Sinirsel kaşıntı, cilt sorunlarının yanı sıra nöropatik ve psikolojik nedenlerden kaynaklı ortaya çıkabilen sağlık sorunudur. Kaşıntının ortaya çıkma nedeni dermatologlar ya da nörologlar tarafından tam olarak bilinmese de sinir sisteminde oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiği düşünülmektedir. Bu hasarlar psikolojik veya nörolojik etkenlerden kaynaklanabilir. Tedavi süreci genellikle hastanın tıbbi öyküsü, kaşıntının şiddeti, yoğunluğu ve türüne bağlı olarak planlanır.
Beyni etkileyen kimyasal süreçlerin cilt altında bulunan sinir hücrelerini olumsuz yönde etkilemesi ile görülen kaşıntı, psikojenik kaşıntı olarak adlandırılır. Bu durum, psikolojik faktörlerin kaşıntıyı tetiklemesi, şiddetini artırması ve süreklilik sağlaması sonucu görünen kaşıntı türüdür. Psikolojik kaşıntıya neden olan faktörler arasında; stres, depresyon, anksiyete ve bazı travmatik olaylar yer alabilir. Nöropati vakalarında ise kaşıntı sırasında ağrıya çok sık rastlanır. Kronikleşen durumlarda tedavi süreci zorlaşır ve kişide ciddi bir hassasiyet durumu gözlemlenir.
Sinirsel Kaşıntı Belirtileri Nelerdir?
Kaşıntı, pek çok rahatsızlığın belirti ve semptomu olarak ortaya çıkabilirken, genellikle birey bu durumun neden kaynaklandığını anlayamaz. Akşam ve özellikle geceleri artabilen kaşıntılar; sarılık, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi farklı semptomlarla beraber görüldüğünde altta yatan neden karaciğer problemlerinden kaynaklı olabilir.
Sinirsel kaşıntı belirtileri ortaya çıktığı durumlarda, bireyin yaşam kalitesini ciddi seviyelerde zorlaştırabilir. Tek bir bölgede görülmediği gibi genellikle; eller, ayaklar, sırt ve bacaklarda görülür. Ayrıca kaşıntı, tek bir alanı değil daha çok yüzeysel ve geniş alanları kapsayan kaşıntılardır.
Kaşıntının gerçekleştiği bölgede yanma, uyuşma ve elektriklenme hissedilir. Psikolojik faktörlerin neden olduğu kaşıntı hissinde ise stresli durumların artması gibi duygu durumlarında kaşıntının şiddeti artar.
Psikojenik kaşıntılarda genellikle fiziksel bir bulguya rastlanmaz ve bu durum çok fazla açıklanamaz. Altta yatan psikolojik etkenlerin belirlenmesi gerekir. Nöropatik kaşıntılarda genellikle kaşınan bölgede ağrılar yaşanır. Bu duruma psikojenik kaşıntıda çok sık rastlanmasa da hafif bir ağrı görülebilir. Ayrıca uyku sırasında görülen kaşıntı, çoğu durumda kişiyi uykusunda uyandıracak seviyelerde olabilir. Bu durum uyku bozukluklarına ve stres gibi psikolojik etkenlerin artmasına yol açabilir.
Sinirsel Kaşıntı Nedenleri Nelerdir?
Sinirsel kaşıntı nedenleri arasında sinir hücrelerinin farklı sebeplerden kaynaklı hasar görmesi bulunmaktadır. Beyin hücrelerinde ortaya çıkan hasara yol açabilecek birçok sağlık problemi olabilir. Bunlar arasında en sık görüleni diyabetik nöropatidir. Kötü kontrollü diyabet vakalarında uzun süre devam eden yüksek kan şekeri, sinir hücrelerine zarar vererek diyabetik nöropatiye neden olur. Ayrıca bu durum şiddetli ağrıya ve kaşıntıya da yol açar.
Sinir hücreleri kendini çok fazla yenileyemez ve çoğalma yeteneği sınırlıdır. Bu durum da tedaviyi zorlaştırır. Diyabetin yanı sıra bazı travmatik olaylar, enfeksiyon, metabolik problemler ve genetik yatkınlık gibi farklı nedenler de sinirsel kaşıntı nedenleri arasında yer alabilir.
