Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak, Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir? alanındaki ilgili içeriklere kolayca ulaşabilirsiniz.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını ve bu düşüncelerin yarattığı duygusal tepkileri değiştirmeyi hedefleyen, kanıta dayalı bir psikoterapi yöntemidir. BDT, insanların yaşadıkları olaylara verdikleri tepkilerin, olayın kendisinden çok, bu olaylara dair düşünceleri tarafından şekillendiği prensibine dayanır. Bu terapi yönteminde, bireyler olumsuz veya işlevsiz düşüncelerini fark etmeyi ve bu düşünceleri daha gerçekçi ve olumlu olanlarla değiştirmeyi öğrenirler. Aynı zamanda, bireyin duygusal durumunu iyileştirmek için davranışlarını da gözden geçirmesi ve olumsuz davranış kalıplarını daha sağlıklı olanlarla değiştirmesi teşvik edilir. Depresyon, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk gibi çeşitli ruhsal sorunların tedavisinde etkili olan BDT, genellikle kısa süreli ve hedefe yönelik bir terapi sürecidir.

Bilişsel Davranışçı Terapi Aşamaları Nelerdir?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmeyi hedefleyen bir süreçtir ve genellikle belirli aşamalarla uygulanır. İşte BDT’nin genel aşamaları:

Değerlendirme ve Sorun Tespiti: İlk aşamada, terapist ve danışan, bireyin yaşadığı sorunları belirlemek için birlikte çalışır. Bu süreçte, bireyin olumsuz düşünce kalıpları, duygusal tepkileri ve bu tepkilerin yaşamını nasıl etkilediği üzerinde durulur. Terapist, detaylı bir değerlendirme yaparak danışanın ihtiyaçlarını ve tedavi hedeflerini belirler.

Psiko-eğitim: BDT’nin bir parçası olarak bireye, düşüncelerin duygular ve davranışlar üzerindeki etkisi anlatılır. Terapist, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını anlamasına yardımcı olur ve bu düşüncelerin nasıl işlevsel olmayan duygusal tepkilere yol açtığını açıklar. Bu süreçte, bireye BDT'nin temel ilkeleri öğretilir.

Düşünce İzleme ve Farkındalık: Bu aşamada, bireyden olumsuz düşüncelerini ve bu düşüncelerin tetiklediği duyguları tanımlaması istenir. Danışan, düşüncelerini kaydederek veya farkındalık uygulamaları yaparak bu düşünce ve duygusal tepkileri izlemeyi öğrenir. Terapist, bireyin düşünce kalıplarını sorgulamasına yardımcı olur.

Düşünce Yeniden Yapılandırma: Birey, olumsuz ve işlevsiz düşüncelerini tanıdıktan sonra, bu düşünceleri daha gerçekçi ve olumlu düşüncelerle değiştirme sürecine geçer. Terapist, bireyin otomatik düşüncelerini test etmesine ve alternatif bakış açıları geliştirmesine destek olur.

Davranışsal Deneyler: Bu aşamada, birey düşünce değişikliklerine paralel olarak davranışlarını da değiştirmeye başlar. Davranışsal deneyler veya maruz kalma teknikleri kullanılarak, bireyin kaçındığı durumlarla yüzleşmesi ve yeni davranışlar geliştirmesi teşvik edilir. Bu, bireyin korkularını veya olumsuz inançlarını gerçek yaşamda test etmesine yardımcı olur.

Sonlandırma ve Geri Dönüş Önleme: Terapi süreci ilerledikçe, birey elde ettiği kazanımları nasıl sürdüreceğini öğrenir. Terapist, bireye bu becerileri gelecekte de nasıl kullanacağı konusunda rehberlik eder ve gerilemelerin önüne geçmek için stratejiler geliştirir. Terapi sonlandırılmadan önce, bireyin kazandığı farkındalıklar ve beceriler pekiştirilir.
BDT'nin bu aşamaları, bireylerin hem kısa hem de uzun vadede sağlıklı düşünce ve davranış kalıpları geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlar.

