Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir?

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir?

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak, Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir? alanındaki ilgili içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz.

Skolyoz, omurganın doğal düz hizasından saparak yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkar ve genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde büyüme sırasında fark edilir. Bu durum, genetik yatkınlık, doğuştan gelen omurga anomalileri, kas hastalıkları veya duruş bozuklukları gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Skolyoz, kişinin postürünü etkileyerek omuz, kalça ve bel hizasında asimetrilere yol açabilir. Hafif vakalarda genellikle belirgin bir şikayet görülmezken, ilerlemiş skolyozda sırt ve bel ağrıları, solunum problemleri ve hareket kısıtlılığı gibi sorunlar yaşanabilir. Tedavi, eğriliğin şiddetine ve nedenine göre değişir; izleme, fizik tedavi, özel egzersizler, korse kullanımı veya cerrahi müdahale gerekebilir. Erken teşhis, skolyozun ilerlemesini önlemek ve tedavi başarısını artırmak açısından oldukça önemlidir.

Skolyoz, farklı türleri ve dereceleri ile oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. İdiyopatik skolyoz, en yaygın görülen türdür ve genellikle sebebi tam olarak bilinmez; çocukluk ve ergenlik döneminde büyüme atağı sırasında fark edilir. Konjenital skolyoz ise doğumsal anomalilere bağlı olarak gelişir ve genellikle omurga kemiklerinin yapısındaki doğuştan gelen şekil bozukluklarıyla ilişkilidir. Ayrıca, kas ve sinir hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkan nöromüsküler skolyoz, kasların omurgayı düzgün bir şekilde destekleyememesi sonucu oluşur. Skolyoz, genellikle bir doktorun fizik muayenesi, röntgen, manyetik rezonans (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleriyle teşhis edilir.

Skolyoz Belirtileri Nelerdir?

Skolyozun belirtileri, omurgadaki eğriliğin derecesine ve türüne göre değişiklik gösterebilir. Genellikle erken evrelerde fark edilmesi zor olan skolyoz, ilerledikçe daha belirgin fiziksel belirtilerle kendini gösterir. İşte skolyozun yaygın belirtileri:

1. Postürel Bozukluklar

  • Omuzların asimetrik durması (bir omuz diğerinden daha yüksek olabilir).
  • Kalçaların hizasız olması veya bir tarafın daha çıkık görünmesi.
  • Gövdenin bir tarafa eğilmiş gibi görünmesi.
  • Omurganın yana doğru "S" veya "C" şeklinde eğriliği.

2. Gözle Görülebilen Diğer Belirtiler

  • Bel boşluklarının bir tarafının daha belirgin olması.
  • Kıyafetlerin düzgün durmaması (örneğin, bir pantolon paçasının sürekli daha uzun görünmesi).
  • Kaburga kafesinin bir tarafının diğerine göre daha önde veya belirgin görünmesi (özellikle öne eğildiğinde fark edilir).

3. Fiziksel Rahatsızlıklar

  • Hafif sırt veya bel ağrısı (genellikle ileri düzey skolyozda görülür).
  • Omurganın eğriliğine bağlı olarak hareket kısıtlılığı.
  • İleri vakalarda, eğrilik akciğer veya kalp fonksiyonlarını etkilediğinde solunum güçlüğü.

4. Psikolojik ve Sosyal Belirtiler

  • Özellikle ergenlik döneminde, fiziksel görünümdeki değişikliklerden dolayı öz güven eksikliği.
  • Duruş bozukluğunun fark edilmesiyle sosyal ortamlarda utangaçlık veya çekingenlik.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

  • Çocuğunuzun omuzlarında, kalçalarında veya sırtında asimetri fark ederseniz.
  • Sırt ağrısı şikayetleri tekrarlıyorsa.
  • Duruş bozukluğu belirginleşmeye başladıysa.
  • Erken teşhis, skolyozun ilerlemesini önlemek ve tedavi başarısını artırmak için hayati önem taşır. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir ortopedi veya fizik tedavi uzmanına başvurulması önerilir.

Skolyoz Türleri Nelerdir?

Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkan bir durumdur ve çeşitli nedenlere, yaş gruplarına ve gelişim süreçlerine bağlı olarak farklı türlere ayrılır. Bu türlerin doğru şekilde tanımlanması, tedavi sürecinin belirlenmesinde kritik öneme sahiptir. İşte skolyozun başlıca türleri:

1. İdiyopatik Skolyoz

İdiyopatik skolyoz, en sık görülen skolyoz türüdür ve nedeni tam olarak bilinmez. Genellikle ergenlik çağında fark edilir ve cinsiyet fark etmeksizin ortaya çıkabilir, ancak kadınlarda daha yaygındır. Bu tür skolyoz, büyüme dönemi boyunca ilerleme eğilimindedir. İdiyopatik skolyoz, yaşa bağlı olarak üç alt gruba ayrılır:

İnfantil İdiyopatik Skolyoz: 0-3 yaş arasında ortaya çıkar ve nadir görülür.

Juvenil İdiyopatik Skolyoz: 3-10 yaş arasında gelişir ve daha erken fark edilmesi mümkündür.

Adölesan İdiyopatik Skolyoz: 10-18 yaş arasında görülür ve en yaygın türdür. Çoğu vaka bu dönemde teşhis edilir. Tedavi genellikle eğriliğin derecesine göre değişir; hafif vakalarda fizik tedavi ve izleme yeterliyken, ciddi vakalarda korse kullanımı veya cerrahi müdahale gerekebilir.

2. Konjenital Skolyoz

Konjenital skolyoz, doğumsal nedenlerle ortaya çıkan bir türdür. Anne karnında omurga kemiklerinin tam olarak oluşmaması veya hatalı kaynaması sonucu meydana gelir. Doğumdan itibaren belirgin olabileceği gibi, bazı vakalar büyüme sürecinde fark edilir. Bu tür skolyozda eğrilik hızlı ilerleyebilir ve genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Erken teşhis ve müdahale, konjenital skolyozun etkilerini en aza indirgemek açısından önemlidir.

