Organ bağışı, kişilerin hayatta iken özgür iradeleriyle, kendilerine beyin ölümü tanısının konması sonrasında, başka hastalıkların tedavilerde kullanılması amacı ile organlarının bağışlanması ve belgelendirilmesi sürecidir. Organ bağışının olabilmesi için,
- Organ bağışı yapan kişinin yoğun bakım ünitesinde olması,
- Beyin ölümü kararı olması gerekir.
Bu iki şartın bir arada gerçekleşmesi, her zaman olabilecek bir durum değildir. Ancak diğer ölüm durumlarında ise organlar kullanılamaz. Yani bağış yapılmış olsa bile, organlar başkalarına nakledilemez.
Günümüzde hastalıkların artması ve tedavi yöntemlerin gelişmesi ile organ bağışı ile tedavi olunması süreçleri de ilerlemiştir. Ancak organ bağışının az olması, birçok hastanın organ bağışı beklerken tedavi olamamasına ve en kötü durumun yani ölümün gerçekleşmesine neden olmaktadır.
Ülkemizde organ bağışı yapabilmek için bazı şartlar gerekir. Şöyle ki;
- 18 yaşını doldurmuş olan,
- Akli dengesi yerinde olan, herkes, 2238 sayılı kanuna göre organlarının bir bölümünü ya da tamamını bağışlayabilir.
Ancak organ bağışı ile verilen bağış kartı bulunması durumunda dahi, beyin ölümü gerçekleşen ve bağış yapan kişinin ailesinden yeniden izin alınır. Bu sebeple, organ bağışı yapan kişilerin ailelerine organ bağışı yapmak istediklerini ya da yaptıklarını söylemeleri önemlidir. Organ bağışı yapan ancak sonrasında karar değiştiren kişilerin bağış kartını imha etmeleri ve ailelerine bağış yapmaktan vazgeçtiklerini söylemeleri ise yeterlidir.
Organ Nakli Nedir?
Organ nakli, görevini yerine getiremeyecek kadar hasta ya da hasarlı veya bedene zararlı hale gelen organın/organların yerine yenisinin ve sağlamının değiştirilmesi işlemine verilen isimdir. Organ naklinde iki verici yani donör kaynağı vardır. Bunlardan birincisi, canlı vericidir. Bu kişiler genel olarak organ nakli yapılacak kişinin dördüncü dereceye kadar kendisinin veya eşinin akrabalarıdır. İkinci verici ise ölü yani kadavra vericidir. Bunlar, hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde beyin ölümü gerçekleşen kişilerdir.
Günümüzde organ nakli için vericilerin yaklaşık olarak % 80’i canlı ve % 20’si ise ölü yani kadavra verici kaynaklıdır. Bu oran, böbrek nakillerine göre çıkarılır. Çünkü karaciğer nakli bekleyen hastalara, canlı vericiden nakil yapılması şansı çok düşük bir ihtimalken, kalp ya da diğer organlarda ise canlı verici kaynağı bulunması şansı yoktur. Bu organları hasta olan kişiler, kadavradan organ bağışı yapılmaz ise, organ bağışı bekleme listelerinde beklerken, hayatlarını kaybetmektedirler.
Organ Bağışı / Nakli İçin Bilgilendirme Önemlidir
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve hastanelerin organ nakli bölümleri her geçen gün daha etkin şekilde çalışarak, bu konuda halkın bilinçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapmaktadırlar. Düşünüldüğünün aksine yoğun bakım ünitelerinde beyin ölümü vakaları az değildir. Ancak yeteri kadar organ bağışı olamamaktadır. Bunun ana sebeplerinden bir tanesi de, ailelerin organ bağışı hakkında bilgilerinin olmaması ve olası böyle bir durum hakkında daha önce düşünmemiş olmalarıdır.
Organ naklini anlamak için, ilk ve önemli adım beyin ölümünün ne anlama geldiğini anlamaktır. Fizyolojik olarak, beynin vücuttan ayrılması olayına beyin ölümü denilir. Bu durumda beyin fonksiyonları geri dönülemez şekilde kaybolur. Beyne kan gitmez. Böyle bir durumda solunum ve kalp fonksiyonları sadece yoğun bakım ünitelerinde yer alan cihazlar yardımı ile yapay olarak gerçekleştirilir. Ancak bu cihazlar beyin fonksiyonlarını yapay olarak yerine getiremezler. Kişiler, ancak beyinleri öldüğünde ölü olarak kabul edilir.
