Çocuklarda EMDR, çocuklar yaşadığı olumsuz yaşantıları veya travmaları işlemleyip kayıt altına tutarlar. Bu kayıt etme hali; hem beden hem duygu hem de düşünce içeriği şeklinde olabilir.
Çocuk olumsuz yaşantısı veya travması ile kayıt altına aldığı anı ağları ile büyümeye veya gelişmeye başlar. Yaşadığı neredeyse bütün anıların temelini olumsuz düşünceler oluşturabilmektedir. Çocuğun temelde “ben değersizim” veya “ben sevilmeyen biriyim” şeklinde sahip olduğu olumsuz düşünce içeriklerini “ben değerli biriyim” veya “ben sevilen biriyim” şeklinde yeniden yapılandırmak EMDR’nin temelini oluşturmaktadır.
EMDR’ye yönelik bilinen en büyük yanlışlardan biri; sadece travmalarla çalışıldığının düşünülmesidir. Travmaların yanı sıra EMDR ile birçok problem ve olumsuz yaşantılar çalışılabilmektedir. Sınav kaygısı, fobiler, yeme bozuklukları gibi bir çok alanda EMDR ile başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Çocuklarda EMDR Terapisi Nasıl Uygulanır?
Çocuklarda EMDR Terapisinin uygulanması yetişkinlerden farklıdır. Çocuklarla çalışılırken kaygı ve korkuyu azaltmak için oyun terapisi içinde çeşitli yapılandırılmış teknikler kullanılmaktadır. Bu yapılandırılmış teknikler uygulanırken çocuklara bir yandan olumlu/pozitif kaynaklar yüklenmektedir. Böylece çocuğun içsel kaynakları arttırılarak baş etme mekanizmaları desteklenmektedir.
Daha küçük çocuklarda EMDR anne ile birlikte uygulanabilmektedir. Çocuğun yaşadığı sıkıntıya özgü hazırlanmış ve özellikle çocuğun kazanması gerektiği düşünülen olumlu düşünceler hikayenin içine yerleştirilir. Çocuk annenin kucağındayken uygulanan bu teknik sayesinde hem anne çocuk arasında ki bağlanma desteklenmiş olur hem de çocuğun içinde barındırdığı olumsuz duygu ve düşünceler azalmaya başlar.
Çocuklardaki Fobik Tepkiler ve EMDR
Fobi; “belirli bir nesnenin, durumun veya etkinliğin yarattığı ve kişinin kendisi tarafından da yersiz veya aşırı kabul edilen yoğun inatçı bir korku” olarak tanımlanmaktadır. Fobiler bağlamında yetişkinler bazen korkularının saçma ve yersiz olduğunu kabul etseler bile bu durum çocuklar için mümkün değildir. Bu sebeple mutlaka fobisi olan çocukların uzman desteği alması oldukça önemlidir.
Fobileri kendi içerisinde basit fobiler ve süreç fobiler olarak ayırmak mümkündür. Basit fobiler; korkulan nesnenin kedi gibi bir canlı veya obje olması olarak tanımlanabilir. Korku objenin görünmesiyle oluşur. Korkulan nesneyle karşılaşma korkusu günlük yaşam kalitesini düşürmeye başlar. Ancak süreç fobiler; uçağa binmek gibi olguları kapsar ve çocuğun veya ergenin aktif olarak katılımını gerektirir.
Çocuklardaki fobik tepkileri EMDR içerisinde yapılandırılmış protokoller ile çalışmak mümkündür. Yaşanan ilk korku deneyiminden sonra çocuklar artık korkudan korkmaya başlar hale gelebilmektedirler. Bu sebeple; temel çerçevede çocuğun öz denetimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Fobinin gelişmesine sebep olan geçmiş olayları fark etmesi sağlanmalıdır çünkü çocuklar çoğu zaman ilk anıyı fark edemiyorlar veya başkalarının yaşantısı üzerinden fobik tepkiler geliştirebiliyorlar. Bunlarla birlikte; çocukların kendi fiziksel tepkilerini fark etmesi de oldukça önemlidir.