3. Nöromüsküler Skolyoz

Nöromüsküler skolyoz, kas veya sinir sistemi hastalıklarına bağlı olarak gelişir. Serebral palsi, kas distrofisi, spinal müsküler atrofi ve omurilik yaralanmaları gibi durumlar nöromüsküler skolyoza neden olabilir. Kasların zayıflığı nedeniyle omurga düzgün bir şekilde desteklenemez, bu da eğriliğe yol açar. Genellikle hızla ilerleyen bu tür skolyozda tedavi seçenekleri arasında fizik tedavi, korse kullanımı ve cerrahi müdahale bulunur.

4. Dejeneratif Skolyoz

Dejeneratif skolyoz, genellikle yaşa bağlı olarak omurga disklerinin, bağlarının veya eklemlerinin yıpranması sonucu gelişir. Bu tür, yetişkinlerde ve ileri yaş grubunda daha sık görülür. Osteoporoz, artrit ve travmalar gibi faktörler dejeneratif skolyozu tetikleyebilir. Belirtiler arasında sırt ve bel ağrıları, hareket kısıtlılığı ve postür bozukluğu yer alır. Tedavi, genellikle ağrı yönetimi, fizik tedavi ve ciddi vakalarda cerrahi müdahaleyi içerir.

5. Fonksiyonel Skolyoz

Fonksiyonel skolyoz, omurganın yapısal bir sorunu olmadan gelişen geçici bir eğrilik türüdür. Genellikle altta yatan neden, kas spazmları, bacak uzunluk farkı veya kötü duruştur. Bu tür skolyoz, altta yatan nedenin tedavi edilmesiyle genellikle tamamen düzelebilir. Tedavi, fizik tedavi ve postür düzeltme yöntemlerine odaklanır.

6. Sendromik Skolyoz

Sendromik skolyoz, nörofibromatozis, Marfan sendromu veya Down sendromu gibi genetik ve sistemik hastalıklarla ilişkili olarak ortaya çıkar. Bu tür skolyoz, sıklıkla diğer kas-iskelet veya sinir sistemi sorunlarıyla birlikte görülür. Tedavi süreci multidisipliner bir yaklaşımla planlanır ve altta yatan sendromun yönetimiyle birlikte ele alınır.

Skolyoz, farklı türleri ve dereceleri olan karmaşık bir omurga problemidir. İdiyopatik, konjenital, nöromüsküler, dejeneratif, fonksiyonel ve sendromik türleri, her birinin kendine özgü nedenleri ve tedavi yaklaşımları ile birbirinden ayrılır. Erken teşhis ve düzenli takip, skolyozun ilerlemesini önlemede ve etkilerini en aza indirmede kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, skolyoz belirtileri fark edildiğinde bir uzman tarafından değerlendirme yapılması gereklidir.

Skolyoz Nasıl Anlaşılır?

Skolyoz, genellikle omurgadaki eğrilik veya duruş bozukluğu ile kendini gösterir. Erken teşhis, skolyozun ilerlemesini önlemek için oldukça önemlidir. Skolyozun anlaşılması için hem gözle görülebilen belirtiler hem de tıbbi yöntemler kullanılır. İşte skolyozun nasıl anlaşılabileceği:

1. Gözle Görülebilen Belirtiler

Skolyozun erken belirtileri, fiziksel asimetriler ve duruş bozukluklarıdır. Bunlar:

Omuz Asimetrisi: Omuzlardan birinin diğerinden daha yukarıda olması.

Kalça Asimetrisi: Kalçaların hizasız veya bir tarafının daha çıkık görünmesi.

Eğik Gövde: Bireyin gövdesinin bir tarafa eğik durması veya ağırlık merkezinin kaymış gibi görünmesi.

Kaburga Çıkıntısı: Öne eğildiğinde bir kaburga tarafının diğerine göre daha belirgin olması.

Kıyafet Uyumsuzluğu: Kıyafetlerin vücuda düzgün oturmaması, pantolon paçasının bir tarafının sürekli daha uzun durması gibi ipuçları.

2. Fiziksel Testler

Bir uzman tarafından yapılan fiziksel muayene sırasında skolyozu tespit etmek için kullanılan bazı basit testler şunlardır:

Adams Öne Eğilme Testi: Hasta öne doğru eğildiğinde omurgadaki eğrilik ve kaburga çıkıntısı net bir şekilde gözlemlenir. Bu test, skolyozun varlığını ve hangi tarafta olduğunu belirlemek için kullanılır.

Omurga Kontrolü: Omurganın el ile muayene edilmesiyle eğriliğin şiddeti hakkında bilgi edinilir.

3. Tıbbi Görüntüleme Yöntemleri

Skolyozun kesin teşhisi ve derecesinin belirlenmesi için tıbbi görüntüleme yöntemleri kullanılır:

Röntgen: Omurganın yapısını ve eğriliğin derecesini ölçmek için kullanılır. Cobb açısı adı verilen bir ölçümle skolyozun şiddeti değerlendirilir.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Omurga ve sinir dokularında başka bir sorun olup olmadığını kontrol etmek için daha detaylı bir inceleme yapılır.

Bilgisayarlı Tomografi (BT): Omurga kemik yapısını detaylı incelemek için kullanılır.

4. Şikayetler ve Semptomlar

Skolyoz bazı durumlarda ağrıya veya başka semptomlara yol açabilir. Bunlar arasında:

  • Sırt, bel veya omuz ağrıları.
  • Uzun süre ayakta durduktan sonra yorgunluk hissi.
  • İleri vakalarda nefes darlığı gibi solunum problemleri sayılabilir.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

Eğer çocuğunuzda veya kendinizde yukarıdaki belirtilerden biri veya birkaçı varsa, özellikle fiziksel asimetri fark ediyorsanız, bir ortopedi uzmanına başvurmalısınız. Erken teşhis, skolyozun ilerlemesini durdurmak ve etkili tedavi sağlamak için kritik öneme sahiptir. Gerekli durumlarda fizik tedavi, korse kullanımı veya cerrahi müdahale gibi tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nasıl Teşhis Edilir?

1. Tıbbi Geçmiş ve Şikayetlerin Değerlendirilmesi

Doktor, skolyoz belirtilerinin ilk ne zaman fark edildiği, eğriliğin ilerleyip ilerlemediği ve ağrı, yorgunluk gibi diğer şikayetlerin olup olmadığı hakkında bilgi alır. Ayrıca, ailede skolyoz geçmişi olup olmadığı sorularak genetik faktörler değerlendirilir.

