Yakınların kaybı, kaza, deprem ve savaş gibi aniden gelişen bir olaydan sonra ortaya çıkan Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) kişinin hayatını olumsuz etkilemektedir. Travmatik süreci en sağlıklı hale getiren sürecin yas süreci olduğunu kaydeden uzmanlar, bu dönemin en sağlıklı şekilde yaşanması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, “Yası dolu dolu yaşamak, bu olayın TSSB’ye dönmeden yaşantılanmasına yardımcı olacağına dikkat çekti.
Bu depremin dünya tarihinde en şiddetli depremlerden birisi olduğuna değinen Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘’Üstelik 9 saat ara ile 2 deprem olması çok büyük yıkıma ve çok büyük kayıplar sebep oldu. Kayıp çocuklar, hala ulaşılamayan binalar var.
Bu deprem insanlarda şok etkisi yaptı. O bölgede yaşayan insanlarda birincil travma, tüm Türkiye'de de ikincil travma yaptı. Türkiye uzun süre bunun şokunu yaşayacak. Bunu bilmek gerekir. Bu dönemde afetlerde, şok yaşantılarında psikiyatrinin önerdiği yöntem akut (yas) dönemi geçtikten sonra hızlı normalleşmedir. Hızlı normalleşmeyi devam ettirmek için travmayı küçültmek gerekir. 4-6 hafta içerisinde travmayı küçülerek kayıpların, yaşanan şokun hatırasını yaşatıp yola devam etmek gerekir." dedi.
Ne Zaman Bir Uzmandan Destek Alınmalı?
Yas dönemlerinde kişilerin göstermiş olduğu belli başlı tepkiler vardır. Bunlardan bazıları öfkedir, pazarlıktır, depresif oluş yani çökkünlüktür ve daha sonra kabullenme sürecine geçilir. Dolayısıyla kişilerin bu dönem içerisinde öfkesinin, isyanının, pazarlığının ve depresif çöküş içerisinde olması oldukça normaldir. Fakat 3 ayı geçkin bir süreye rağmen hala benzer tepkiler gösteriliyorsa o zaman bir uzmandan destek alınması gerekmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğunun önlenmesinde psikolojik sağlamlık oldukça önemlidir. Bu süreçlerin içerisinde tabii ki olayların anlayışı, kişilerin algılayışı ve psikolojik sağlamlık oldukça önemlidir. Bir kişinin travma sonrası stres bozukluğuna yakalanmaması için mücadele ettiği o stres faktörlerine yönelik, koruyucu faktörlerinin de oldukça fazla olması gerekir. Bu koruyucu faktörlerin içinde sosyal desteğin de oldukça önemli olduğunu söylemek gerekir.