Bilişsel Davranışçı Terapi Ne İşe Yarar?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireylerin düşünce, duygu ve davranış kalıplarını değiştirmeye yönelik etkili bir terapi yöntemidir ve pek çok alanda fayda sağlar. İşte BDT’nin sağladığı başlıca yararlar:

Olumsuz Düşünceleri Değiştirme: BDT, bireylerin olumsuz, işlevsiz ya da gerçek dışı düşüncelerini fark etmelerine ve bu düşünceleri daha gerçekçi, olumlu düşüncelerle değiştirmelerine yardımcı olur. Bu, bireyin ruh halini iyileştirir ve daha sağlıklı kararlar almasını sağlar.

Duygusal İyilik Hali Sağlama: BDT, kişinin olumsuz duygusal tepkilerini kontrol altına almasına yardımcı olur. Anksiyete, depresyon, öfke veya stres gibi duygusal sorunların yönetilmesinde etkili bir yöntemdir. Duygusal farkındalığı artırarak, bireyin bu duygularla başa çıkma becerilerini geliştirir.

Davranışsal Değişiklikler Yapma: Bireyin olumsuz davranış kalıplarını değiştirmesi için fırsat sunar. Örneğin, kaçınma davranışlarını azaltarak bireyi korkularıyla yüzleşmeye teşvik eder ve daha işlevsel davranışlar geliştirmesini sağlar.

Problem Çözme Becerilerini Geliştirme: BDT, bireylere sorunlarını daha yapıcı bir şekilde ele alma becerisi kazandırır. Sorunların altında yatan düşünce ve inançları sorgulatarak, daha etkili ve mantıklı çözüm yolları bulmayı öğretir.

Psikolojik Bozuklukların Tedavisi: Depresyon, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), yeme bozuklukları gibi birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde oldukça etkilidir. BDT, bireyin semptomlarını hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadeli iyileşme sağlar.

Kendi Kendine Yardım: BDT, bireylere kendi düşünce ve davranışlarını sorgulama ve değiştirme becerisi kazandırdığı için, terapi süreci sona erdikten sonra da bireyin kendisine yardımcı olmasına olanak tanır. Bu, yaşamın ilerleyen dönemlerinde karşılaşılan stresli durumlarla daha iyi başa çıkmayı sağlar.

Sonuç olarak, BDT, bireyin psikolojik esenliğini artıran, duygusal ve davranışsal sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olan, kanıta dayalı bir yaklaşımdır.

Bilişsel Davranışçı Terapi Nasıl Uygulanır?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), belirli bir yapı ve stratejiye dayalı olarak uygulanır. BDT’nin uygulama süreci, danışanın sorunlarına odaklanarak, bireyin düşünce, duygu ve davranışlarını analiz etmek ve bu süreçleri değiştirmeyi amaçlayan teknikler üzerine kuruludur. İşte BDT'nin uygulama adımları:

İlk Görüşme ve Değerlendirme: Terapi sürecinin ilk adımı, danışanın yaşadığı sorunun değerlendirilmesiyle başlar. Terapist, danışanın sorunlarını, düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını anlamak için detaylı bir görüşme yapar. Bu değerlendirme sonucunda, bireyin terapi hedefleri belirlenir.

Sorun Alanlarının Belirlenmesi: Terapist ve danışan, bireyin yaşadığı sorunları ve bu sorunlara neden olan düşünce kalıplarını tespit eder. Bu aşamada, hangi düşünce ve davranışların danışanın yaşamını olumsuz etkilediği netleştirilir.

Psiko-eğitim: Terapist, bireye BDT'nin temel prensiplerini ve nasıl çalıştığını öğretir. Bu süreçte, birey düşüncelerinin, duygularının ve davranışlarının nasıl birbiriyle ilişkili olduğunu öğrenir. Ayrıca, terapinin nasıl ilerleyeceği ve hedeflerinin ne olduğu konusunda bilgi alır.

Düşünce ve Duygu İzleme: Terapist, danışandan, olumsuz otomatik düşüncelerini ve bu düşüncelerin neden olduğu duygusal tepkileri fark etmeyi öğrenmesini ister. Bu aşamada, birey genellikle düşünce kayıtları tutarak, belirli olaylar karşısında aklına gelen olumsuz düşünceleri not eder ve bu düşüncelerin nasıl duygusal tepkilere yol açtığını analiz eder.