2. Fiziksel Muayene

Skolyozun ilk belirtileri fiziksel muayene sırasında gözlemlenebilir. Doktorun yaptığı bazı testler şunlardır:

Adams Öne Eğilme Testi: Hastadan öne doğru eğilmesi istenir. Bu sırada omurga, kaburgalar ve sırt incelenir. Kaburga ya da sırtın bir tarafında çıkıntı gözlemlenmesi skolyozun işareti olabilir.

Duruş Analizi: Hastanın duruşu, omuzlar, kalçalar, bel boşlukları ve vücut simetrisi dikkatle değerlendirilir.

Omurga Muayenesi: Omurganın elle kontrol edilerek eğriliğin yönü ve yapısı hakkında bilgi edinilir.

3. Görüntüleme Yöntemleri

Skolyozun kesin teşhisi ve eğriliğin derecesinin belirlenmesi için tıbbi görüntüleme yöntemleri kullanılır:

Röntgen: Omurganın tam görünümünü sağlar. Cobb açısı ölçümü ile eğriliğin derecesi (şiddeti) belirlenir. Bu yöntem, skolyoz teşhisinde altın standarttır.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Omurilik, sinirler ve yumuşak dokuların detaylı incelenmesi için kullanılır. Özellikle nöromüsküler veya konjenital skolyoz şüphesi varsa tercih edilir.

Bilgisayarlı Tomografi (BT): Omurga kemik yapısını üç boyutlu olarak incelemek için kullanılır. Daha karmaşık vakalarda gerekebilir.

4. Skolyoz Derecesinin Belirlenmesi

Skolyozun ilerleme riski ve tedavi planı, eğriliğin derecesine göre belirlenir:

Hafif Skolyoz: Eğrilik 10-20 derece arasındadır.

Orta Dereceli Skolyoz: Eğrilik 20-40 derece arasında seyreder.

Şiddetli Skolyoz: Eğrilik 40 dereceden fazladır ve genellikle cerrahi tedavi gerektirir.

5. Diğer Testler

Eğer skolyoz altta yatan bir nörolojik veya sistemik hastalığa bağlıysa, doktor ek testler isteyebilir:

Nörolojik Muayene: Kas gücü, refleksler ve sinir fonksiyonları değerlendirilir.

Kan Testleri: Konjenital veya sendromik skolyozda diğer sistemik hastalıklarla ilişkili durumları tespit etmek için kullanılabilir.

Erken Teşhisin Önemi

Skolyozun erken teşhisi, ilerleme riskini kontrol altına almak ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak için oldukça önemlidir. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda düzenli kontroller yapılması, skolyozun erken aşamalarda fark edilmesini sağlar ve tedavi başarısını artırır. Bu nedenle, duruş bozuklukları veya fiziksel asimetriler fark edildiğinde bir ortopedi uzmanına başvurulması önerilir.

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Dereceleri ve Sınıflandırılması

Skolyoz, omurgadaki eğriliğin şiddetine ve yapısına göre derecelendirilir ve sınıflandırılır. Bu derecelendirme, skolyozun ilerleme riskini ve tedavi yöntemlerini belirlemek açısından kritiktir. Eğriliğin ölçümü, genellikle röntgen görüntüleri üzerinde yapılan Cobb açısı hesaplamasıyla yapılır. İşte skolyoz dereceleri ve sınıflandırması:

1. Skolyoz Dereceleri

Skolyoz, Cobb açısına göre şu şekilde sınıflandırılır:

Hafif Skolyoz (10-20 derece): Omurgadaki eğrilik genellikle fark edilmesi zordur ve genellikle ağrıya neden olmaz. Tedavi olarak düzenli gözlem ve fizik tedavi önerilir. Çoğu durumda cerrahi müdahale gerekmez.

Orta Dereceli Skolyoz (20-40 derece): Eğrilik daha belirgin hale gelir ve omuz, kalça asimetrisi gibi fiziksel belirtiler gözle görülür. Tedavi, korse kullanımı ve fizik tedavi uygulamalarını içerebilir. Eğrilik ilerliyorsa cerrahi müdahale düşünülebilir.

Şiddetli Skolyoz (40 derece ve üzeri): Eğrilik ciddi boyutlara ulaşmıştır ve genellikle ağrı, hareket kısıtlılığı, hatta solunum problemlerine yol açabilir. Bu derecedeki skolyoz genellikle cerrahi müdahale gerektirir.

Çok Şiddetli Skolyoz (80 derece ve üzeri): Nadir görülen bu durumda omurga eğriliği ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkileyebilir. Hemen hemen her zaman cerrahi tedavi gerektirir.

2. Eğrilik Şekline Göre Sınıflandırma

C-Şekilli Skolyoz: Omurganın tek bir tarafa eğrildiği durumdur. Genellikle hafif vakalarda görülür.

S-Şekilli Skolyoz: Omurganın iki farklı bölgede eğrildiği daha karmaşık bir türdür. Çoğunlukla ilerleyici vakalarda ortaya çıkar ve tedavisi daha zordur.

3. Başlangıç Yaşına Göre Sınıflandırma

İnfantil Skolyoz (0-3 yaş): Doğumdan sonraki ilk yıllarda ortaya çıkar. Eğrilik bazen kendiliğinden düzelebilir, ancak hızlı ilerleme riski vardır.

Juvenil Skolyoz (3-10 yaş): Çocukluk döneminde görülür ve büyüme döneminde hızla ilerleyebilir. Erken müdahale önemlidir.

Adölesan Skolyoz (10-18 yaş): Ergenlik döneminde büyüme atağı sırasında gelişir. En yaygın skolyoz türüdür ve düzenli takip gerektirir.

Yetişkin Skolyoz (18 yaş ve üzeri): Çocukluk veya ergenlik döneminden kalma skolyozun ilerlemesi ya da yaşlanmaya bağlı dejeneratif değişikliklerden kaynaklanabilir.

4. Nedenine Göre Sınıflandırma

İdiyopatik Skolyoz: Nedeni bilinmeyen skolyoz türüdür ve en yaygın görülen formdur.

Konjenital Skolyoz: Doğuştan gelen omurga anomalilerine bağlıdır.

Nöromüsküler Skolyoz: Kas veya sinir hastalıkları nedeniyle oluşur.