Çoğu zaman beyin ölümü ve bitkisel hayat kavramı birbiri ile karıştırılır. Bitkisel hayat kavramını küçük bir örnek ile açıklayabiliriz. Mesela, iki çiçekten birini kırarak vazoya koyalım, bir diğerini ise yeniden toprağa gömelim. Toprağa gömdüğümüz çiçek iyi bakıldığı taktide yeniden canlanabilir, bu duruma bitkisel hayat diyebiliriz. Ancak vazoya koyulan çiçek belirli bir süre sonra kuruyup yok olacaktır. Yani yeniden canlanması ihtimali hiç yoktur. Bu da beyin ölümüdür.
Organ Bağışıyla Alakalı Yanlış Bilinenler
Organ bağışı için doğru bilgilendirme çok önemlidir. Çünkü günümüzde organ bağışı yapan ve bağış kartlarını yanında taşıyan kişiler herhangi bir kaza durumunda, organları için ölüme terk edileceklerini düşünmektedirler Bu yanlış bilinen ve bağışların azalmasına neden olan bir durumdur.
Organ nakli için beyin ölümü şarttır. Organ nakli yapılması için konusunda uzman ekipler gerekir. Bu da tam teşekküllü bir hastane ortamında olmalıdır. Yoğun bakım ünitelerinde beyin ölümü gerçekleşen hastalar, cihazlar vasıtası ile bir süre daha hayatta tutulur. Bu süreçte ailenin onayı alınır, bu onay kişinin organ bağışı kartı olsa bile zorunlu bir durumdur.
Beyin ölümüne karar verilmesi de bazı şartlara bağlıdır. Beyin ölümünün tespiti, yoğun bakım ünitelerinin olduğu hastanelerde ve iki dalda uzman doktorlar tarafından yapılır. Organ bağış kartı olan bir kişi kaza yaptığında beyin ölümünün tespiti için en teşekküllü hastanelere taşınması bile gerekebilir.
Organ Bağışı Caiz Midir?
Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafında 06.03.1980 tarihli ve 396 sayılı karar ile organ naklinin caiz olduğu bildirilmiştir. Aynı kurul tarafından, organ bağışlamanın bir insana yapılacak en büyük yardım olduğu da tanımlanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de de bu konuda bir ayet bulunur. Maide Suresinin 32. ayetinde, bir kimseye hayat veren kişinin, sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazandığı şeklinde bir bölümde vardır. Sadece İslamiyet’te değil, tüm dinlerde organ bağışı ile ilgili buna benzer şekilde kararlar yer alır. İslam dini, özellikle bedenin selametini ve sıhhatinin korunmasını emreder. Ayrıca din âlimleri organ naklinde din, dil ve ırk gözetilmediğini de belirtirler.
Alınan Organlar Kime Nakledir?
Organ nakli ile ilgili biline bir diğer yanlış durum ise, bağışlanan organların torpili ya da tanıdığı olan kişilere olacağı yönündedir. Bu konu tamamen yanlış bilinen ve gene organ bağışının yapılmasını azaltan bir durumdur. Organ nakli konusunda birine ya da birilerine asla öncelik tanınmaz, tanınamaz. Sağlık Bakanlığı’na bağlı bulunan ve Ankara’da bulunan Ulusal Koordinasyon Merkezi’nde organ alacak hastaların listesi bulunur. Bu liste;
- Tıbbi aciliyet durumu,
- Kan grubu,
- Doku grubu uyumu,
- Yaş boy ve kilo gibi kriterlere göre belirlenir.
Organ alacak hastalar listesinde ırk, din veya fakirlik – zenginlik gibi ayrımlar asla yapılmaz.
Ekonomik durumu kötü olan birçok kişi, bağışlanan organların satıldığını da düşünmektedir. Bu imkânsız bir durumdur. Çünkü beyin ölümü gerçekleşen kişinin dokusunun kime uyacağı, önceden bilinmez. Bu sadece, Ulusal Koordinasyon Merkezi listesi ile beyin ölümü gerçekleşen kişinin karşılaştırılması sonucu belirlenebilir. Ayrıca gerektiğinde ailenin talep etmesi halinde organ bağışında gizlilik garantisi de verilir. Gizlilik durumunda, bu süreçte yer alan herkes uyarılır.
Organların alınması, ameliyatına koşullarına ve cerrahi ekipler tarafında gerçekleştirilir. Organları alınan kişinin bedeni, aileye vücut bütünlüğü bozulmadan gizli dikişiler ile ciltteki yaralar kapatılarak teslim edilir. Çünkü o beden çok önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, organ bağışının amacı hayat kurtarmaktır. Bu açıdan halkın bilinçlendirilmesi ve duyarlılığının artırılması önemlidir. Organ bağışı, ihtiyacı olana hayat bahşetmektir. Hayat kurtarmak için organ bağışı yapmak ve çevremizdeki insanları bu konuda bilinçlendirmek gerekir.