Düşünce Yeniden Yapılandırma: Olumsuz düşünce kalıplarını fark eden birey, bu düşünceleri sorgulama ve alternatif, daha sağlıklı düşünceler geliştirme aşamasına geçer. Terapist, danışana bu olumsuz düşünceleri gerçekçi bir bakış açısıyla ele almayı öğretir. Bu süreç, olumsuz inançların değiştirilmesine ve daha olumlu düşüncelerin benimsenmesine yardımcı olur.

Davranışsal Değişiklik: Düşünce değişikliğine ek olarak, danışanın olumsuz davranış kalıplarını da değiştirmesi teşvik edilir. Örneğin, kaçınma davranışları yerine, birey daha sağlıklı ve yapıcı davranışlarda bulunmaya yönlendirilir. Terapist, bireyin davranışlarını test etmesi için küçük görevler veya "davranışsal deneyler" planlayabilir.

Geribildirim ve İlerleme Takibi: Her oturumda, danışanın ilerlemesi gözden geçirilir. Terapist, bireyin hedeflerine ne ölçüde yaklaştığını ve hangi alanlarda ek çalışma yapılması gerektiğini değerlendirir. Bu süreçte, terapistin geri bildirimleri, bireyin kendini geliştirmesi ve uyguladığı teknikleri güçlendirmesi açısından önemlidir.

Sonlandırma ve Geri Dönüş Önleme: Terapinin son aşamasında, danışanın öğrendiği becerileri yaşam boyu nasıl uygulayacağı üzerinde durulur. Terapist, danışanın tekrar olumsuz düşüncelere ve davranışlara dönmesini engelleyecek stratejiler geliştirir. Ayrıca, danışanın kendi kendine yardım becerilerini sürdürmesi ve terapi sonrasında karşılaşabileceği sorunlarla başa çıkabilmesi için rehberlik sunulur.
BDT genellikle yapılandırılmış, kısa süreli ve hedef odaklı bir terapi sürecidir. Her bireyin ihtiyacına göre uyarlanır ve bireyin kendi düşünce ve davranışlarını fark etmesine, bunları değiştirmesine yardımcı olur.

Bilişsel Davranışçı Terapi Teknikleri Nelerdir?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) teknikleri, bireylerin olumsuz düşünce, duygu ve davranış kalıplarını değiştirmeyi amaçlar. Bu teknikler, bireyin işlevsiz düşünce süreçlerini fark etmesine ve daha olumlu, yapıcı stratejiler geliştirmesine yardımcı olur. İşte BDT’de yaygın olarak kullanılan bazı teknikler:

1. Düşünce Kayıtları (Otomatik Düşünceleri Belirleme)
Bu teknikte birey, gün içinde karşılaştığı stresli ya da olumsuz olaylara verdiği düşünce ve duygusal tepkileri yazarak kaydeder. Otomatik olarak ortaya çıkan olumsuz düşünceler, bireyin duygularını ve davranışlarını nasıl etkilediğini gösterir. Bu yöntem, olumsuz düşünceleri fark etme ve sorgulama sürecinde önemli bir adımdır.

2. Bilişsel Yeniden Yapılandırma
Bilişsel yeniden yapılandırma, bireyin olumsuz ve işlevsiz düşüncelerini tanımasını ve bu düşünceleri daha gerçekçi ve olumlu düşüncelerle değiştirmesini sağlar. Terapist, danışana olumsuz düşüncelerini sorgulama ve alternatif düşünceler geliştirme konusunda rehberlik eder. Örneğin, bir olay karşısında “başarısızım” gibi bir düşünceyi “bu sefer olmadı, ama yine de öğrenme fırsatı buldum” gibi daha pozitif bir bakış açısıyla değiştirmeye yardımcı olur.

3. Maruz Bırakma Terapisi
Bu teknik, bireyin korku ya da kaçınma davranışlarını azaltmayı hedefler. Danışan, korktuğu ya da kaygılandığı duruma adım adım ve güvenli bir şekilde maruz bırakılır. Örneğin, sosyal anksiyete yaşayan bir birey, önce küçük gruplarla konuşmayı deneyebilir ve zamanla daha büyük topluluklara hitap edebilir. Maruz bırakma terapisi, korkunun etkisinin azalmasını sağlar.

