Hayvana yönelik şiddet, psikiyatrik bir rahatsızlıktan kaynaklanabildiği gibi, kasten de gerçekleştirilebiliyor. Şiddet uygulamanın tek nedeni olmadığını belirten uzmanlar, yaşanan her olayın “hastalık” olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, hayvanlara yönelik şiddet olaylarını değerlendirdi.
Pervasızca uygulanan şiddet, yasalara uygun şekilde cezalandırılmalıdır
Bazı psikiyatrik hastalıklarda şiddetin bir belirti olarak ortaya çıkabileceğini belirten Erinç, “Ancak unutulmamalıdır ki her şiddet uygulayan kişi psikiyatrik hasta değildir. Hastalık tedavi edilir, pervasızca uygulanan şiddet ise yasalara uygun bir şekilde cezalandırılmalıdır. Her şiddeti hastalık ile ilişkilendirmek sosyopatların alanını genişletir ve yasaların caydırıcılığını tehdit altına alabilir bu konuya özellikle dikkat etmek gerekir” şeklinde konuştu.
Her olay, iç dünyamızda farklı duyguları harekete geçiriyor
“Her olay, her haber, aslında kendi iç dünyamızda dokunduğu yere hatırlattığı geçmiş deneyime göre farklı duyguları harekete geçirir” diyen Erinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bahsi geçen haber özeline bakarsak, benzer yaşta siyah bir köpeğe bakım veren kişilerdeki duygusal yansıması ile köpek fobisi olan birindeki yansıması aynı oranda olmayabilir. Ancak hepimizde harekete geçirdiği ortak şey; vicdan, acı duygusu ve hüzündü. “Şiddet budur” dedirtti. Yine olay özeline dönersek bir kısmımız suçluluk duygusu hissetti. O küçücük yavru köpeği hep beraber koruyamamamıştık. Yine bu suçluluk çerçevesinde onu melek ilan ettik ve resimlerde başına çizdiğimiz hare ile rahatlamaya çalıştık. Sonra bu da yetmedi vahşice kopartılan bacaklarını bir kazaya ihale ederek hep beraber rahatlamaya çalıştık, bir insan bunu yapmış olamazdı; inkar ettik.”
Şiddetin ortak tarafları: Acıyı anlamamak, empati yoksunluğu ve vicdansızlık
Şiddet uygulamanın tek bir neden ile tarif edilemeyeceğini söyleyen Erinç, “Örneğin hayvanlar aleminde aç bir hayvanın diğerine açlığını gidermek için saldırması doğal hayatta kalma çabası olarak karşılanabilir. Şiddet; cinayet, işkence, darp, savaş, terör, baskı, sindirme, tehdit, şantaj vb. tüm davranışları kapsayabilir. Bedensel saldırıyı, şiddeti diğerlerinden ayırt etmek kolaydır. Şiddet kavramının kökeninde güç yatar. Fizik ya da psikolojik ölçütlere göre de güç; yaratıcılığın, gelişmenin, iyiliğin aracı olabileceği gibi, başlı başına kötülüğün de aracı olabilir. Bunlar dışında şiddet kişinin kendine yönelik (öz kıyım, bedene zarar verici self mutilasyon davranışı) ya da dışarıya yönelik (canlı veya cansıza; amaçlı veya amaçsız) olmak üzere iki temel görünümde değerlendirilebilir. Şiddet davranışı, farklı görünümlerde toplumda karşımıza çıkar. Toplumdaki şiddet görünümünün ortak olan tarafları; karşısındaki kişi veya canlının acısını anlamamak, empati yoksunluğu ve vicdansızlık olarak tanımlanabilir” dedi.