Dejeneratif Skolyoz: Yetişkinlerde yaşlanmaya bağlı olarak omurga yapısında meydana gelen bozulmalardan kaynaklanır.

5. İlerlemesine Göre Sınıflandırma

Progresif Skolyoz: Eğrilik zamanla ilerler. Çocukluk ve ergenlik döneminde bu tür daha yaygındır.

Non-Progresif Skolyoz: Eğrilik sabit kalır ve genellikle ek tedavi gerektirmez.

Skolyozun dereceleri ve sınıflandırılması, doğru tedavi planının oluşturulması açısından oldukça önemlidir. Erken teşhis ve düzenli takip, eğriliğin ilerlemesini kontrol altında tutmak için kritik rol oynar. Hafif vakalarda fizik tedavi ve egzersizler yeterli olabilirken, şiddetli vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Bu nedenle, skolyoz şüphesi durumunda bir uzmana başvurulmalıdır.

Skolyoz Tedavisi: Omurga Eğriliği Nasıl Düzelir?

Skolyoz tedavisi, eğriliğin derecesine, ilerleme riskine, yaşa ve genel sağlık durumuna bağlı olarak planlanır. Tedavinin amacı, eğriliği düzeltmek, ilerlemesini durdurmak ve kişinin yaşam kalitesini artırmaktır. İşte skolyoz tedavi yöntemleri:

1. Gözlem ve Düzenli Takip

Hafif Skolyoz (10-20 derece): Eğriliğin şiddeti düşükse ve ilerleme riski yoksa, doktor düzenli takip önerir. Çocuk ve ergenlerde büyüme döneminde skolyoz ilerleyebileceğinden, genellikle 4-6 ayda bir röntgen çekilerek omurga kontrol edilir.

Egzersizler: Hafif skolyozda, kasları güçlendiren ve postürü destekleyen egzersizler önerilebilir.

2. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Schroth Yöntemi: Skolyoz için özel olarak geliştirilmiş bir fizik tedavi yöntemi olan Schroth, omurga eğriliğini düzeltmeyi ve kas dengesini sağlamayı hedefler. Bu yöntem, nefes tekniklerini ve postüral egzersizleri içerir.

Pilates ve Yoga: Duruş bozukluklarını düzeltmeye ve kas esnekliğini artırmaya yardımcı olabilir. Ancak, bu egzersizler uzman gözetiminde yapılmalıdır.

3. Korse Tedavisi

Eğriliğin 20-40 derece arasında olduğu durumlarda, özellikle büyüme çağındaki çocuklarda skolyozun ilerlemesini önlemek için korse kullanımı önerilir.

Korsenin Amacı: Korseler, omurgayı doğru pozisyonda tutarak eğriliğin ilerlemesini durdurur, ancak mevcut eğriliği düzeltmez.

Korse Türleri:

Boston Korsesi: Gövdeyi sıkıca sarar ve omurgayı destekler.

Chêneau Korsesi: Üç boyutlu skolyoz düzeltme sağlayan özel bir korsedir.

Milwaukee Korsesi: Omuz desteği ile daha ciddi vakalarda kullanılır.

4. Cerrahi Tedavi

Eğriliğin 40-50 dereceyi geçtiği ve ilerlediği durumlarda, cerrahi müdahale genellikle gereklidir. Ayrıca, şiddetli skolyoz nedeniyle solunum veya kalp fonksiyonlarının etkilendiği durumlarda cerrahi önerilir.

Ameliyat Türleri:

Omurga Füzyonu: Omurları birleştirmek için metal çubuklar, vidalar ve kancalar kullanılarak omurgayı sabit bir pozisyonda tutma işlemidir.

Büyüme Kontrollü Çubuklar: Çocuklarda, büyümeyi engellememek için kullanılan özel çubuklar belirli aralıklarla ayarlanabilir.

Vertebral Body Tethering (VBT): Esnek bir bağ ile omurgayı düzeltmeyi amaçlayan ve hareket kabiliyetini koruyan minimal invaziv bir yöntemdir.

5. Yaşam Tarzı ve Destekleyici Yaklaşımlar

Postür Düzeltme: Gündelik yaşamda doğru oturma, duruş ve taşıma alışkanlıkları omurgayı korumaya yardımcı olabilir.

Ağrı Yönetimi: Fiziksel terapi, masaj, sıcak/soğuk uygulamalar ve bazı durumlarda ağrı kesici ilaçlarla ağrı kontrol edilebilir.

6. Alternatif Tedaviler

Bazı bireyler akupunktur, manuel terapi veya chiropractic tedaviyi destekleyici yöntemler olarak deneyebilir. Ancak bu yöntemlerin skolyozun ilerlemesini durdurduğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır ve uzman tavsiyesi olmadan uygulanmamalıdır.

Skolyoz tedavisi, eğriliğin derecesine ve kişinin özel durumuna bağlı olarak bireyselleştirilir. Hafif vakalarda gözlem ve fizik tedavi yeterli olabilirken, ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Erken teşhis ve doğru tedavi planlaması, skolyozun etkilerini kontrol altına almak ve bireyin yaşam kalitesini artırmak için kritik öneme sahiptir. Skolyoz şüphesi durumunda bir ortopedi uzmanına başvurulmalıdır.

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Ameliyatı

Skolyoz ameliyatı, omurgadaki eğriliği düzeltmek, ilerlemesini durdurmak ve omurgayı stabilize etmek için uygulanan bir cerrahi müdahaledir. Genellikle eğriliğin 40-50 dereceyi geçtiği durumlarda ya da eğriliğin yaşam kalitesini olumsuz etkilediği durumlarda önerilir. İşte skolyoz ameliyatıyla ilgili bilinmesi gerekenler:

1. Ameliyat Kimler İçin Gerekli?

Ciddi Eğrilik: Cobb açısının 40-50 dereceyi geçtiği durumlar.

Hızla İlerleyen Skolyoz: Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda eğriliğin hızlı ilerlemesi.

Fiziksel Sorunlar: Solunum veya kalp fonksiyonlarını etkileyen şiddetli skolyoz.

Ağrı ve Hareket Kısıtlılığı: Ağrı, fiziksel aktivitelerde zorlanma ve postür bozukluğu.