4. Davranışsal Aktivasyon
Depresyon yaşayan bireylerin, zevk aldıkları veya keyif aldıkları aktivitelerden uzaklaşmalarına sıkça rastlanır. Davranışsal aktivasyon tekniği, bireyin hoşlandığı, kendisine mutluluk veren aktiviteleri yeniden hayatına katmasını teşvik eder. Bu teknik, bireyin davranışlarını değiştirmeye odaklanarak depresif semptomların azalmasına yardımcı olur.

5. Probleme Odaklı Çözümleme
Bu teknik, bireylere sorun çözme becerilerini geliştirmeyi öğretir. Kişinin karşılaştığı belirli bir problemi adım adım ele alarak, olası çözümleri düşünmesine ve bunlar arasında en uygun olanını seçmesine yardımcı olur. Sorunun nedenlerini anlamak ve alternatif çözüm yolları üretmek, bireyin problem çözme yeteneğini güçlendirir.

6. Davranışsal Deneyler
Bu teknik, bireyin inançlarının ve düşüncelerinin ne kadar doğru olduğunu test etmeyi içerir. Kişi, gerçek hayatta bir deney yaparak olumsuz düşüncelerini sınar. Örneğin, bir kişinin “hiç kimse beni dinlemiyor” şeklinde bir düşüncesi varsa, terapist bu inancı test etmek için kişinin bir toplantıda görüşlerini paylaşmasını ve sonuçlarını gözlemlemesini isteyebilir.

7. Zihinsel Görselleştirme
Bu teknikte birey, yaşadığı sıkıntılı bir durumu zihninde canlandırır ve bu duruma karşı yeni, daha yapıcı tepkiler geliştirmeye çalışır. Örneğin, bir sınavdan korkan birey, sınav anını zihninde canlandırarak kendisini sakin ve başarılı bir şekilde soruları çözerken hayal eder. Bu yöntem, stresle başa çıkma becerilerini güçlendirir.

8. Gevşeme Teknikleri
Gevşeme ve nefes alma egzersizleri, bireylerin kaygı ve stresle başa çıkmasına yardımcı olur. Bu tekniklerde, bireye nefes kontrolü, kas gevşetme ve meditasyon gibi yöntemler öğretilir. Bu teknikler, özellikle anksiyete ve stres bozukluklarında oldukça etkilidir.

9. Zihinsel Filtreleme ve Yeniden Çerçeveleme
Bu teknik, bireyin belirli bir olayın sadece olumsuz tarafına odaklanmasını önlemeyi amaçlar. Terapist, bireyin olumlu yönleri gözden kaçırmasını engelleyerek olaylara daha dengeli bir bakış açısı geliştirmesini sağlar. Bu teknik, bireyin daha geniş bir perspektiften bakmasını sağlar ve düşüncelerine yeni bir çerçeve kazandırır.

10. Duygusal Regülasyon
BDT, bireylerin duygularını daha iyi yönetmelerine ve aşırı duygusal tepkilerini kontrol altına almalarına yardımcı olur. Bu teknik, bireyin duygularını tanıması, duygusal tepkilerinin yoğunluğunu azaltması ve daha dengeli duygusal tepkiler vermesi için beceriler kazandırır.

Bu teknikler, terapistin danışanın ihtiyaçlarına göre uyarladığı yöntemlerdir ve BDT sürecinde kişinin olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmesine yardımcı olur.

Bilişsel Davranışçı Terapinin Diğer Terapilerden Farkları Nelerdir?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), diğer psikoterapi türlerinden çeşitli yönleriyle ayrılır. İşte BDT'nin diğer terapilerden başlıca farkları:

1. Kısa Süreli ve Hedef Odaklı Olması
BDT, genellikle kısa süreli bir terapi yöntemidir ve belirli bir hedefe yönelik olarak yapılandırılır. Birçok psikoterapi yöntemi uzun vadeli olabilirken, BDT birkaç ay süren, haftalık veya iki haftada bir yapılan oturumlarla bireyin sorunlarına odaklanır. Danışanın belirlenen sorunları üzerinde yoğun bir şekilde çalışılır ve sürecin sonunda bireyin bağımsız olarak bu teknikleri uygulaması hedeflenir.

