getirmesini beklemek ve yapması için zorlamak, ödül ceza yönetimini uygunsuz biçimde kullanmak, yanlış rol model olmak ve yanlış anne-baba tutumları kaygının oluşmasına zemin hazırlayan ciddi etkenlerdir.
Çocuklarda kaygı bozukluğu, Çocuk ve ergenlerde görülen anksiyete bozuklukları; ayılma anksiyetesi, yayın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, özgül fobi, panik bozukluk, obsessif-kompulsif bozukluk ve post travmatik ya da akut stres bozukluğu olarak sıralanmaktadır. Çocuk ve ergenlerde görülen bütün anksiyete bozuklukları okul performansında ve kişilerarası işlevsellikte bozulmalara neden olabilmekte ve bu olumsuz etkiler erişkin yaşamda da gözlenen sorunlarla ilişkili bulunmaktadır.