Estetik Kaygılar: Omurgadaki belirgin eğriliğin dış görünümü önemli ölçüde etkilemesi.

2. Ameliyat Türleri

Omurga Füzyonu (Spinal Füzyon): En yaygın skolyoz cerrahi yöntemidir.

Eğrilik olan omurlar metal çubuklar, vidalar ve kancalar kullanılarak sabitlenir ve bu omurların kaynaşması sağlanır. Omurganın düzgün bir hizaya getirilmesi ve stabil hale getirilmesi amaçlanır.

Büyüme Kontrollü Çubuklar:

Çocuklarda büyüme devam ederken kullanılan bir yöntemdir. Esnek çubuklar belirli aralıklarla uzatılarak eğriliğin düzeltilmesi sağlanır.

Vertebral Body Tethering (VBT):

Minimal invaziv bir tekniktir. Omurga boyunca esnek bir bağ yerleştirilerek omurların doğal büyümesiyle eğriliğin düzeltilmesi sağlanır.

Omurganın hareket kabiliyeti korunur, özellikle genç hastalarda tercih edilir.

3. Ameliyat Süreci

Hazırlık: Ameliyat öncesi detaylı bir muayene ve görüntüleme yapılır. Hastanın genel sağlık durumu değerlendirilir.

Ameliyat Süresi: Operasyon genellikle 4-8 saat arasında sürer.

Anestezi: Genel anestezi altında gerçekleştirilir.

Ameliyat Tekniği: Cerrah, omurganın düzeltileceği bölgelere çubuklar ve vidalar yerleştirerek omurgayı stabilize eder. Füzyon için kemik greftleri kullanılır.

4. Ameliyat Sonrası Süreç

Hastanede Kalış Süresi: Hastanede kalış genellikle 5-7 gün arasında sürer.

İyileşme Süreci: Ameliyat sonrası iyileşme süreci 6-12 ay arasında değişir. İlk birkaç hafta günlük aktivitelerde dikkatli olunması gerekir.

Fizik Tedavi: Hareket kabiliyetini artırmak ve omurgayı güçlendirmek için fizik tedavi önerilir.

Ağrı Yönetimi: Ameliyat sonrası ağrı, doktorun önerdiği ilaçlarla kontrol altına alınabilir.

5. Ameliyatın Riskleri

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi skolyoz ameliyatında da bazı riskler bulunur:

Enfeksiyon: Cerrahi bölgenin enfekte olma riski.

Kanama: Ameliyat sırasında kan kaybı yaşanabilir.

Sinir Hasarı: Sinirlerin etkilenmesi nadir de olsa ciddi bir risktir.

Kaynaşma Sorunları: Omurların düzgün bir şekilde kaynaşmaması durumunda ek cerrahi gerekebilir.

6. Ameliyatın Faydaları

  • Omurganın düzgün hizalanması.
  • Eğriliğin ilerlemesinin durdurulması.
  • Ağrının azalması veya tamamen ortadan kalkması.
  • Estetik görünümün düzeltilmesi ve postürün iyileştirilmesi.
  • Solunum ve kalp fonksiyonlarının normale dönmesi.

7. Ameliyat Sonrası Yaşam

Normal Aktivitelere Dönüş: Çoğu hasta 6 ay içinde normal aktivitelerine dönebilir. Ancak ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır.

Uzun Dönem Takip: Ameliyat sonrası düzenli kontroller önemlidir. Metal implantların yerleşimi ve omurganın durumu düzenli olarak izlenir.

Sonuç

Skolyoz ameliyatı, şiddetli omurga eğriliklerinin tedavisinde etkili ve kalıcı bir yöntemdir. Uygun hasta seçimi, deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilen ameliyat ve düzenli takip, tedavi başarısını artırır. Skolyoz tedavisi sürecinde ameliyat kararı, hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre değerlendirilmelidir.

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Ameliyatından Sonra Hastanın Dikkat Etmesi Gerekenler

Skolyoz ameliyatından sonra iyileşme süreci, ameliyatın başarısını ve hastanın yaşam kalitesini artırmak için son derece önemlidir. Bu süreçte doktorun önerilerine uymak ve bazı alışkanlıklara dikkat etmek, komplikasyonları önlemek ve omurganın sağlıklı bir şekilde iyileşmesini sağlamak için gereklidir. İşte hastanın dikkat etmesi gereken temel noktalar:

1. Fiziksel Aktivite

Hafif Egzersizler: İlk haftalarda yürüyüş gibi hafif aktiviteler önerilir. Bu, kan dolaşımını artırır ve iyileşmeyi destekler.

Ağır Kaldırmaktan Kaçınma: İlk 3-6 ay boyunca ağır kaldırmaktan veya omurgayı zorlayacak hareketlerden kaçınılmalıdır.

Duruş ve Postür: Doğru duruş alışkanlıkları geliştirilmeli ve omurgaya aşırı yük bindirecek eğilme veya dönme hareketlerinden kaçınılmalıdır.

Fizik Tedavi: Doktorun önerisiyle fizik tedavi programına başlanabilir. Bu, kasların güçlenmesini ve hareket kabiliyetinin artmasını sağlar.

2. Günlük Yaşam ve Hareketler

Yatış ve Kalkış Pozisyonları: Ameliyat sonrası yataktan kalkarken omurgayı zorlamamak için yan dönerek kalkma tekniği uygulanmalıdır.

Oturuş ve Kalkış: Sert yüzeylere oturmak ve oturup kalkarken dikkatli olmak önemlidir. Sandalyeden destek alarak yavaş hareket edilmelidir.

Araç Kullanımı: İlk birkaç ay boyunca araç kullanmaktan kaçınılmalıdır. Yolculuk sırasında uzun süre oturmaktan kaçınılmalı, gerektiğinde mola vererek hareket edilmelidir.

3. Beslenme

Kemik Sağlığına Dikkat: İyileşme sürecinde kalsiyum, D vitamini ve protein açısından zengin bir diyet tercih edilmelidir.

Kilo Kontrolü: Fazla kilo, omurgaya ekstra yük bindireceğinden, dengeli bir beslenme ile kilo kontrolü sağlanmalıdır.

Su Tüketimi: Vücudun genel iyileşmesini desteklemek için yeterli miktarda su içmek önemlidir.