2. Kanıta Dayalı Olması
BDT, bilimsel olarak en çok desteklenen terapi yöntemlerinden biridir. Yıllar içinde birçok araştırma, BDT’nin depresyon, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir. Diğer terapi yöntemleri, daha az sistematik bir yapıya sahip olabilir ve bilimsel araştırmalarla desteklenmeyebilir.

3. Düşünce ve Davranış Üzerine Odaklanması
BDT, düşünceler, duygular ve davranışlar arasındaki ilişkiye odaklanır. Bireyin olumsuz düşünceleri, bu düşüncelerin duygusal sonuçları ve bu düşüncelerin davranışsal yansımaları analiz edilir. Diğer terapiler, daha çok bireyin geçmiş deneyimlerine, bilinçdışı süreçlerine veya ilişkisel dinamiklerine odaklanabilirken, BDT düşünceleri yeniden yapılandırarak bireyin şu anki yaşamına ve davranışlarına odaklanır.

4. Yapılandırılmış ve Yönlendirilmiş Olması
BDT, oldukça yapılandırılmış bir terapi türüdür. Terapist, belirli bir plan ve çerçeve doğrultusunda danışanı yönlendirir ve her oturumda net hedefler belirlenir. Diğer terapiler, daha serbest, yönlendirici olmayan ve danışanın kendi hızında ilerlediği bir süreç sunabilir. Örneğin, psikanaliz veya insan merkezli terapiler, bireyin kendini ifade etmesine daha fazla zaman tanır ve yapılandırılmış bir ilerleme sunmaz.

5. Danışanın Aktif Katılımı
BDT’de danışan, terapi sürecinde oldukça aktif bir rol oynar. Oturumlar sırasında belirlenen görevler ve ödevler, bireyin günlük yaşamına uygulanır. Terapinin dışında yapılan bu ödevler, danışanın kendi düşünce ve davranışlarını test etmesine olanak tanır. Diğer terapilerde, danışanın katılımı daha pasif olabilir ve terapi seansları, içsel keşif üzerine odaklanabilir.

6. Sorun Çözme ve Beceri Geliştirme
BDT, bireylere sorun çözme becerileri kazandırmayı hedefler. Bu terapide birey, sadece duygusal sorunlarını çözmekle kalmaz, aynı zamanda düşüncelerini sorgulama ve davranışlarını değiştirme becerileri geliştirir. Diğer terapiler, bireyin duygusal farkındalığını artırmayı veya geçmiş deneyimlerine odaklanarak bu deneyimlerin nasıl etkilediğini anlamayı amaçlayabilir.

7. Gelecek ve Şu Ana Odaklanma
BDT, bireyin şu anki düşünce ve davranış kalıplarına odaklanır ve bu kalıpların gelecekte nasıl değiştirileceği ile ilgilenir. Geçmiş olaylar sadece danışanın mevcut düşünce ve davranışlarını anlamak için kullanılır, ancak geçmişin derinlemesine analizi diğer terapi türlerinde olduğu kadar vurgulanmaz. Psikanaliz gibi bazı terapiler ise geçmiş yaşantılara ve bilinçdışı süreçlere daha fazla önem verir.

8. Öz Yönetim ve Kendi Kendine Yardım Odaklılık
BDT, bireylere kendi başlarına düşünce ve davranışlarını değiştirme becerisi kazandırmayı hedefler. Terapi sürecinin sonunda danışan, BDT tekniklerini kendi kendine uygulayabilecek bir düzeye gelir. Bu, danışanın bağımsız bir şekilde sorunlarını yönetmesine olanak tanır. Diğer terapilerde, birey terapiste daha uzun süre bağlı kalabilir ve öz yönetim becerilerinden çok terapistin rehberliği ön planda olabilir.

9. Duygusal Odaklanmadan Çok Bilişsel Odaklanma
BDT, duygusal tepkilerden çok düşünceler üzerine odaklanır. Bireyin duygusal durumlarının, düşüncelerinin bir sonucu olduğu varsayımına dayanır. Diğer terapiler, özellikle duygulara daha fazla odaklanabilir ve bireyin duygusal deneyimlerini anlamaya, bu duyguları kabul etmeye ve ifade etmeye yönelik olabilir. Örneğin, Gestalt terapi veya insan merkezli terapi, daha duygusal bir yaklaşım benimseyebilir.

