Bazı besinlerin depresyona iyi geldiği bilimsel olarak açıklanmıştır. Birçok besinin psikolojik olarak ve içerisinde bulunan maddeler sebebiyle de depresyon gibi psikolojiyi etkileyen sorunlara fayda sağladığı bilinmektedir. Bu besinler içerikleri bakımından kişilerde; mutluluk verici, rahatlatıcı, enerji ve keyif verici etkilere sahiptirler. Bu nedenle de alınan besinlerin psikolojik bakımdan önem sarf ettiği bilinmeli ve bu duruma uygun şekilde tüketilmeleri gerekmektedir.
Depresyon, çoğu zaman kişilerde karamsarlık, tedirginlik, kaygı bozukluğu, düşük enerji ve mutsuzluk oluşturan psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu durum zaman içerisinde farklı bir takım sorunlara da neden olabilmektedir. Bu sorunların altında yatan önemli faktörler arasında kişinin sosyal çevresi ve psikolojik faktörler yer almaktadır. Bu gibi durumlarda kişinin alacağı psikolojik destekle birlikte sağlıklı ve sistemli bir şekilde beslenmesi de önemlidir.
Kişiler, psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldığında, psikolojilerine iyi gelecek yiyecekleri tüketmeli, psikolojik olarak bu durumu tetikleyen besinleri tüketmemelidir. Bu gibi durumlara fayda sağladığı bilinen birçok besin bulunmaktadır. Bunların birçoğu da serotonin salınımını artıran besinlerdir. Serotonin, mutluluk hormonu olarak bilinmektedir. Bu durumda bu hormonun farklı besinlerden doğal yollarla alınması kişinin psikolojik sorunları üzerinde olumlu bir etki sağlayacaktır. Depresyona iyi gelen besinler şu şekildedir:
Ispanak: Vücutta magnezyumun eksik olması, mutluluk hormonu oluşumunda azalma sağlamaktadır. Ispanak, içerisinde bulundurduğu yüksek oranda magnezyum ile serotonin üretimini artırır ve vücut mutluluk hormonu salgılar.
Badem: İçerisindeki zengin magnezyum oranıyla badem, bir takım psikolojik sorunlara iyi gelmektedir. Günlük ve düzenli olarak badem tüketimi magnezyum eksikliğine iyi gelmektedir.
Çikolata: Çikolatanın depresyona ve özellikle mutluluk hormonuna sağladığı etkisi çoğu kişi tarafından konuşulmaktadır. Çikolata tüketildiği durumlarda vücutta bulunan serotonin seviyesi yükselerek mutluluk hormonu salgıladığı doğru bilinen bir bilgidir. Bu durumu yaşayan kişiler tarafından sık sık tüketilen bir besin olan çikolata; serotonin seviyesini yükseltir, kişiyi daha mutlu hissettirir, kaygıları azaltır ve daha neşeli olunmasını sağlamaktadır.
Kuşkonmaz: Mutfaklarda çok fazla kullanılmayan bir üründür. Folik seviyesi depresyona etkisi olan bir durum olduğu için, düşük folik seviyesini artırmada etkisi olan kuşkonmaz tüketildiği durumlarda psikolojiye fayda sağlayan besinler arasındadır.
Avokado: Potasyum seviyesinde düşüklük yaşanması durumunda kişilerin psikolojik problemler yaşadığı görülmektedir. Bu durumu yaşayan kişilerde, psikolojik sorunları tetiklendiği gözlemlenmiştir. Avokado içerisinde bulundurduğu güçlü potasyum seviyesi ile depresif durumlara iyi gelmektedir.
Baklagiller: Çikolata ile benzer durumda olan ve mutluluk hormonunun salgılanmasını artıran baklagiller, bir takım psikolojik rahatsızlıklara karşı etkilidir. İçerisinde bulundurduğu B vitamini, kişilere takviye sağlar. Birçok farklı yöntemlerle tüketilebilmektedir.
