Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 3. Pozitif Psikoloji Günlerinde “Değişen Dünyada Anlam Arayışları” başlıklı bir konferans veren Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, modernizmin medeniyet krizi yaşadığını belirterek “Hedonizm, narsisizm çağın ciddi psikolojik değişkenleri, bunların sonucunda da yalnızlık ve mutsuzluk ortaya çıkıyor” dedi. Ömür boyu sürecek aşkların serotonin ve dopamin dengesinin sağlanmasıyla mümkün olacağını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Aşk artı iş birliği, eşittir ömür boyu aşk. Yani iyi iş birliği kurmayı başarmış kişiler aşkı olgun ve sürdürülebilir aşk haline getirebiliyor” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Kulübü ve Psikoloji Kulübü tarafından düzenlenen 3. Psikoloji Günleri, psikoloji öğrencilerini farklı konularda ve kurumlarda çalışmalarını sürdüren öğretim üyeleri ile tanıştırmayı, farklı üniversitelerde eğitim alan psikoloji öğrencilerinin interaktif bir ilişki içerisinde iletişim kurabilmelerini amaçlıyor.
Üsküdar Üniversitesi Çarşı Yerleşkesi Emir Nebi Konferans Salonunda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji (İngilizce) Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Asil Özdoğru, üniversite olarak 2016 yılından bu yana düzenledikleri Psikoloji Günleri’ni üçüncüsün temasını “Değişen Dünya, Dönüşen İnsan” olarak belirlediklerini söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Asil Özdoğru, alanında uzman olan isimler tarafından yedi konferans verileceğini söyledi.
Prof. Dr. Sırrı Akbaba: “İnsanın ruh taşıdığından hareket eden bir psikoloji anlayışı devreye girmeli”
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Sırrı Akbaba ise açılış konuşmasında farklı üniversitelerde okuyan genç psikolog adaylarının bir araya gelmeleri ve fikir alışverişinde bulunmalarını amaçladıklarını belirterek “Böylece eksilerimizi artılarımızı görebilmek, eksilerimizi artıya dönüştürebilmek isteriz” dedi. Psikoloji ekollerinin geçmişten günümüze insana bakış açısının mekanik olduğunu, insanın bir ruha sahip olduğunu göz ardı ederek insana bir makinaymış gibi bakılmasına sebep olduğunu ifade eden Akbaba, “Tek bir bakış açısıyla insana gerçek değerini verememiş oluyoruz. Her insanın bir ruh taşıdığından hareket eden bir psikoloji anlayışının devreye girmesi gerekiyor. 21. yüzyıl inanıyoruz ki insana gerçek insan hüvviyetini sunan bir psikoloji anlayışı şeklinde devreye girer” dedi.
Evler büyürken aile küçüldü
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Değişen Dünyada Anlam Arayışları” başlıklı bir konferans verdi. Günümüzde evlerin büyürken ailenin küçüldüğünü, daha çok terfiye rağmen daha az sağduyunun hakim olduğunu, yüksek IQ’ya rağmen daha az duygunun, yüksek gelire rağmen daha az huzurun, daha çok insana rağmen daha az insanlığın hakim olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bunların tümünün bugünün gerçeği olduğunu söyledi.
Pozitif Psikoloji nereden çıktı?
ABD’deki Çocuk Savunma Fonu verilerinin 2000’li yıllarda gençlerin ve çocukların durumuna ilişkin gerçekleri gözler önüne serdiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bir günde 25 yaşın altındaki 3 genç AIDS nedeniyle ölüyor ve 25 tanesine HIV virüsü bulaşıyor. 6 çocuk intihar ediyor.18 yaşın altında 342 çocuk şiddet suçundan tutuklanıyor. 2 bin 833 çocuk okulu terk ediyor. O dönemde hükümet panik yapıyor; Seligman ve ekibine 5 milyon dolarlık bir bütçe ayırarak bir çalışma görevi veriyor. 2008 yılında tamamlanan çalışma ile ilgili Pozitif Psikoloji Kongresi yapılıyor” dedi.
Pozitif Psikolojiyi 2013’ten bu yana ders olarak veriyoruz
Pozitif Psikolojinin dünyanın önde gelen üniversitelerinde son yıllarda ders olarak okutulduğunu belirten Tarhan, “Harvard Üniversitesi 2015 yılında Pozitif Psikolojiyi ders olarak vermeye başladı. Yale Üniversitesi 2018’de son olarak İngiltere’deki Bristol Üniversitesi de 2019 itibarıyla Pozitif Psikolojiyi ders olarak koydu. Biz Üsküdar Üniversitesi olarak 2013’ten beri Pozitif Psikolojiyi ders olarak vermeye başladık” dedi.
Modernizm medeniyet krizi yaşıyor
Dünyada bugün modernizmin bir medeniyet krizi yaşadığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Kaliforniya Sendromu denilen olgunun Kaliforniya bölgesinde yaygın şekilde yaşandığını belirterek “Hayatın anlamı hedonizm diyen, anlam arayışını sadece zevkler üzerine kuran bir anlayış. Varoluş bunalımı yaşıyor kişi, birçok şeye sahip olmasına rağmen mutlu değil, böyle bir insan tip ortaya çıktı. Bu tip insanlar mutluluğu dış nedenlere bağlıyor. Hedonizmi ego ideali olarak seçen insan, kendini dünyanın merkezine alarak yaşıyor. Hedonizm, narsisizm çağın ciddi psikolojik değişkenleri, bunların sonucunda da yalnızlık ve mutsuzluk ortaya çıkıyor” dedi.