4. Ameliyat Bölgesinin Bakımı

Hijyen: Cerrahi bölgenin enfekte olmaması için pansumanlar düzenli olarak yapılmalı ve yara temiz tutulmalıdır.

Dikişlerin Kontrolü: Dikişlerde kızarıklık, şişlik veya akıntı gibi enfeksiyon belirtileri görülürse hemen doktora başvurulmalıdır.

Banyo: Ameliyat sonrası genellikle ilk birkaç hafta boyunca bölgeyi ıslatmamaya dikkat edilmelidir. Doktor izin verdiğinde duş alınabilir.

5. Ağrı Yönetimi

Ağrı Kesiciler: Doktorun önerdiği ağrı kesiciler düzenli olarak kullanılmalıdır. Ancak ilaç kullanımı konusunda doz aşımına dikkat edilmelidir.

Rahatsızlık Durumunda: Uzun süreli veya şiddetli ağrı hissediliyorsa, doktora danışılmalıdır.

6. Uyku Düzeni

Yatış Pozisyonu: İlk aylarda sırtüstü veya yan yatmak en uygunudur. Sert ve ortopedik bir yatak tercih edilmelidir.

Yastık Kullanımı: Baş, boyun ve omurgayı destekleyecek uygun bir yastık kullanılmalıdır.

7. Sosyal ve Profesyonel Hayata Dönüş

Okula veya İşe Dönüş: Ameliyat sonrası iyileşme sürecine bağlı olarak, hafif fiziksel aktiviteler gerektiren işlere genellikle 6-8 hafta içinde dönülebilir. Daha ağır işler için doktor onayı beklenmelidir.

Spor ve Hobi: Ameliyattan sonra 6 ay boyunca temas gerektiren sporlar veya ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. Hafif egzersizlere doktorun önerisiyle başlanabilir.

8. Düzenli Kontroller

Doktor Takibi: Ameliyat sonrası ilk yıl boyunca düzenli olarak doktor kontrollerine gidilmelidir. Röntgen çekilerek omurganın durumu değerlendirilir.

Uzun Vadeli İzleme: Metal implantların ve füzyonun durumu düzenli olarak izlenmelidir.

Skolyoz ameliyatından sonra başarılı bir iyileşme süreci, hastanın dikkatli bir şekilde hareket etmesine ve doktorun önerilerini yerine getirmesine bağlıdır. Fiziksel aktivitelerin dozunda yapılması, cerrahi bölgenin hijyenine dikkat edilmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi, omurganın düzgün bir şekilde iyileşmesini destekler. Herhangi bir komplikasyon durumunda ise gecikmeden doktora başvurulmalıdır.

Skolyoz Cerrahisinde Yenilikler

Skolyoz cerrahisinde geliştirilen yeni teknikler ve teknolojiler, daha az invaziv yaklaşımlar sunarak hastaların tedavi süreçlerini kolaylaştırmakta ve iyileşme sürelerini kısaltmaktadır. İşte skolyoz cerrahisindeki önemli yenilikler:

1. Vertebral Body Tethering (VBT) - İpli Skolyoz Cerrahisi

VBT, minimal invaziv bir yöntem olarak omurganın doğal büyüme sürecini kullanarak eğriliği düzeltir. Omurganın ön kısmına yerleştirilen esnek bir bağ ile eğrilik kademeli olarak düzeltilir. Bu yöntem, özellikle büyüme potansiyeli devam eden genç hastalarda tercih edilir ve omurga hareketliliğini büyük ölçüde korur. Geleneksel cerrahi yöntemlere kıyasla, omurganın füzyonuna gerek kalmadan hareket kabiliyeti sağlanır.

2. Manyetik Kontrollü Büyüyen Çubuklar (MCGR)

Çocukluk çağındaki skolyoz hastalarına yönelik bir yöntem olan manyetik kontrollü büyüyen çubuklar, cerrahi sırasında omurgaya yerleştirilir. Çubuklar, harici bir manyetik cihaz yardımıyla uzatılarak omurganın büyüme sürecine uyum sağlar. Bu yöntem, tekrar tekrar ameliyat olma gerekliliğini ortadan kaldırarak hasta konforunu artırır ve büyüme sürecinde eğriliğin kontrollü şekilde düzeltilmesine olanak tanır.

3. Minimal İnvaziv Cerrahi Yaklaşımlar

Torakoskopik Omurga Cerrahisi (VATS): Küçük kesilerle omurgaya ulaşmayı mümkün kılan bu teknik, daha az ağrı ve daha kısa bir iyileşme süreci sunar. Özellikle göğüs bölgesinde yapılan skolyoz ameliyatlarında tercih edilen bu yöntem, hastaların estetik açıdan da daha memnun olmasını sağlar.

4. Robotik Destekli Cerrahi

Robotik cerrahi sistemleri, omurga cerrahisinde hassasiyeti artırır. Cerrahlar, robotik destekle omurga vidalarını daha doğru yerleştirebilir ve bu, ameliyat başarısını artırırken komplikasyon riskini düşürür. Robotik cerrahinin, özellikle karmaşık skolyoz vakalarında daha güvenilir bir çözüm sunduğu belirtilmektedir.

5. 3D Baskı Teknolojisi

Skolyoz cerrahisinde, hastaya özel 3D baskı teknolojisi ile üretilen implantlar kullanılmaktadır. Bu teknoloji, cerrahların her hastanın omurga yapısına uygun çözümler sunmasını sağlar. 3D baskı ile üretilen modeller, ameliyat öncesi planlamayı da kolaylaştırır.

Skolyoz cerrahisindeki bu yenilikler, tedavi süreçlerini daha etkili ve hasta dostu hale getirmektedir. Daha az invaziv yaklaşımlar, omurga hareketliliğinin korunmasını sağlarken iyileşme sürecini kısaltmaktadır. Hangi yöntemin kullanılacağı, hastanın yaşı, skolyozun derecesi ve genel sağlık durumu gibi faktörlere göre belirlenir. Yenilikçi cerrahi yöntemlerle skolyoz tedavisinde başarılı sonuçlar elde etmek artık daha mümkün hale gelmiştir.

Skolyoz Egzersizleri Nasıl Yapılmalı?