Muz: Mutluluk hormonu salgılayan ve serotonini tetikleyen bir besin olan muz, kişilerin depresif hallerine iyi gelir ve bazı psikolojik sorunlara karşı etkilidir. Serotonini doğal olarak artıran muz, uykusuzluk problemi yaşayan kişilere de fayda sağlar. Bu gibi durumların dengelenmesini sağlayan muz kişiler tarafından sevilen ve tercih edilen bir besindir.
Balık Çeşitleri: Balık çeşitleri, omega 3 bakımından yüksek seviyede olan ve tüketildiğinde psikolojiye de fayda sağlayan önemli bir yiyecektir. Kişilerde omega 3 düşüklüğü yaşanması ile birlikte beyin işlevlerinde farklılıklar görülebilmektedir. Bu işlevsel değişiklikler temelde psikolojik sorunları etkileyebilmektedir. Bu gibi besinlerin tüketimi önemlidir.
Depresyon Neden Olur?
Farklı psikolojik sorunlar gibi depresyon probleminin de kesin bir nedeni bilinmemektedir. Bir takım çalışmalar bu yönde yapılmaya devam etmektedir. Kişi önce, yaşadığı olayları ve durumları anlamaya çalışmalıdır. Kişilerin yaşadığı bazı travmatik olaylar direk olarak duygu ve düşünceleri etkilediği için bu gibi durumlara neden olabilir. Bazı etkenler arasında ise genetik faktörler de bulunmaktadır. Aile öyküsü içerisinde önceden bu gibi belirtileri taşıyan kişilerin olması risk durumunu artırmaktadır. Ayrıca; statü, yaş, cinsiyet, sosyal etkeneler de etkilemektedir.
Depresyon Kişiyi Nasıl Etkiler?
Duygusal olarak kötü hissettiren, uzun sürelerde devam ettiğinde kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen psikolojik bir hastalıktır. Kişi kendini değersiz hissettiği gibi karamsar, mutsuz, bazen de ölüm ve intihar düşüncelerine kapılabilmektedir. Bu gibi durumlarda kişi bunun farkındaysa vakit kaybetmeden tedavi görmelidir. Depresyon döneminde kişinin yaşadığı bir takım sorunlar şu şekildedir.
- Yorgunluk
- Düşük enerji
- Cinsel isteksizlik
- Başka kişilere karşı kendini soyutlama
- Kimseyle konuşmama ve iletişimsizlik
- Odaklanma problemi
- Uykusuzluk
Depresyon Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Çoğu zaman bireylerin yaşantısında görülen ve anlık duygu değişikliklerine verilen tepkidir. Bu durumların oluşmasına yönelik bazı etken faktörler bulunmaktadır. Kişi; ayrılık yaşadığında, bir yakınını kaybettiğinde, ekonomik açıdan kaygıları oluştuğunda veya iflas durumu yaşadığında, zorunlu şehir değiştirme ve bir takım farklı travmatik olaylar sonucu görülebilir. Birey, yaşadığı bu süreçte kendini değersiz olarak görür. İştahsızlık yaşayan kişi, kişisel bakımı da yapmayabilir. Bu süreçleri yaşayan kişiler destek almaz ve tedavi edilmezse bu süreçler bir döngü içerisinde sürekli tekrar edebilir. Kişinin aile bağları zarar görebilir ve iş hayatında sorunlar yaşayabilir.
Depresyon Tedavisi Nasıl Olur?
Tedavi için psikiyatrist ya da uzman psikologlardan destek alınmalıdır. Tedavi uygulamaları genellikle psikoterapi ile devam eder. Psikiyatrist, gerekli gördüğü durumlarda ilaçlı tedavi de uygulayabilir. Kişiden kişiye değişiklik gösteren tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Kişi çok fazla depresif durumlar sergilediğinde bazı durumlar yatılı tedavi gerekebilir. İlaç tedavisinde serotonin ve dopamin seviyesinin artırılması hedeflenmektedir. En çok bilinen terapi yöntemi ise bilişsel davranışçı terapidir. Bu terapide kişinin içerisinde bulunduğu ikili ilişkiler ve psikolojik sorunlara neden olan duyguları ve düşünceleri ele alınmaktadır. Temel amaç, kişiye farkındalık ve farklı bir bakış açısı kazandırarak tedavi etmektir.