Kalp her zaman sevginin sembolü olmuştur. Çünkü sevdiklerimizi gördüğümüzde kalbimizin hızlı ve güçlü atması, ona tepki vermesi aşkın kalbimizde yer aldığına olan inancı güçlendirmiştir. Bu da kalbi, vücuttaki sevgi merkezi haline getirmiştir. Yapılan incelemeler ve araştırmalara göre bu inandıklarımız ne yazık ki doğru değil. Kalbin sevgi ile herhangi bir ilişkisi yok.
Kalp, vücudun en önemli organı olmakla birlikte ana görevi olan vücudun her yerine kan pompalayan bir kas olması dışında işlevi yoktur. Aslında kalp, beynin hizmetindedir. 2500 sene önce Hipokrat’ın söylediği duyguların beyinden doğduğu sözü de böylece gerçekliğine kavuşmuş olur.
Aşk İle İlgili Yapılan Bilimsel Çalışmalar Nelerdir?
Bu konuda yapılan ilk çalışmalar ağırlıkla gözlemler ve psikiyatrik ölçümler üzerineydi. Ancak teknoloji ilerledikçe MR yani beyin görüntülemesi temelli çalışmalarda yapılmaya başlanmıştır. Beyin görüntülemesinde temel mantık yapılan işle alakalı olarak beyinde bazı bölgelere kan ve oksijen akışının oluşması ve bu da beyinde bir değişikliğe neden olmasıdır.
Aşk Beyinde mi Kalpte midir?
Bu konuya aşk beyinde başlar, kendini kalpte gösterir şeklinde bir açıklama getirebiliriz. Aşk duygusu vücut üzerinde bazı etkilere neden olur. Nabız artışı, terleme, çarpıntı, iştah azalması, mide asidi ya da bağırsak hareketliliği şeklinde fiziksel belirtiler kendini gösterir.
Geçmiş dönemler bu etkilerin kalple ilgili olduğu düşünülmüştü. Ancak artık kesinlikle diyebiliriz ki aşk beyinde başlayarak, kalpte de yansımasını bulur.
Aşk Beyinde Nasıl Oluşuyor?
Beynimiz en kapsamlı organımızdır. Beynin her bölgesi farklı işlevleri organize eder. Duygulardan ve sevgiden orta beyin sorumludur. Yani sevgi orta beyin tarafından algılanır. İnsan sevdiğini görünce orta beyin kalbin daha hızlı ve güçlü atmasına neden olan kimyasalları salgılattırır.
Aşkın Mekanizması ve Salgılanan Hormonlar Hangileridir?
Hormonlar vücudumuzun bazı faaliyetlerini kontrol etmeye yarayan salgılardır. Mesela kortizol hormonu, stres ve yorgunluğu etkileyen hormondur. Aşkın başlarında dopamin en yüksek noktadır. Endorfin ve sinir büyüme faktörleri de artış gösterir. Kanda serotonin azalırken erkekte testestereon azalır ve kadında ise bu hormon artar. Aşk sevgi bağına dönüştükçe de artan hormonlar azalır. Bu dönemde oksitosin ve vazopressin atarak çiftler arasında bağın kuvvetlenmesini sağlar.
Aşk Kadın ve Erkek Beyninde Nasıl İşler?
Yapılan araştırmalar kadın ve erkek beyninin aşktan farklı şekillerde etkilendiğini göstermiştir. Erkeklerde görsel alanın daha aktive olduğu ortaya çıkarken, kadınlarda ise dikkat ve bellek alanının daha aktive olduğunu ortaya konulmuştur.
Aşkın Ömrü Var Mı? Aşkın Ömrü, 12-18 Aydır!
Dünya üzeride aşkın sonsuza değin süreceği algısı olsa da aşkın kimyası ve beyindeki kimyasal etkilerin normale dönme süreci incelendiğinde aşkın ömrünün 12 ile 18 ay kadar olduğu ortaya çıkmıştır. Yani aşk ortalama 2 yıl içerisinde biter ama aşka eşlik eden sevgi halen devam eder.
Aşkta Mantıklı Davranmak İçin Neler Yapılmalı?
Aşkın olunduğunda mantıklı duyguların üste çıkması çok zordur. Çünkü aşık olunduğunda akıllı olma, mantıksal çıkarım, karar verme de etkili alın lobundaki çalışmaların azaldığı ve hatta işlevlerin zayıfladığı gözlemlenmiştir. Bu lob mantığın, ahlakın, saygının ve sosyal kurallara uymanın kaynağıdır.
Aşk ile Sevgi Arasındaki Fark Nedir?
Aşk kolay kontrol edilemeyen, daha delice kararların verildiği dönemlerdir. Sevgi ise daha kalıcı olup, mantığın ve kuralların ortaya çıktığı dönemleri kapsar.
Sadece Üreme İçgüdüsüyle Mi Âşık Oluruz (Kediler Ve Mart Ayı) Yoksa Aşk Bağımsız Bir Olay Mıdır?
Bu konuda farklı bilim dallarından farklı cevaplar alınabilir. Ancak hala birçok bilinmeyeni barındıran bu duyguyu etkileyen birçok faktör vardır. İnsanoğlu modernleşse de halen içgüdüleri etkilidir. Yani üreme duygusu ile âşık olmayız demek doğru olmayabilir.
Aşkın Avantajları ve Yararı Var Mıdır?
Aşkın insanlar üzerinde birçok olumlu etkisi kanıtlatmıştır. Yaratıcılığı tetiklediği, beyni gençleştirdiği, sağlığı iyileştirip, bakış açısını değiştirdiği söylenebilir.
Çok Eşli Hayvanlar, Oxytocin Sayesinde Tek Eşli Yaşayan Hayvanların Durumu İnsanlarda Nasıldır?
Hayvan ya da insan memelilerde oksitosin (OXY) ve vazopressin (VZP) isimli iki hormon bağlılığı sağlar. Bu hormonlar hipofizden salınırlar. Doğrudan bedende etki eden hormonlardır. OXY işlevsizleştiğinde toplumsal olayları hatırlamada ya da tanımada sorunlar yaşamaya başlanır. Yani aslında sosyal bellek işlevinde sorun yaşanır diye de açıklanabilir. OXY hormonu için sarılma hormonu da denilir. OXY hormonu kadınlarda bağlılıkta ön planda olurken VZP hormonu da erkeklerde bağlılık ile alakalıdır.
Bu Tek Veya Çok Eşlilik Durumu Nasıl Açıklanabilir?
Doğada bulunan türlerin ortalama % 3 ile 5’i monogamiktir. Monogami (tek eşlilik) ve poligami (çok eşlilik) üzerine yapılan araştırmalar bu iki durumun hormonlar ya da genlerle dönüştürülebileceğini de göstermiştir.