Skolyoz egzersizleri, omurgadaki eğriliği kontrol altına almak, kasları güçlendirmek ve postürü düzeltmek için uygulanan fizik tedavi yöntemleridir. Bu egzersizler düzenli ve doğru bir şekilde yapıldığında, skolyozun ilerlemesini yavaşlatabilir ve omurga sağlığını destekleyebilir. İşte skolyoz egzersizleriyle ilgili önemli bilgiler ve örnekler:

1. Egzersizlerin Amacı

Kas Dengesini Sağlamak: Zayıf kasları güçlendirip, gergin kasları gevşetmek.

Postürü Düzeltmek: Omurgayı mümkün olduğunca hizalamak.

Omurga Esnekliğini Artırmak: Hareket kabiliyetini geliştirmek ve duruş bozukluğunu önlemek.

Ağrıyı Azaltmak: Kas gerginliği ve omurga üzerindeki baskıyı hafifletmek.

2. Egzersizlere Başlamadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Uzman Rehberliği: Egzersizlere başlamadan önce bir doktor, fizyoterapist veya skolyoz uzmanına danışılmalıdır.

Egzersiz Seçimi: Skolyozun derecesine ve türüne uygun egzersizler belirlenmelidir.

Düzenlilik: Egzersizlerin etkili olması için düzenli bir şekilde yapılması önemlidir.

3. Skolyoz İçin Önerilen Egzersizler

a. Nefes Egzersizleri (Schroth Yöntemi): Skolyoz tedavisinde kullanılan bu yöntem, asimetrik kas gruplarını çalıştırmaya ve omurgayı hizalamaya odaklanır.

Derin nefes alarak kaburgaları genişletmek ve omurgayı uzatmak hedeflenir.

Uygulama: Dik bir pozisyonda oturun, eğriliğin olduğu tarafa doğru derin nefes alıp yavaşça verin.

b. Kedi-İnek Pozisyonu (Cat-Cow Stretch): Omurgayı esnetmek ve rahatlatmak için idealdir.

Uygulama: Eller ve dizler üzerinde durun. Nefes alırken sırtınızı kamburlaştırın (kedi pozisyonu), nefes verirken sırtınızı aşağı indirin ve başınızı yukarı kaldırın (inek pozisyonu).

c. Yan Esneme Egzersizi: Omurga esnekliğini artırır ve kasları güçlendirir.

Uygulama: Dik bir şekilde ayakta durun. Ellerinizden birini başınızın üzerine koyarak yana doğru esneyin. Her iki taraf için de tekrarlayın.

d. Köprü Pozisyonu (Bridge Pose): Bel kaslarını güçlendirmeye yardımcı olur.

Uygulama: Sırt üstü yatarken dizlerinizi bükün ve ayaklarınızı yere yerleştirin. Kalçanızı yavaşça yukarı kaldırıp birkaç saniye tutun, sonra indirin.

e. Plank: Karın ve sırt kaslarını güçlendirir, omurgayı destekler.

Uygulama: Yüz üstü yere uzanarak dirseklerinizi ve ayak parmaklarınızı yere dayayın. Vücudunuzu düz bir çizgide tutarak 20-30 saniye boyunca bu pozisyonda kalın.

4. Egzersizler Sırasında Kaçınılması Gerekenler

Ağır Egzersizler: Aşırı zorlayıcı veya yüksek etkili egzersizlerden kaçınılmalıdır.

Asimetrik Hareketler: Skolyozu daha kötü hale getirebilecek tek taraflı hareketlerden uzak durulmalıdır.

Ani Hareketler: Omurga üzerinde ani yük oluşturan hareketlerden kaçınılmalıdır.

5. Egzersizlerin Süresi ve Sıklığı

Egzersizler genellikle haftada 3-5 gün yapılmalıdır. Her egzersiz seti 10-15 tekrar şeklinde uygulanabilir. Fizik tedavi uzmanının önerilerine göre süre ve yoğunluk ayarlanmalıdır.

Skolyoz egzersizleri, skolyozun ilerlemesini önlemek ve kasları güçlendirmek için etkili bir yöntemdir. Ancak bu egzersizlerin doğru tekniklerle ve uzman rehberliğinde yapılması önemlidir. Düzenli egzersizler sayesinde omurga sağlığı korunabilir, duruş bozuklukları önlenebilir ve ağrılar azaltılabilir.

Skolyoz Hastaları Nasıl Yatmalı?

Skolyoz hastalarının doğru yatış pozisyonlarını benimsemeleri, omurga üzerindeki baskıyı azaltarak ağrıyı hafifletmek ve uyku kalitesini artırmak için önemlidir. Yanlış yatış pozisyonları omurgadaki eğriliği daha da kötüleştirebilir veya rahatsızlığa yol açabilir. İşte skolyoz hastaları için doğru yatış pozisyonları ve dikkat edilmesi gerekenler:

1. Yan Yatma Pozisyonu (En İdeal Pozisyon)

Skolyoz hastaları için en uygun yatış şekli genellikle yan yatmaktır.

Eğriliğin şekline göre omurgayı desteklemek için bir taraf tercih edilebilir:

C-şekilli skolyozda: Eğriliğin iç tarafında yatmak, omurgayı daha rahat pozisyonda tutabilir.

S-şekilli skolyozda: Omurganın her iki eğriliğini dengelemek için uygun yastık ve destekler kullanılmalıdır.

Destek Kullanımı: Dizlerin arasına bir yastık koymak, kalçayı ve omurgayı hizalayarak baskıyı azaltır.

2. Sırt Üstü Yatma Pozisyonu

Sırt üstü yatmak da skolyoz hastaları için uygun bir seçenektir, çünkü bu pozisyon omurgayı doğal hizasında tutmaya yardımcı olur.

Diz Altına Yastık: Dizlerin altına yerleştirilecek bir yastık, bel bölgesindeki baskıyı azaltır ve daha rahat bir uyku sağlar.

Düz Yatak Kullanımı: Ortopedik bir yatak seçimi, sırt üstü yatış pozisyonunda omurgayı destekler.

3. Kaçınılması Gereken Pozisyonlar

Yüzüstü Yatma: Yüzüstü yatmak, omurga üzerine asimetrik baskı uygular ve skolyozun kötüleşmesine neden olabilir. Ayrıca boyun ve sırt bölgesinde gerginlik yaratabilir.