Çocuklarda Dolaylı Korkular ve EMDR
Dolaylı korku; çocuğun kendi yaşantısına veya deneyimine sahip olmadan geliştirdiği korkulardır. Çocuklar bu korkuları başkaları üzerinden geliştirir veya başka bir duruma veya olguya yönelik bilinçdışı bir şekilde geliştirebilmektedir. Çocukların büyük çoğunluğu dolaylı korkularından dolayı ikincil kazanç sağlayabilmektedir. Bundan dolayı EMDR’ye başlamadan önce bireysel ve aile terapisi ile iyi bir öykü alınması oldukça önemlidir.
Çocukların sahip olduğu dolaylı korkuları EMDR ile çalışmak mümkündür ancak EMDR’ye ek olarak aile danışmanlığı da beraber yürütülmelidir. Bu sayede çözüm daha kalıcı olabilmektedir.
1980’li yılların sonuna doğru bir teknik olarak doğan EMDR yani “göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme” son yıllarda “EMDR Terapisi” olarak ifade edilmektedir. EMDR ayrı bir yetkinlik alanıdır ve ancak yetkinliği olan terapist EMDR üzerinden ilerlemeye karar verebilir ve tedavi protokolünü EMDR kriterleri üzerinden oluşturabilir. Dünya Sağlık Örgütü 2013 yılında yayınladığı uygulama ilkeleri klavuzun da özellikle travma sonrası stres bozukluğu olan çocuklar, ergenler, genç yetişkinler ve yetişkinlerin tedavisinde EMDR’nin kullanımı ve Bilişsel Davranışçı Tekniğin kullanımını önerdiğini görebiliyoruz.
EMDR; çift yönlü uyaran olarak tanımlanan parmak hareketleri eşliğinde kişinin gözlerini sistematik bir şekilde hareket etmesi ile uygulanır. Görsel uyaranla çalışılamadığı durumlarda yine sistematik bir şekilde işitsel veya dokunsal uyaranlar vererek hedef anı çalışılmaya başlanır. Hedef anı genellikle yaşanılan travmatik olayı yansıtan bir fotoğraf karesi olabilmektedir. EMDR de ki amaç o fotoğraf karesini; daha silik daha flu bir fotoğraf karesi haline getirmektir. İmgesel halde elimizde olan fotoğraf karesini danışanın yeniden işlemlemesini sağlayarak olumsuz yaşam deneyimlerinin kişinin hayatı, psikolojik ve duygusal ruh hali üzerinde ki etkisi azaltılabilmektedir.
EMDR en yoğun travma ve travma sonrası stres bozukluğunda kullanılmaktadır. Travma da genellikle o anları yeniden yaşama hissinden öte; sonradan olan anılarımızdır. Bu durumda travma sonrası stres bozukluğu olarak en basit haliyle ele alınabilir ve birçok belirtisi vardır. Ancak erken çocukluk döneminde yaşanan travmaların hatırlanması çok güç olduğu için direkt karşımıza çıkamamaktadır. Ortalama olarak 3 yaşından önce yaşanan travmatik olaylar karşımıza “kendimi kötü hissediyorum” olarak çıkabilir. 3 yaş ve üzeri olgularda hatırlanan olaylar çocuğun çizdiği resimler üzerinden çalışılabilir. EMDR sayesinde çocuğun hayatında yer etmiş olan büyük travmatik anılar çeşitli teknik ve belirli protokoller çerçevesi içerisinde çalışılabilmektedir.
Erken dönemde çalışılmayan travmalar ilerleyen yıllarda; depresyon, duygu durum bozuklukları, yeme bozuklukları, kaygı bozuklukları, davranım bozukluğu, alkol ve madde kötüye kullanımı ve düşük akademik başarı gibi birçok şekilde kendini gösterebilir. Çocuklar bilgileri parçalara ayırarak kodladıkları için çok faklı şekiller de karşımıza çıkabilmektedir.
Tüm bu olumsuz durumların dışında; çocuk ve ergenin yaşam öyküsü içerisinde herhangi bir travma öyküsünün olmadığı ancak yoğun stresin olduğu durumlarda da EMDR uygulanabilmektedir. Performans kaygısı veya olumsuz benlik imajı varsa, kendini yetersiz ve değersiz hissediyorsa veya yoğun sınav kaygısı varsa da EMDR’ nin önemli bir basamağı olan “kaynak yükleme” yapılabilir. Kaynak yükleme en yalın haliyle; kişinin iyi ve olumlu yanlarını pekiştirerek olumsuz inanışlarından ziyade daha işlevsel olan düşünce içeriklerinin pekiştirilmesi olarak adlandırlabilir.