Bu farklılıklar, BDT'nin diğer terapi türlerinden nasıl ayrıldığını ve hangi durumlarda daha etkili olabileceğini göstermektedir. BDT, yapılandırılmış, hedef odaklı ve aktif bir yaklaşım sunarak bireyin düşüncelerini ve davranışlarını değiştirmeyi amaçlayan bir terapi türüdür.

Bilişsel Davranışçı Terapi Ne Kadar Sürer?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), genellikle kısa süreli ve hedef odaklı bir terapi yöntemidir. Ancak, tedavi süresi bireyin yaşadığı sorunların türüne, şiddetine ve kişisel ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak, BDT şu şekilde uygulanır:

1. Kısa Süreli Terapi:
BDT’nin yaygın olarak kullanılan formatı kısa süreli olmasıdır. Çoğu durumda, terapi 5 ila 20 seans arasında sürebilir. Özellikle anksiyete, depresyon veya stres gibi belirli psikolojik sorunlar için BDT genellikle 10-15 seanslık bir süre içerisinde uygulanır. Bu süreç, danışanın belirli bir hedef doğrultusunda ilerlemesini ve sorunlarının çözümüne odaklanmasını sağlar.

2. Seansların Sıklığı:
BDT seansları genellikle haftada bir yapılır. Bu, bireyin terapi sırasında öğrendiklerini uygulaması ve bir sonraki seansa kadar kendi deneyimlerini gözden geçirme fırsatı sunar. Bazı durumlarda, danışanın ihtiyacına göre seanslar daha sık ya da seyrek olabilir.

3. Sorunların Türüne Göre Süre:
BDT’nin süresi, danışanın yaşadığı sorunların karmaşıklığına bağlı olarak değişir. Örneğin; Depresyon ve anksiyete gibi yaygın psikolojik sorunlar için terapi genellikle 10-15 seans sürer.
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya yeme bozuklukları gibi daha karmaşık sorunlar için tedavi süresi daha uzun olabilir ve 20 veya daha fazla seansa yayılabilir.

4. Bireysel İhtiyaçlar:
Her bireyin terapi sürecine verdiği yanıt farklıdır. Bazı kişiler birkaç seans içinde önemli ilerlemeler kaydederken, bazıları için daha uzun bir süreye ihtiyaç duyulabilir. Danışanın terapiden elde ettiği sonuçlar ve hedeflere ulaşma hızı, terapinin süresini belirleyen önemli faktörlerdendir.

5. Uzun Vadeli İzleme:
BDT’nin amacı, bireyin kendi kendine yardım becerilerini geliştirmesidir. Terapi sona erdikten sonra danışan, BDT tekniklerini günlük yaşamında kullanarak iyileşmeyi sürdürebilir. Bazı durumlarda, danışanlar belirli aralıklarla izleme seanslarına katılabilirler. Bu seanslar, kazanılan becerilerin pekiştirilmesi ve olası gerilemelerin önlenmesi için yapılır.
Özetle, BDT genellikle kısa süreli bir tedavi olup, ortalama 10-20 seans arasında tamamlanır. Ancak tedavi süresi, bireyin ihtiyaçlarına ve yaşadığı sorunların doğasına göre esneklik gösterebilir.

Bilişsel Davranışçı Terapinin Riskleri Nelerdir?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) genellikle güvenli ve etkili bir tedavi yöntemi olarak kabul edilir, ancak her terapide olduğu gibi bazı potansiyel riskler veya zorluklar da bulunmaktadır. İşte BDT’nin taşıyabileceği bazı riskler:

1. Geçici Duygusal Rahatsızlık:
BDT sırasında, birey olumsuz düşüncelerini, travmalarını veya zor duygularını ele almak zorunda kalabilir. Bu süreç, başlangıçta duygusal olarak rahatsız edici olabilir ve kişi kısa süreli olarak daha fazla stres, anksiyete veya depresyon hissedebilir. Bu, özellikle zorlayıcı deneyimleri yeniden gözden geçirme aşamalarında yaşanabilir.

2. Zorlayıcı Değişim Süreci:
BDT, bireyin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye odaklandığı için, kişisel değişim bazen zorlayıcı olabilir. Birey, alışkanlıklarını değiştirmekte veya yeni düşünme biçimlerini benimsemekte zorlanabilir. Bu süreç, özellikle terapi başlangıcında dirençle karşılanabilir ve kişi için zorlayıcı olabilir.