Eğri veya Kıvrılmış Pozisyonlar: Omurganın yanlış pozisyonda kıvrılmasına yol açan yatış şekillerinden kaçınılmalıdır.

4. Yatak ve Yastık Seçimi

Ortopedik Yatak: Orta sertlikte, omurgayı destekleyen bir yatak tercih edilmelidir. Çok yumuşak yataklar omurganın eğilmesini artırabilir, çok sert yataklar ise rahatsızlık verebilir.

Uyku Yastığı: Başın ve boynun doğal hizasını koruyan bir yastık kullanılmalıdır. Yastığın çok yüksek veya çok alçak olmaması önemlidir.

Vücut Yastığı: Yan yatarken tüm vücudu desteklemek için uzun bir yastık kullanılabilir.

5. Uyku Ortamının Önemi

Düz Bir Zemin: Yatak düz ve vücuda destek sağlayan bir yapıya sahip olmalıdır.

Rahat Bir Uyku Ortamı: Yeterince karanlık, sessiz ve rahat bir uyku ortamı, skolyoz hastalarının dinlenmesini kolaylaştırır.

Doğru Uyuma Süresi: Yeterli ve kaliteli uyku, skolyoz tedavisini destekler ve ağrının hafiflemesine yardımcı olur.

Skolyoz hastalarının yatış pozisyonu, omurga üzerindeki baskıyı en aza indirerek ağrıyı azaltacak ve omurga sağlığını koruyacak şekilde olmalıdır. Yan yatma ve sırt üstü yatma pozisyonları genellikle en uygun seçeneklerdir. Ortopedik yatak ve uygun yastık seçimi, uyku kalitesini artırırken omurganın doğru hizalanmasına yardımcı olur. Yatış pozisyonlarıyla ilgili detaylı öneriler için bir fizyoterapist veya doktorla görüşmek faydalı olabilir.

Skolyoz Ameliyatı Çocuklarda Tercih Edilir mi?

Çocuklarda skolyoz ameliyatı, genellikle eğriliğin ciddi boyutlara ulaştığı veya hızla ilerlediği durumlarda tercih edilir. Ancak cerrahi müdahale kararı, çocuğun yaşı, omurga eğriliğinin derecesi ve skolyozun çocuğun genel sağlık durumuna etkisine bağlıdır. Ameliyat, omurgadaki eğriliği düzeltmek, ilerlemesini durdurmak ve çocuğun yaşam kalitesini artırmak için uygulanır. İşte çocuklarda skolyoz ameliyatına ilişkin detaylar:

1. Ameliyatın Gerektiği Durumlar

Ciddi Eğrilik: Cobb açısının 40-50 dereceyi geçtiği durumlarda cerrahi müdahale düşünülür.

Hızlı İlerleme: Çocuğun büyüme döneminde skolyozun hızla ilerlemesi.

Fiziksel Rahatsızlık: Omurga eğriliğinin ağrıya, hareket kısıtlılığına veya postür bozukluğuna neden olması.

Organ Fonksiyonlarına Etki: Eğriliğin kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkileyerek solunum problemlerine yol açması.

2. Çocuklarda Uygulanan Cerrahi Yöntemler

Büyüme Kontrollü Çubuklar (Growing Rods): Küçük yaşlardaki çocuklarda tercih edilir. Omurganın büyümesine izin veren çubuklar yerleştirilir ve büyümeye paralel olarak belirli aralıklarla uzatılır.

Manyetik kontrollü çubuklar (MCGR) sayesinde tekrarlayan cerrahiye gerek kalmadan harici bir cihazla çubuklar uzatılabilir.

Omurga Füzyonu: Eğriliği düzeltmek ve omurgayı stabilize etmek için kullanılan yaygın bir yöntemdir. Daha büyük yaştaki çocuklarda veya büyümenin büyük ölçüde tamamlandığı durumlarda tercih edilir.

Vertebral Body Tethering (VBT): Minimal invaziv bir tekniktir ve omurganın hareketliliğini korur. Omurgaya yerleştirilen esnek bir bağ yardımıyla eğrilik düzeltilir ve büyüme ile birlikte kontrol edilir.

3. Ameliyatın Faydaları

Omurganın düzeltilebildiği en iyi pozisyona getirilmesi. Eğriliğin ilerlemesinin durdurulması. Postürün düzeltilmesi ve ağrının azaltılması. Organ fonksiyonlarının korunması ve solunum problemlerinin giderilmesi. Çocuğun sosyal ve fiziksel aktivitelerde daha rahat olabilmesi.

4. Riskler ve Zorluklar

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi skolyoz ameliyatının da bazı riskleri bulunur:

Enfeksiyon: Cerrahi bölgenin enfekte olma riski.

Kanama: Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama meydana gelebilir.

Kaynaşma Problemleri: Omurların beklenildiği şekilde kaynaşmaması.

Sinir Hasarı: Omurga çevresindeki sinirlerin zarar görmesi nadir de olsa mümkündür. Bu riskler, deneyimli cerrahlar tarafından uygulanan ameliyatlarla minimize edilebilir.

5. Ameliyat Kararı Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Çocuğun Yaşı: Cerrahi müdahale, çocuğun büyüme potansiyeli göz önünde bulundurularak planlanır.

Skolyozun Derecesi: Hafif ve orta dereceli vakalarda genellikle cerrahi dışı yöntemler (korse, fizik tedavi) tercih edilir.

Aile ve Çocuk İçin Bilgilendirme: Ameliyatın süreci, riskleri ve beklentiler aile ve çocuk ile detaylı bir şekilde paylaşılmalıdır.

Skolyoz ameliyatı, çocuklarda eğriliğin şiddetli olduğu ve diğer tedavi yöntemlerinin yeterli olmadığı durumlarda tercih edilen etkili bir yöntemdir. Erken teşhis ve doğru planlama, ameliyatın başarısını artırır ve çocuğun yaşam kalitesini iyileştirir. Cerrahi kararı alırken bir ortopedi uzmanı veya skolyoz konusunda deneyimli bir cerrah ile görüşmek önemlidir.

Paylaş
OluşturanNP İstanbul Hastanesi Yayın Kurulu
Güncellenme Tarihi25 Kasım 2024
Oluşturulma Tarihi19 Ocak 2023
Sizi Arayalım
Phone