Otizmli bireyler ve ailelerine destek vermek amacıyla yapılan çalışmalar çerçevesinde düzenlenen panelinin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Otizmde erken teşhis ve eğitimin önemine işaret etti. “Tut Elimden Anne” isimli son filminde otizmli bir çocuğun annesini canlandıran oyuncu Naz Elmas ın da katıldığı panelde otizmli çocukların bire bir eğitimle öğrendiklerini belirten Tarhan, “Genellikle şu hata yapılıyor; büyüyünce geçer deniyor. Ama bu en büyük kötülük çocuğa, büyüyünce geçmiyor. Erkenden fark edilirse, eğitilirse geçiyor” dedi.
Birleşmiş Milletler, Otizm konusunda farkındalık oluşturmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla 2 Nisan tarihini Dünya Otizm Farkındalık Günü, Nisan ayını ise Dünya Otizm Farkındalık Ayı olarak belirledi. Üsküdar Üniversitesi, otizmli bireylere ve ailelerine destek vermek amacıyla ‘Otizm Farkındalık Paneli’ düzenledi.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezinden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık ve İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nahit Motavalli Mukaddes, Otizme ilişkin önemli bilgiler verdi. “Tut Elimden Anne” isimli son filminde otizmli bir çocuğun annesini canlandıran oyuncu Naz Elmas da filmin çekim sürecinde yaşadıklarını paylaştı.
Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Selim Çelenk, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Metin Özaydın da katıldı.
Dr. Metin Özaydın: “İstanbul’da 18 yaş altında 60 bin civarında Otizmli birey var”
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Metin Özaydın, açılış konuşmasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonunda 2016-2019 yıllarını kapsayan bir eylem planı hazırladıklarını belirterek Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) Tarama ve Takip Programı geliştirdiklerini söyledi. 3 Mart 2017’de Ruh Sağlığı Daire Başkanlığı tarafından İstanbul dahil 20 ili kapsayan bir çalışma başlattıklarını ifade eden Özaydın, ABD’deki yayınlarda 64 çocukta 1 çocuğun OSB’li olduğunun belirtildiğini kaydederek “Ülkemizde tahmini sayılar 1 milyonun üzerinde olduğuna dair. 18 yaş altında 300 bin üzerinde olduğuna dair. İstanbul’da da 18 yaş altı 60 bin civarında olduğu düşünülüyor. İl Sağlık Müdürlüğü olarak Aralık ayından itibaren başladık.
Ağustos ayında bir KHK yayınlandı. Sağlık Müdürlüğü Teşkilat yapıları değişti. Ruh Sağlığı birimi de Halk Sağlığı Başkanlığı’nın altında görev yapmaya başladı. Ocak ayında bu birimin çalışma planını yayınladık. Bir maddesini Otizme ayırdık” dedi.
Selim Çelenk: “İstanbul’da 2019’da 4 tane gündüzlü bakım merkezi açmayı planlıyoruz”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Selim Çelenk ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak 2016-2019 yıllarını kapsayan Otizm Eylem Planı çerçevesinde bir program hazırladıklarını ve program dahilinde çeşitli zamanlarda toplantılar yaptıklarını ve Otizm Meclisi oluşturduklarını ifade etti. 64’te 1 çocuğa tekabül eden rakamın kendilerini ürküttüğünü belirten Çelenk, otizm tedavisi, eğitimi, erken tanı ve önlemler konusunda neler yapılabileceği konusunda Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bu çocuklar özel eğitimle öğreniyor”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da otizmli çocuklar konusunda farkındalığın çok önemli olduğunu, özellikle ailelerin çocuğun bakımı ve eğitimi konusunda ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Otizmli çocukların zihin teorisinin doğuştan gelişmediğini ifade eden Tarhan, “Bu çocuklar sosyal öğrenmeyi yapamıyorlar. Çevreden sosyal uyaran gelmedikçe öğrenemiyorlar. Bu erkenden fark edilemezse, göz teması kurmadığı zaman, içine kapanık olduğu zaman, kelime üretemediği zaman ilk aydan itibaren çocukta bazı belirtiler gözlenebilir. Bu dönemlerde fark edilirse, çocuk zihinsel uyaran eğitimine alınırsa, Duyu Bütünleme Tedavisi bu konuda yeni bir fırsat sunuyor.
Bunların dışında standart özel eğitimler var, çocuk için sosyal beceri çalıştırma, ince-kaba motor gelişmesi için çalışmalar yapılıyor. Bu çocuklar teke tek öğreniyorlar. Özel eğitimle öğreniyorlar.
