Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi; Bu sorun ülkemizde ve dünyada yeni görülen bir sorun değildir. Bağımlılığın sebebi sanayileşme, modernleşme ve kentleşmenin dayattığı algılardır.
Bu algılar kişileri, her zaman beklenen sonucu vermemiş ya da istenen sonucu verse de beraberinde bireyi yalnızlaştırmıştır.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi sırasında kişinin baş etmek zorunda kaldığı problemlerin sayısı artarken, baş etme becerilerini azaltan ve bu durumda çözümü sağlıklı olmayan maddeyle destek ve denge sağlamaya çalışan bireylerin oluşumuna neden olmuştur.
Madde kullanımı başlangıçta sorunlar nedeniyle ortaya çıkan iç sıkıntı ve kaygıyı azaltmak için kullanılır. Fakat çok kısa bir süre sonra kendi başına diğer tüm sorunların toplamından daha önemli olmaya başlar.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisinde üç ana yaklaşım söz konusudur. Bunlar;
- Hastanın yoksunluk belirtileri, fiziksel ve ruhsal sorunlarına yönelik müdahaleler yapılır. Bu dönemde hasta ve yakınları sorunu konusunda eğitilir.
- Hastanın ayık yaşama uygun sağlaması için gerekli bilgi ve beceriler geliştirilir.
Nüksün önlenmesi için gerekli psikoterapik yaklaşımlar ve ilaç tedavilerinden yararlanılır.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi sırasında anlaşılan en belirgin başlama sebebi ‘’merak’’ tır.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisinde başlama nedeni ne olursa olsun madde kullanmaya başlama, artan bir madde kullanımına ve diğer suç oluşturan olaylara neden olabilir.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisinde genellikle 12-18 yaş aralığında alkol ya da diğer maddeleri denemek yaşla beraber artış göstermektedir.
MERKEZİMİZDE UYGULANAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi, ilaçlı ve ilaçsız olarak iki tedavi modeli uygulanır.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığını sonlandırma motivasyonunu arttırma, baş etme becerilerini öğretme, yaşam desteklerini arttırmak, kişilerarası işlevselliğini arttırmak en çok kullanılan temel stratejilerdir.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisinde risk olabilecek durumları araştıran çalışmaların sonuçlarına ruhsal hastalıklar önemli bir yer tutmaktadır.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi sırasında beraberinde psikiyatrik hastalıklar da gelişmektedir. Bunlar;
- Kendilik değeri düşüklüğü,
- Depresyon,
- DEHB,
- Anksiyete bozuklukları,
- Fiziksel-cinsel ve duygusal istismar önde gelmektedir.
Çocuk Ve Gençlerde Madde Bağımlılığını Önlemenin Yolları
Aileler, ergenlik ve gençlik yıllarının, özellikle arkadaş davranışlarından etkilenmeye çok açık hassas bir dönem olduğunun bilincinde olarak, gençlerin kişisel gelişimlerini ve bireysel yeteneklerini güçlendirmelerini teşvik ederek, akranlarından gelecek olumsuz baskılara karşı dirençlerini arttırmalıdırlar.
Ailelerin çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi sırasında bağımlı kişide madde kullanımını engellemek için yapması gerekenler;
- Çocukları sevgi ve şefkatle büyütme,
- Tutarlı ve adaletli disiplin,
- Düşüncelerini ve hislerini ifade etmesine fırsat vermek,
- İstikrarlı bir aile atmosferi,
- Arkadaş çevrelerini yakından izlemek,
- Spor, edebiyat, gönüllü kuruluşlarda çalışma hobileri edindirmek.
Önemli bir toplum sağlığı sorunu olan çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisinde amaç;
- Hiçbir madde kullanımına başlanmamasını sağlamak,
- Sağlık ve yaşam kalitesini yükseltmek,
- Madde kullanmadığı için gencin kendinden gurur duymasını sağlamak,
- Madde kullanan kişiyi tedavi ve rehabilite ederek sağlığından sorumlu bireyler olmalarını sağlamak.
Son yıllarda tüm Avrupa ülkelerinde çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi oranında artış söz konusudur. Ülkemizde ise madde kullanımı birçok ülkeyle karşılaştırıldığında oranlar düşüktür.
Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalara göre;
- Yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu,
- Yaşam boyu en az bir kez tütün kullanımı ,
- Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı %35-45
- Esrar kullanımı %4,
- Uçucu madde kullanımı %4,
- Ekstazi kullanımı %%2-2,5 oranları verilmiştir.
Biyolojik ve sosyal değişikliklerin yarattığı stresi azaltmak, arkadaş baskısı ve bir gruba dahil olma isteği de madde kullanımına başlamada diğer önemli nedenlerdir.
Ergenlik ve gençlik biyolojik, bilişsel ve sosyal alanlarda değişikliklerin olduğu bir dönemdir.
Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı, yaşlılığa kadar uzanan geniş bir yelpaze içerisindedir.
Genelde yapılan tarama çalışmaları esas olarak problemli alkol veya madde kullanımı geliştirme riski yüksek olan ergen popülasyonunu hedeflemiştir. Bu ergen grupları sıklıkla okul devamsızlığı yapanlar, depresyon veya yıkıcı davranışı olanlar, evden kaçanlar, sıklıkla bar, pub ve diskoya gidenlerden oluşur.
Alkol bağımlılığı olan ana babaların çocukları, alkol bağımlılığının karmaşık genetik bir bozukluk olması nedeniyle yüksek risk taşıyan çocuklar olarak değerlendirilmektedir.
Alkol bağımlılarının çocuklarında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), karşı gelme bozukluğu (KGB), davranım bozukluğu (DB), depresyon ve anksiyete bozuklukları kontrol grubuna göre daha yüksek oranlardadır.
Ailelerinden ayrı yetişmiş alkol bağımlılarının çocuklarında yapılmış çalışmalar, bu çocuklarda %25 alkol bağımlılığı saptamışlardır
Çocuk ve gençlerde bağımlılık oranlarını etkileyen durumlar;
- Okuldan uzaklaştırılmış ya da tastikname almak,
- Okuldan kaçmak,
- Suça karışmak,
- Evden kaçmak,
- Madde kullanan kardeşinin olması gibi durumlardır.
Gece özellikle müzik partileri için dışarı çıkan ve geç saatlere kadar eve dönmeyen gençlerde çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisine göre riskli gruplardır.
Arkadaşları madde kullanan çocuk ve gençlerde madde bağımlılığı tedavisi sırasında riskin yüksek olması oldukça olağandır.
Çocuk Ve Gençlerde Madde Bağımlılığı Belirtileri
- Uyku ve uyuşukluk hali,
- Ruhsal değişiklikler,
- Hafıza kaybı, halüsinasyonlar,
- Hobilerde ilgi eksikliği,
- Geç saatlere kadar uyanık kalma,
- Okul başarısında düşüş,
- Yalan söyleme,
- Hırsızlık,
- Şifreli ve gizli konuşmalar.
- Çabuk öfkelenme,
- İsyankârlık,
- İçine kapanıklık
Yukarıdaki belirtilerin altında yatan sebepler araştırılmalıdır. Belirtileri olan kişiye ani tepki vermek kişide anne-babaya karşı güven kaybı oluşabilmektedir.