Bu kişiler, harekete geçmek yerine çeşitli bahaneler ve kaçış yolları bularak görevlerini ertelemeyi tercih ederler. Bu alışkanlık sonucunda, iş ve okul yaşamlarıyla birlikte sosyal ilişkileri de olumsuz yönde etkilenebilir.
Erteleme Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Erteleme hastalığı belirtileri kişiden kişiye ve yaşam durumuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu durum, günlük yaşamın etkili bir şekilde yönetilmesini zorlaştırabilir ve kişisel, akademik veya iş yaşamında sorunlara neden olabilir. Erteleme hastalığının belirtileri, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilirken ortaya çıkan semptomlar şu şekilde sıralanabilir:
- Sürekli erteleme alışkanlığı,
- Kararsızlık,
- Mazeret üretme,
- Stres ve kaygı,
- İşlerin uzun süre yapılmaması,
- Son dakika baskısı,
- Motivasyon eksikliği,
- Yüzeysel çalışma.
Erteleme Hastalığı Kimlerde Görülür?
Her yaş ve cinsiyetten kişide görülebilen erteleme hastalığı, genellikle organizasyon becerileri zayıf olan, zaman yönetiminde güçlük çeken, hedefleri konusunda net olmayan veya motivasyon eksikliği yaşayan kişilerde daha sık görülme eğilimindedir. Aynı zamanda düşük özsaygı, stres, kaygı gibi psikolojik faktörler de erteleme eğilimini artırabilir. Teknolojik gelişmelerin beraberinde getirdiği sürekli bildirimler, sosyal medya gibi dikkat dağıtıcı unsurlar da erteleme davranışını körükleyebilir.
Kronik Erteleme Nasıl Oluşur?
Kronik erteleme, sürekli olarak görevleri erteleyen ve bu alışkanlık nedeniyle stres ve sıkıntı yaşayan bireylerde görülen önemli bir problemdir. Bu durumun tekrar tekrar devam etmesi, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Çocukluk çağında başlamış olan bu durumun temelinde, aile dinamikleri ve ebeveyn tutumları yatmaktadır.
Özellikle otoriter ebeveynlere sahip ailelerde, sıkı kurallar ve bu kurallara uyma baskısı ön planda olabilir. Bu tür ailelerde büyüyen bireyler, sürekli eleştirilme ve mükemmel olma beklentisi ile karşılaşabilirler. Aynı şekilde, koşullu sevgi ve ilgi gösteren ebeveynlerin çocuklarında da erteleme davranışı görülebilir. Bu durumda çocuklar, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli olarak ebeveynlerinin niyetini anlamaya ve onların beklentilerini karşılamaya çalışabilirler.
Bu tür çocuklar, performans kaygılarına sahip olabilirler çünkü sürekli olarak takdir ve kabul görmek için çaba sarf etmek zorunda hissederler. Bu kaygılar, yetişkinlik döneminde erteleme davranışını tetikleyebilir. Görevleri başlatmak yerine, işleri son dakikaya bırakma eğilimi gösterirler. Bu durum, zamanla kronik bir erteleme alışkanlığına dönüşebilir.
Kronik erteleme hastalığına sahip bireyler, genellikle işleri son teslim tarihine yaklaşana kadar başlamazlar. Bu durum, zamanla artan bir stres seviyesine ve sinirlilik hâline neden olabilir. İşleri yapmaya niyetlendiklerinde bile motive olmakta güçlük çekerler ve eylemlerini erteleyerek duygusal tepkilerini de ertelemiş olurlar.
Sonuç olarak, kronik erteleme hastalığı çocukluk döneminden başlayan ve yetişkinlikte devam eden bir davranış biçimidir. Aile dinamikleri ve ebeveyn tutumlarının bu davranışın gelişiminde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Bu nedenle, erteleme alışkanlığının kökenlerini anlamak ve bu alışkanlığı yönetmek için profesyonel yardım almak önemlidir.