Bu çocuklar küçük yaşlarda özel eğitim alırsa önemli bir kısmı kazanılabilir. Çevresel etki çok önemli” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Büyüyünce geçer” düşüncesi çok yanlış
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, modern yaşamın otizmi tetikleyen bir şeyler yaptığını belirterek “Epigenetik etki dediğimiz çeşitli GDO’lu besinlerden tutun da nişasta bazlı şekerlere kadar hepsi DNA hasarı yapıyor.
Otistik çocuklarda da beyin neden farklı çalışıyor çünkü genin görevi protein üretmek. Gen hatalı protein üretiyor, ürettikçe beyindeki sosyal network bozuluyor. Sosyal network bozulunca sosyal öğrenme yapamıyor.
Bu nedenle erken tanı yapılırsa, bilinçli anneler bunu fark ediyorlar. Çocukla beraber oynuyorlar, çocukla sosyal ve duygusal temas kuruyorlar. Çocuk gelişimi öğrencileri ve hocalarımız bu duyarlık içinde olursa erken önlem alınabilir.
Genellikle şu hata yapılıyor; büyüyünce geçer deniyor. Ama bu en büyük kötülük çocuğa, büyüyünce geçmiyor. Erkenden fark edilirse, eğitilirse geçiyor. Şimdi çeşitli ilaç ve genetik çalışmalar var. Doğrulanan pek çok çalışma var. Kanıt düzeyi yükseldikçe bazı çalışmalar ortaya çıkacak” diye konuştu.
Uzmanları Otizm’i anlattılar
Açılış konuşmalarının ardından Otizm Farkındalık Paneli gerçekleştirildi. Psikiyatri uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık’ın moderatörlük yaptığı panelde Başak Ayık, “Otizm nedir? Belirtileri Nelerdir?” başlıklı konuşmasında otizmle ilgili önemli bilgiler verdi. Otizmin erken belirtilerle ortaya çıktığını ifade eden Ayık, ailenin gözlem yapmasının önemine işaret etti. Başak Ayık, aşıların otizme neden olduğu şeklindeki iddiaların da doğru olmadığını vurguladı.
Aile üyelerinin desteği çok önemli
Panelistlerden İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nahit Motavalli Mukaddes, “Otizmde iyileşme ve sonrası” başlıklı konuşmasında otizmli çocukların eğitimle iyi bir düzeye gelebileceklerini belirterek “Takip çalışmaları çocuklukta otizm tanısı alan yetişkinlerin yarısının bağımsız/yarı bağımsız ve diğer yarısının diğer insanlara tam bağımlı hayat sürdürdükleri yönündedir” dedi. Mukaddes, otizmli çocukların eğitiminde aile bireylerinin tutum ve katkılarının da önemini vurguladı.
Oyuncu Naz Elmas: “Otizmli ailelerin sesi olmak için bu filmi yaptık”
Panelde “Tut Elimden Anne” isimli son filminde otizmli bir çocuğun annesini canlandıran oyuncu Naz Elmas da filmin çekim sürecinde yaşadıklarını paylaştı. Naz Elmas, filmden önce de otizmli tanıdıkları olduğunu ancak hazırlık sürecinde ailelerle görüştüğünü ve yaşadıklarına yakından tanık olduğunu söyledi. Ailelerin çocuklarıyla beraber toplumda sosyalleşebilmesinin çok zor olduğunu belirten Elmas, “Ailenin sevgi göstermesi, onun ayakları üzerinde tek başına durmasını sağlamak çok önemli” diye konuştu.
Otizmli ve Down Sendromlu çocukların çok fazla karıştırıldığını belirten Elmas, “Aileler çocuklarının hastalığını saklamak istiyor. Eğitimli ailelerin bile utanç duymaları içler acısı bir şey. Biz bu filmi onların sesi olmak için de yaptık.
Çok farklı tepkiler aldık. Eşi tarafından terk edilen, çocuğuyla bir başına kalmış, intiharın eşiğindeki bir anne aradı ve filmin kendilerine güç verdiğini söyledi. Filmde kardeşin öz kardeşinden utanması, anne ve babanın hastalığı saklaması, babanın hastalığı kabul etmemesi ve annenin yalnızlaşması yani sadece çocukların değil annelerin bir parça sesi olabildiysek ne mutlu bize. Oynarken ben de çok etkilendim ve kendi adıma da farkındalık kazandım. Toplumda bu insanların yalnızlaşması ve toplumda yalnız hissetmeleri beni çok üzüyor” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Televizyonundan da canlı verilen panelin sonunda Prof. Dr. Nahit Motavalli Mukaddes ve oyuncu Naz Elmas’a Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından plaketleri takdim edildi.
Otizm genetik paneli WES (Whole Exome Sequencing) Nedir?
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)