“İnflamatuar bağırsak hastalığı (İBH)” adıyla tanımlanan ülseratif kolit ve Crohn hastalığı, gizemli şekilde meydana geliyor. Bu hastalıkların bilinmeyen sebepler ve ortak şikâyetlerden dolayı birbirleri ile ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, bağırsak hastalıklarından korunmak için dengeli beslenme ve gereksiz antibiyotik kullanımından uzak durulmasının altını çizdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Murat KOCA, ülseratif kolit ve Crohn hastalığına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Murat KOCA, “Ülseratif kolit (ÜK) ve Crohn hastalığı (CH) adındaki iki gizemli hastalık öne çıkar ve inflamatuar bağırsak hastalığı (İBH) adıyla tanımlanır” diyerek, bu hastalıkların bilinmeyen bir sebep ve gelişim, ortak şikâyetler ve çakışan yapısal özellikler dolayısı ile birbirleri ile ilişkili olduğunu belirtti.
[habersade=genel-cerrahi]
Ülseratif kolit, daha çok gelişmiş ülkelerde görülüyor
Ülseratif kolitin daha çok gelişmiş ülkelerde görüldüğünü belirten Özer, “Hastalığın aktivitesinde mevsimsel değişiklikler görülmektedir ve başlangıçları ile nüksleri Ağustos ve Ocak aylarında daha fazladır. Her ne kadar ülseratif kolitin nedeni bilinmese de endüstrileşmiş ülkelerdeki sıklığı ve düşük risk alanlarından yüksek risk alanlarına geçenlerdeki görülme artışı çevresel etkileri düşündürmektedir. Liften fakir diyet, kimyasal gıda katkıları, rafine şekerler ve inek sütünün yatkınlık oluşturduğu düşünülmektedir. Ancak bunların kesin rolü ortaya konmamıştır” dedi.
Aile hikâyesi, büyük rol oynuyor
Aile hikâyesinin bu hastalıklar için en önemli risk faktörleri olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ahmet Murat KOCA, “Hem ÜK hem de CH oral kontraseptif kullanan kadınlarda, kullanılmayanlardan daha sıktır” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Klinik Bulgular: ÜK ve CH sıklıkla benzer bulgular verir. Her ikisi de ishal ve yapışkan salgı ile ortaya çıkabilir. Makattan kanama CH’da görülse de ÜK’te daha sıktır. Birdenbire başlayan ÜK de hastalar karın ağrısından şikâyet etseler de CH’daki kadar ağır değildir. Perional hastalıklar ÜK’da nadirken, CH’nın tek bulgusu olabilir. CH’da fissür, fistül, apse gibi hastalıklar daha sık oluşur.
Ülseratif kolit, kolokteral kansere yol açıyor
Bağırsakların inflamatuvar bağırsak hastalığı (İBH) tanısı için kalan ve rektumun bağırsak endoskopik muayenesi esastır. ÜK’in en önemli sonuçlarından bir tanesi kolorektal kanser gelişmesidir. En önemli risk faktörleri; uzun süreli hastalık ve inflamasyon ciddiyeti olmaktadır. Kanser riski hastalığın süresiyle artmaktadır. 25 yılda %25’e, 40 yılda %65’e ulaşmaktadır.
Ülseratif kolitin medikal tedavisi çok gelişim göstermiştir. Aminosalisilatlar, kortikosteroidler, immünomodülatörler, biyolojikler gibi tedavi grupları akut kolit ataklarının bakım etkinliğini ve kronik idamesini belirgin olarak ilerletmişlerdir. Tedaviye direnç, kolonda displazi-karsinom, masif kolonik kanama, toksik megakolon durumlarında cerrahi tedavi endikasyonu ortaya çıkar.
Crohn koliti belirtileri: Karın ağrısı, ishal ve kilo kaybı
“Crohn kolitinde (CH) en çok kabul görülen üç teori; enjeksiyöz ajanlara yanıt, antijenlere maruziyeti artıran defektif mukoza ve yenilen besinleri anormal konak cevabıdır” diyen Yrd. Doç. Dr. Ahmet Murat KOCA, “Burada en çok dikkat edilmesi gereken doğal olmayan yapısı bozulmuş endüstiriyel besin olarak sunulmuş maddelerdir. Sigaranın da CH için bir risk faktörü olduğu görülmektedir, oral kontraseptif kullanımı riski artırmaktadır. Karakteristik belirti üçlüsü; karın ağrısı, ishal ve kilo kaybıdır. Sıklıkla viral gastroenterit veya irritabl belirtiler; iştahsızlık, ateş ve tekrarlayan aftöz ülserlerdir. Anüste fistül, fissür, ödemli çilt kalıntıları varlığı CH tanısını da düşündürmektedir. Tanısında klinik, kolonoskopi ve radyografi gibi tanısal incelemelerin kombine yapılması önemlidir” şeklinde konuştu.
Bağırsak hastalıklarından korunmak için, bu önerilere dikkat!
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Murat KOCA, “Crohn kolitinin tedavisinde medikal tedavi daha ön plandadır. Tedavi hastalığın şiddetine göre, akut hastalığın tedavisi ve idame tedavisi olarak düzenlenmektedir. Tedaviye direnç, bağırsak tıkanıklığı, karın içi apse, fistüller, fulminan kolit, toksik megakolon, masif kanama, kanser, büyüme geriliği gibi durumlarda cerrahi tedavi endikasyonu doğmaktadır” diyerek, Bağırsak hastalıklarından korunma için dikkat edilecek tedbirleri şu şekilde sıraladı:
1.”Doğal, dengeli gıda alımı
2.Gereksiz antibiyotik kullanmama
3.Kimyasal katkılı, yapısı bozulmuş gıda diye sunulan yiyeceklerden uzak durulması
4.Kolonoskopiden çekinilmemesi
5.Kesinlikle erkenden hekime, sağlık kuruluşuna başvurma ile erken tanı ve takibin ihmal edilmeden yapılmasına özen gösterilmesi.”