Dünyada milyonlarca insanın mücadele ettiği kanser, kişinin bedensel sağlığı kadar psikolojik durumunu da etkiliyor.
Kanser hastalarında psikolojik etkilerin zamanında tanımlanması ve tedavisinin önemli olduğunu belirten uzmanlar, “Böylece tedaviye uyumu artan hasta, organ kaybı ve yeni hayata alışma konusunda güçlenir. Daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürer” diyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Polikliniği’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç.Dr. Habib Erensoy, bir organdaki hücrelerin düzensiz ve kötü huylu büyümesi olarak tanımlanan kanserin tedavi edilmezse organ kaybı ve ölümle sonuçlanabileceğini belirterek hastalığın tıptan psikolojiye ve sosyolojiye kadar insanı pek çok alanda etkilediğini söyledi.
KANSER PSİKOLOJİSİNDE 4 AŞAMA
Kanser tanısı konulan hastalar ve yakınlarında tanıyı beklerken, tanı konulduktan sonra, tedavi sürecinde ve tedaviden sonra psikolojik etkilerin ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Habip Erensoy, şunları söyledi:
“Bu etkileri en aza indirmek için bir tıp disiplini olan kanser psikiyatrisi veya psiko-onkoloji çalışmalar yapar. Bu disiplinde psikiyatri uzmanı ve klinik psikologlar ve son zamanlarda ülkemizde de yaygınlaşmaya başlayan psiko-onkologlar ilgilenir. Kanser tanısı konulan hastalarda kriz şok hali, tepki aşaması, direnme ve uyum başlıklı 4 aşamalı bir süreç olarak tanımlanır.
Gelişen psikolojik tepkilerde kanser türü ve yakalanan kişinin kişilik özellikleri, çevredeki aile ve yakınların desteği, hastalığa karşı kültürel ve sosyal tutumlar etkilidir. Kanser tanısı konulan hastalarda kaygı, endişe, gerginlik, huzursuzluk, ölüm korkusu, bazen utanma ve kendini eleştirme, ağlama, sinirlilik ve iştah değişiklikleri görülebilmektedir. Tanı öncesi ve sonrası ve tedavi aşamalarında belirtiler farklı olabilmektedir.”
PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞANIR
Tanı öncesi kaygılı bekleyiş sonucu tedaviden korkma ve kaçınma davranışı ile tedavi
gecikmesi görülebildiğini belirten Erensoy, “Tanı aşamasında şoke olmak, inanamama, kızgınlık, isyan ve anksiyete ve depresyon gelişebilir. Bu süreçte tedaviyi reddetmek ve ya ertelemek ortaya çıkabilmektedir. Cerrahi ve radyoterapi gibi tedavilerin yan etkileri zorlayıcı olabilir ve organ kaybı, vücut değişimi kaygı ve izolasyon korkusu hastada depresyon ve anksiyete belirtileri ortaya çıkabilir” dedi.
Tedavi sonrası yeni duruma alışmak ve baş etme sürecinde aynı belirtilerin hasta ve yakınlarını zorladığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Habip Erensoy, “Kanser ve psikolojik reaksiyonlarını anlamak, gelişen anksiyete ve depresyonu tedavi etmek kansere uyum, tedavide başarı ve yaşam sürecini uzatmaktadır” dedi.
Psikiyatrik tedaviyi uygulayan psikiyatri uzmanının da kanser türü, evresi, tedaviler ve tedavideki yanetkileriyle ilgili yeterli derecede bilgi sahibi olması gerektiğini belirten Erensoy, şunları söyledi:
“Kanser tedavisi yapan ekiple yakın bir iletişim içerisinde olmalıdır. Kanser evresindeki psikolojik reaksiyonlar ve gelişebilecek psikiyatrik hastalıkları ve kullanılacak tedavi yöntemlerini bilmelidir. Gerekirse kullanılacak psikiyatrik ilaçların kanser tedavisindeki kullanılan ilaçlarla etkileşimine hakim olmalıdır. Tedavi süresinde hasta ve bakım veren kişi ve ya aile bilgilendirilmeli ve gerekirse onlardaki zorluklarla baş etmelerinde yardımcı olmalıdır. Kanser tedavilerinde kullanılan bazı ilaçlar ve kanserin son evrelerinde hastalarda psikotik reaksiyonlar ve delirium ortaya çıkabilir bu durumların acilen tedavi edilmesi gerekmektedir.”