Erteleme Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Erteleme hastalığının altında yatan nedenler karmaşık olabilir ve bireyin kişisel özellikleri, çevresel faktörler ve psikolojik dinamikler ile ilişkilendirilebilir. Erteleme hastalığının oluşumunda etkili olan yaygın nedenler:
- Motivasyon eksikliği,
- Zaman yönetimi sorunları,
- Mükemmeliyetçilik,
- Başarısızlık korkusu,
- Düşük özsaygı,
- Dikkat dağıtıcı unsurlar,
- Alışkanlık haline gelme,
- Ertelemekten zevk alma,
- Kişiliğe uygun olmayan iş seçimi,
- Bilgi eksikliği.
Erteleme Hastalığı ile Nasıl Başa Çıkılır?
Erteleme hastalığı, birçok insanın yaşamında zaman zaman karşılaştığı ancak etkili bir şekilde başa çıkmak için çaba sarf etmenin gerektiği bir davranış biçimidir. Bu alışkanlığın üstesinden gelmek ve daha verimli bir yaşam tarzı benimsemek için aşağıdaki adımlar faydalı olabilir:
Bilinçlenme: İlk adım, erteleme alışkanlığının farkına varmaktır. Görevleri neden ertelediğinizi anlamak, bu davranışı değiştirmenin başlangıcıdır.
Hedef Belirleme: Görevleri ve hedefleri net bir şekilde belirlemek, işe başlama isteğinizi artırabilir. Kendinize ulaşılabilir hedefler koyarak motivasyonunuzu yüksek tutabilirsiniz.
İşi Parçalara Bölme: Büyük görevleri küçük adımlara ayırarak işleri daha yönetilebilir hale getirebilirsiniz. Bu, işe başlama konusunda sizi daha cesaretlendirebilir.
Zaman Yönetimi: Günlük işlerinizi planlayarak ve öncelikleri belirleyerek zamanı daha verimli kullanabilirsiniz. İşleri yapacağınız zaman dilimleri belirlemek, erteleme alışkanlığını azaltabilir.
Dikkat Kontrolü: Dikkatinizi dağıtan unsurları kontrol altına almak, işe odaklanma yeteneğinizi artırabilir. İşe başladığınızda dikkatinizi dağıtmadan işe odaklanmaya çalışın.
Ödül Sistemi: Görevleri tamamladığınızda kendinize ödüller koymak, motivasyonunuzu artırabilir. Ödüller, işleri daha istekli bir şekilde tamamlamanıza yardımcı olabilir.
Kendine Olumlu Konuşma: Kendinize olumlu ve motive edici sözler söylemek, özsaygınızı artırabilir ve işlere daha olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmanıza yardımcı olabilir.
İyi Bir Çalışma Ortamı: Sakin, düzenli ve sizi motive eden bir çalışma ortamı oluşturmak, işlere başlama isteğinizi artırabilir.
Sosyal Destek: Aile, arkadaşlar veya profesyonel destek alarak erteleme alışkanlığı ile mücadele etmek, daha etkili olmanıza yardımcı olabilir.
Küçük Adımlarla Başlama: Görevlere başlamakta zorlanıyorsanız, küçük bir adımla başlamak daha kolay olabilir. İşe başladıkça motivasyonunuzun arttığını görebilirsiniz.
Başarıları Kutlama: İşleri tamamladığınızda veya hedeflere ulaştığınızda kendinizi kutlamak, işlere daha motive bir şekilde yaklaşmanızı sağlayabilir.
Profesyonel Yardım: Eğer erteleme alışkanlığı çok yoğun ve yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz.
Erteleme alışkanlığıyla başa çıkmak, sabır, kararlılık ve düzenli çaba gerektiren bir süreçtir. Kendinize güvenin ve yukarıdaki stratejileri uygulayarak daha verimli ve memnun bir yaşam tarzı oluşturmayı amaçlayın.