Sinirsel Kaşıntıya Ne İyi Gelir?
Psikojenik kaşıntının altında yatan nedenin belirlenmesi önemlidir. Birey, travmatik bir dönemden mi geçiyor, depresyonda mı, yoğun strese mi maruz kalıyor, gibi pek çok noktanın incelenmesi ve değerlendirilmesinden sonra kişiye uygun tedavi ve terapi planı oluşturulur.
Altta yatan nedenin belirlenmesinin ardından sinirsel kaşıntıya iyi gelen bazı terapiler veya ilaç tedavileri kişiye uygulanır. Uygulanan terapiler arasında en sık tercih edilen ve fayda sağlayan terapi yöntemi bilişsel davranışçı terapidir.
Bu terapilerle kişi iyileştirilir ve psikolojik faktörlere bağlı olarak yaşadığı kaşıntı durumları ortadan kalkar. Ancak bu durumun altında nörolojik etkenler bulunuyorsa hangi hastalığın bu duruma neden olduğu belirlenerek, o hastalık üzerine bir tedavi uygulanmalıdır.
Bilişsel davranışçı terapide bireyin yaşadığı psikolojik durumlara dair düşünce ve davranışları üzerinde çalışılır. Ayrıca uzmanlar tarafından gerekli görülmesi halinde antidepresanlar, kremler ve bazı ilaçlar verilebilir.
Sinirsel Kaşıntı Teşhisi Nasıl Konulur?
Uzman tarafından hastanın tıbbi öyküsü ve ailenin tıbbi öyküsü detaylı olarak öğrenilir. Kaşıntının altta yatan nedeni psikolojik mi yoksa nörolojik mi olduğu belirlenmesi için birtakım muayene ve testler istenebilir.
Nöropati şüphesi olan vakalarda sık görülen şikayetler arasında; kaşıntı ve ağrının yanında ellerde uyuşma, karıncalanma, üşüme, yanma, güç kaybı ve yorgunluk gibi sorunlar gözlemlenir. Ancak bu belirtiler farklı hastalıklardan da kaynaklı olabileceği için diğer hastalıkların ekarte edilmesi adına bazı testler yapılabilir.
Herhangi bir nörolojik sorun olup olmadığı elektromiyografi (EMG) testi ile belirlenebilir. Sinir sisteminde bir hasar söz konusu ise tedavi süreci planlanır. Ancak herhangi bir hastalık durumu yoksa durum psikolojik yönden ele alınır.
Sinirsel Kaşıntı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kaşıntının nedenine bağlı olarak tedavi süreci uzmanlar tarafından planlanır. Sinirsel kaşıntı tedavisinde genellikle terapi uygulamaları, kremler ve antidepresanlar kullanılır. Bu yöntemler uzman klinik psikologlar veya psikiyatristler tarafından yapılır. Genellikle bilişsel davranışçı terapi yöntemi, anestezik kremler ve antidepresanlar uygulanan yöntemler arasındadır. Bazı durumlarda bu yöntemler tek başına yeterli olmayabilir ve birlikte uygulanabilir.
Psikolojik kaşıntıda, aleksitimi diğer bir adıyla duygu körlüğü (kişinin duygularını ifade edememesi) durumuyla karşılaşılır. Kaşıntı durumunu artıran etkenler arasında öfke, saldırganlık, sevgi ve ilgi ihtiyacı yer alabilir. Bu tür duygular karşılanmadıkça ve şiddeti arttıkça kaşıntı da artar. Terapilerde bireyin yaşadığı duyguları ifade edebilmesi üzerine çalışılır. Duyguların ne kadar çok ifade edilmesi sağlanırsa ortaya çıkan kaşıntı durumu da bir o kadar azalır.
Depresyonda olan kişilerde meydana gelen değersiz ve yetersiz hissetme duygularıyla da benzer şekilde çalışılır ve kişinin bu duyguları ifade etmesi sağlanır. Uzman tarafından reçete edilen antidepresanlar kişinin vücuduna serotonin salınımı sağlayarak, kişinin kaşıntı durumundan kurtulması sağlanır.