3. Başarısızlık Hissi:
BDT’de danışandan aktif bir katılım beklenir. Düşünce kayıtları tutma, davranışsal deneyler yapma gibi ev ödevleri vardır. Birey, bu ödevleri tamamlayamazsa ya da beklenen ilerlemeyi gösteremezse, terapi sürecinde başarısız olduğunu düşünebilir ve bu da hayal kırıklığına yol açabilir.

4. Kısa Süreli Stres Artışı:
BDT sırasında bireyin, kaçındığı ya da korktuğu durumlarla yüzleşmesi gerekebilir. Bu durumlar arasında sosyal anksiyete, fobiler veya travmatik olaylar olabilir. Terapide bu konularla doğrudan yüzleşmek, bireyin kısa vadede daha fazla stres ve endişe yaşamasına neden olabilir. Maruz bırakma teknikleri, özellikle ilk aşamalarda birey için kaygı verici olabilir.

5. Yanlış Yorumlama Riski:
Birey, BDT tekniklerini yanlış bir şekilde uyguladığında veya terapide yeterli rehberlik almadığında, düşüncelerini daha da olumsuz hale getirme riski taşıyabilir. Örneğin, düşüncelerini sorgularken kendini daha fazla eleştirip, suçluluk veya yetersizlik hissini artırabilir.

6. Her Sorun İçin Uygun Olmayabilir:
BDT, birçok psikolojik rahatsızlık için etkili olsa da, her birey için uygun olmayabilir. Kişinin derin travmalar veya karmaşık kişilik bozuklukları gibi sorunları varsa, BDT’nin kısa süreli ve yapılandırılmış yapısı, bu tür derinlemesine sorunların ele alınmasında yetersiz kalabilir. Bazı durumlarda, daha uzun vadeli veya farklı bir terapi yöntemi gerekebilir.

7. İlişkisel Sorunlar:
BDT, bireysel odaklı bir terapi olduğu için, kişi düşünce ve davranışlarını değiştirdiğinde yakın çevresiyle (aile, arkadaşlar, partner) ilişkilerinde değişiklikler olabilir. Bireyin çevresi bu değişikliklere alışmakta zorlanabilir veya olumsuz tepkiler verebilir, bu da ilişkilerde kısa süreli gerginliklere yol açabilir.

8. Duygusal Bütünlük ile İlgili Endişeler:
BDT, daha çok bilişsel süreçlere ve davranışlara odaklandığı için, bazı bireyler duygusal derinliği yeterince ele almadığını düşünebilirler. Duygularını derinlemesine keşfetmek ve anlamak isteyen bireyler, BDT’yi yüzeysel bulabilir ve duygusal bütünlüğe yönelik ihtiyaçlarını karşılamayabilir.

9. Tekrar Nüks Riski:
BDT, bireye öz yönetim becerileri kazandırmayı hedefler, ancak terapi bittikten sonra kişinin kazandığı bu becerileri kullanmaması durumunda sorunlar tekrar nüksedebilir. Bu nedenle, birey terapi sonrası kendi kendine yardım tekniklerini uygulamaya devam etmediği takdirde, sorunlarının geri gelme riski vardır.

10. Yanlış Terapi Yöntemi Uygulama Riski:
BDT, yetkin ve eğitimli bir terapist tarafından uygulanmalıdır. Terapistin yeterli deneyime sahip olmaması veya yanlış yöntemler kullanması durumunda, terapi süreci etkisiz olabilir veya danışan için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Sonuç olarak, Bilişsel Davranışçı Terapi genel olarak güvenli ve etkili bir yöntem olarak kabul edilse de, bireyin yaşadığı sorunların niteliğine ve terapi sürecine verdiği tepkiye bağlı olarak bazı riskler barındırabilir. Bu nedenle, deneyimli bir terapistle çalışmak ve terapi süreci boyunca açık iletişimde olmak bu risklerin yönetilmesine yardımcı olur.

Paylaş
OluşturanNP İstanbul Hastanesi Yayın Kurulu
Güncellenme Tarihi04 Kasım 2024
Oluşturulma Tarihi15 Şubat 2023
Sizi Arayalım
Phone
İlgili Tıbbi Birimler