Beynin ön bölgesi; kaptan köşküdür
İnsan beyni karar verirken 4D kuralının geçerli olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Duygu, düşünce, davranış ve değerlere göre karar veriyor. 1990’larda psikolojide bir devrim yaşandı. Duyguların ölçülebilir olduğu ortaya çıktı. Mutluluk beynimizdeki kimya laboratuvarını yönetmektir. Beynin ön bölgesi insanı insan yapan bölge. Beynin kaptan köşkü. Karar verme, odaklanma, öz denetim, öz yönetim, empati bu bölgeyle kontrol ediliyor. Bu bölge doğuştan gelişmemiş, potansiyeli var. Beynin bu bölgesi sonradan geliştiriliyor” dedi.
Aşk artı iş birliği, eşittir ömür boyu aşk
Aşkın kimyasına da dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dopamin ve serotonin dengesinin sağlanması gerektiğini belirtti. Tarhan, “Dopamin öyle bir kimyasal ki beyinde hazla ilgili hormon. Dopamin arttıkça dikkat ve odaklanma artıyor. Aşık olunca sadece o kişiye odaklanıyor. Dopamin artarken serotonin azalırsa bu sefer takıntılı aşk ortaya çıkıyor. Kişide enerji artışı oluyor. Patolojik aşkı olgun aşka çevirebilmek beynin ön bölgesini geliştirmekle ilgili. Böyle durumlarda ömür boyu aşk ortaya çıkıyor. Bunun da sırrı nerede? Serotonin dopamin dengesini beyinde dengeli sağlamayı öğrenmek gerekiyor. Bunun için aşk artı iş birliği, eşittir ömür boyu aşk. Yani iyi iş birliği kurmayı başarmış kişiler aşkı olgun ve sürdürülebilir aşk haline getirebiliyor” dedi.
Anlam arayışı seçimlerimizle oluşan bir yolculuktur
Anlam arayışının seçimlerimizle oluşan bir yolculuk olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İyimserlik bir seçimdir. Affetmek bir seçimdir. Dürüstlük bir seçimdir. Kendimizi değiştirmek, paylaşılan bilgelik bir seçimdir. Şükretmek bir seçimdir. Başkalarına saygı bir seçimdir. Anlamlı yaşamak bir seçimdir. Mutlu bir hayat yaşamak senin seçimindir” dedi.
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, dünyada değişen siyaset psikolojisini anlattı
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan da “Otoriterleşme, Radikalleşme ve Kötücülleşme Üzerine Değişen Siyaset Psikolojisi” başlıklı konferansında 1800’lerden başlayarak günümüze kadar gelen süreçte siyaset psikolojisinin geçirdiği evreleri anlattı.
Siyasi, ekonomik ve sosyal ilişkiler açısından dünyadaki değişimleri değerlendiren Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, 11 Eylül’den sonra dengelerin değiştiğini, devletlerin meselelere güvenlik üzerinden baktığını belirterek şunları söyledi:
“Sadece Dünya Ticaret Merkezi yıkılmıyor. Küreselleşme paradigması yıkılıyor. Artık devletler güvenlik üzerinden dünyaya bakmaya başlıyorlar. İş birliği, üretim ve tüketim gibi konular önemli değil. Artık temel mesele korkunç bir tehdit var. El Kaide diye bir şey var her an herkesi vurabilir. Dünyadaki toplam askeri harcamalar 700 milyar dolar seviyesinden 1.68 trilyon dolara fırlıyor. Dünyanın bütün ekonomik kaynakları eğitimi sağlık kozmetik gibi kanallarda gidiyor askeri kaynaklara pompalanıyor. Artık dünyayı güvenlik ekseninde görüyoruz. Tehditler var. Korkularımız var. Korktuğumuz zaman siyasal davranışlarımız değişiyor. Korktuğumuz zaman her türlü otoriter rejimi meşru görmeye başlıyoruz. Korktuğumuz zaman bize düşman olarak görünen şey olandan daha büyük görünmeye başlıyor. Radikalleşme radikal fikirler bir grubu düşmanı tanımlıyor öbür tarafta da bizi savunmak zorunda olan bir devlet anlayışı var. Otoriter olmasında bir mahsur yok, hakları elimizden almasında bir sorun yok çünkü korkuyoruz. Çünkü güvenlik endişelerimiz var. El Kaide bitiyor, IŞİD başlıyor, yarın MIŞİD çıkacak ortaya ve bu devlet otoritesinin giderek daha meşruiyet kazanması, uyguladığı antidemokratik yöntemlerin çok da fazla tartışılmadan kabul edilmesi anlamına geliyor. Dünya sathında Berlin duvarı yıkıldığında sadece 12 ülkenin sınır duvarı varken bugün 77 ülke sınırlarını duvarlarla çeviriyor.”
Psikoloji farklı yönleriyle ele alındı
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Dünya nasıl değişti? İnsan Nasıl dönüştü?”, Prof. Dr. Zuhal Baltaş, “Düşünce Zincirlerinin Ötesinde Dijitalleşme”; Prof. Dr. Gökhan Oral, “Değişen Suç Dünyası ve Psikoloji”; Prof. Dr. Aylin KÜNTAY, “Çocuklukta Dil ve İletişim Gelişimi: Nasıl Destekleyebiliriz?” ve Dr. Maria Claudia Ionescu “Psychology in Romania” başlıklı konferanslarıyla katıldı.
Bu yıl “Değişen Dünya, Dönüşen İnsan” temasıyla gerçekleştirilen program, iki gün boyunca devam etti.
Alanlarında uzman öğretim üyelerinin konferansları, farklı konularda gerçekleştirilen atölye çalışmaları, dezavantajlı gruplarla Psikoloji öğrencilerini tanıştıran Yaşayan Kütüphane etkinliği ile programda mezunlar paneli de gerçekleştirildi.